Dolar/TL, kur korumalı mevduatın açıklandığı 20 Aralık’tan beri ilk kez 15,25’e yükselirken, bankacılar mevcut kur politikasının Merkez Bankası’nın eksideki rezervleriyle sürdürülebilirliğini sağlamak için TL’nin dolar karşısındaki değer kaybını bir ‘gereklilik’ olarak görüyor.

Birçok bankacı, TL’nin önümüzdeki günlerde de değer kaybetmeye devam etmesini beklerken kamunun değer kayıplarına izin vermemesi halinde TL’nin değerini korumak için rezervlerinden ya da ihracatçılardan elde ettiği dövizlerden çok daha yüksek miktarda kullanması gerekeceğini bunun da sürdürülebilir bir politika olmayacağına dikkat çekiyor.
Son dönemde küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası faiz artışları ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali kaynaklı satış baskısı kuvvetlendi. ABD borsaları, gelişmekte olan para birimleri, hatta kripto para birimleri bile hızla değer kaybediyor.
‘Birkaç günden fazla durmaz’
Küresel riskten kaçışın bu kadar kuvvetli olmasının yanı sıra Türkiye’nin artan enerji maliyetleri kaynaklı daha çok cari açık vereceğine dikkat çeken bankacılar, bu durumda kurun ‘birkaç günden fazla’ sabit bir seviyede duramayacağını belirtiyor.
Reuters’a konuşan Swissquote Bank kıdemli analisti İpek Özkardeşkaya, şunları dedi: “TL üzerindeki baskı çok artıyor, hem doların küresel çapta güç kazanması, hem de para politikasının yükselen enflasyona paralel tutulmaması stresi ve baskıyı attırıyor. MB TL için ciddi bir savaş veriyor ama maliyeti de günden güne artıyor.”
Bankacılar gerekenin faiz artışı olduğunu ancak buna gidilmeyeceğini varsayarak kalan seçenecekler arasından en iyi olanın TL’yi değersizleştirmek olduğuna da dikkat çekiyor.
TL geçen haftadan beri dolar karşısında yaklaşık yüzde 4 değer kaybetti. TL’nin son bir aydaki değer kaybı son üç gündeki kayba eşit. Benzer para birimlerindeyse son bir ayda yüzde 7-10 arasında daha belirgin kayıplar görülüyor.
‘Eksi rezervle uzun süre durmaz’
Reuters’a konuşan üst düzey bir bankacı şunları söyledi: “Bayram tatili sırasında dış piyasalarda Türkiye’yi de ilgilendiren negatif fiyatlama yaratan birçok gelişme oldu. Bunların en önemlisi küresel faizlerdeki artış. Eğer kamu belirleyici olduğu kurda dış gelişmelere aldırış etmeden sabit bir seviye belirlerse, yani TL’yi olması gereken seviyeden daha değerli tutmaya çalışırsa bunun maliyeti çok yüksek olur. Kur negatif bir rezervle sabit bir seviyede uzun süre duramaz. Bu nedenle TL’nin kademeli değer kaybetmesi doğal karşılanmalı.”
‘Kontrolden çıkabilirdi’
Reuters’ın dolar/TL’nin hangi seviyeye yükselmesi gerektiği sorusunaysa aynı bankacı, şöyle cevap verdi: “Bir seviye belirtmek kamunun aklından geçeni görmek çok zor. IIF’in dolar/TL’nin olması gereken seviyeyi 16,5 olarak tanımlıyor. Hangi seviye olduğunu söylemek mümkün değil ama yeni bir döviz kaynağı sağlanamıyorsa kademeli değer kaybı sağlıklı bir karar olur. Her ne kadar politikaları doğru bulmasak da TL’nin son üç-dört günlük değer kaybını mevcut politikaların sürdürülebilir olması için gereklilik olarak görüyoruz. Aksi halde kur kontrolden çıkabilirdi.”
ABD Merkez Bankası (Fed), Britanya Merkez Bankası (BOE) ve Avustralya Merkez Bankası’nın geçen hafta faiz artırmalarının ve yüksek enflasyonla mücadelede politikalarını daha da sıkılaştıracağı beklentilerinin kuvvetlenmesinin ardından ekonomik büyümeye dair endişeler yeniden gündeme geldi. Küresel resesyon endişesi küresel satış baskısının da belirleyicisi oldu.
Geçen hafta resmi tatil nedeniyle sadece iki gün işlem gören dolar/TL 14,75 seviyesinden başlayan yükselişini bugün en yüksek 15,2565’e kadar sürdürdü. Kur saat 15:55’te 15,26 seviyesindeydi. Kur öncesinde 14,5-15 bandında iki ay yatay seyretmişti.