• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Aynı yerde üç kez inşa edilen Ayasofya…

10/07/2020 18:05

Danıştay 10. Dairesi’nin, camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli bakanlar kurulu kararını iptal ederek ibadet edilmesinin önünü açtığı Ayasofya, Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’da yaptığı en büyük kilise; aynı yerde üç kez inşa edildi.

Fotoğraf: Reuters

Yunanların hakim olduğu (MÖ 660-MS 73) Byzantium şehrinde, bugünkü Ayasofya’nun bulunduğu yere yapılan dini yapı, Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından tahrip edildi.


Roma İmparatorluğu hakimiyetindeki şehirde, I. Konstantin’in oğlu II. Konstantin tarafından 360 yılında aynı yere inşa edilen yapı, Hagia Sophia (Kutsal Bilgelik) olarak isimlendirildi. 1. Ayasofya, Doğu Roma İmparatoru Arkadios’un eşi Evdokia’nın Ayasofya önüne gümüş kaplamalı bir heykelinin dikilmesi üzerine çıkan ayaklanmada, yapılışından 44 yıl sonra büyük ölçüde yıkıldı.

Arkadios’un ardından başa geçen İmparator II. Theodosios tarafından mimar Ruffinos’a yeniden yaptırılan Ayasofya, 415’te ibadete açıldı. 2. Ayasofya, 532’ye kadar şehrin en büyük kilisesi olarak varlığını devam ettirdi.

2. Ayasofya, I. Justinianus döneminde çıkan ‘Nika İsyanı’ sırasında açılışından 117 yıl sonra 532’de yakılıp yıkıldı.

Beş yıl 10 ayda yeniden inşa edildi 

Fotoğraf: AA

Nika İsyanı’ndan 39 gün sonra I. Justinianus tarafından Ayasofya’nın inşasına yeniden başlandı. Bugüne kadar gelen Ayasofya’nın 532 yılında başlayan inşası, 537 yılında tamamlandı.

Ayasofya’nın yapımını, dönemin ünlü bilim insanları fizikçi Miletli İsidoros ve Trallesli matematikçi Anthemius yönetti. İki baş mimar ile birlikte çalışan 100 mimar ve her mimarın emrinde 100 işçi, binanın yapımını beş yıl 10 ay gibi kısa bir sürede tamamladı.

3. Ayasofya’nın yapımında ahşap malzeme yerine güçlü, çevre şartlarına ve ateşe dayanıklı olduğu için tuğla kullanıldı.

İmparatorluğun her yerinden malzeme

I. Justinianus, idaresindeki vali ve krallardan, bu büyük kilisenin yapılması için kendi memleketlerinde bulunan harabelerden en güzel malzemeleri göndermelerini istedi. İmparatorluğun her yerinden tapınak, hamam ve saraylardan sütun, korkuluk, çerçeve ve pencere parmaklıkları sökülüp İstanbul’a getirildi.

Bu malzemeler başta Kizikos’un (Aydıncık-Kapudağı Yarımadası) doğu sahillerindeki Belkıs harabeleri, Aspendos, Efesos’ta (Ayasuluk-Selçuk) Artemis Mabedi, Suriye’nin Ba’albek bölgesi olmak üzere Anadolu ve Suriye’nin diğer antik şehir kalıntıları ve eski abidelerden temin edildi.

Binanın zemin duvarlarını kaplayan beyaz mermerlerin Marmara Adası’ndan, yeşil somakilerin Eğriboz Adası’ndan, pembe mermerlerin Afyonkarahisar civarındaki Synada’dan, sarı mermerlerin Kuzey Afrika’dan, orta ve yan nefleri birbirinden ayıran dördü sağda, dördü solda bulunan yeşil siyah damarlı mermer sütunların Efes Diyana Mabedi’nden, yarım kubbe altında 8 büyük kırmızı porfir sütunun ise Mızır Heliopolis’ten getirildiği düşünülüyor. 

Fil ayakları büyük kalker taşından yapılan, duvarları tuğla olan Ayasofya’nın inşasında İran tarzından esinlenildi.  

Ayasofya’nın havada gibi duran geniş kubbesinin yapımında çok hafif olduğu için Rodos toprağı tercih edildi. Bu topraktan kalıba dökülmüş tuğlalar, Rodos valisi tarafından hazırlatılıp kısa sürede gönderildi.

Noel’de açılış

Açılış töreni, İmparator I. Justinianus’un katılımıyla 27 Aralık 537’de bir Noel günü yapıldı.

Kubbesi 20 yıl sonra yaşanan depremden zarar gören Ayasofya’nın doğu tarafı da 558 yılında çöktü. Miletoslu İsidoros tarafından onarılan kubbeye dışarıdan payandalarla desteklenen alçak bir kasnak eklendi, kubbe kırk pencereyle hafifletildi ve yüksekliği artırıldı.

4. Haçlı Seferi sırasında, İstanbul’un ele geçirilmesiyle Ayasofya da yağmalandı. Bu dönemde Ayasofya, Roma Katolik Kilisesi’ne bağlı bir katedrale dönüştürüldü. 16 Mayıs 1204 ‘de Latin İmparatoru I. Baudouin imparatorluk tacını Ayasofya’da giydi. 

Ayasofya 1261’de tekrar Bizanslıların kontrolüne geçtiğinde harap, virane ve yıkılmaya yüz tutmuş bir durumdaydı.

İmparator II. Andronikos, 1317’de finansmanını ölen eşi İrini’nin mirasından karşılayarak binanın kuzey ve doğu kısımlarına dört adet istinat duvarı ekletti.

Ayasofya, inşa edildikten sonra ilk yapıldığı haliyle bugüne kadar gelemedi, pek çok doğal afet, bakımsızlık, istila ve savaşlar sebebiyle tahribata uğradı, yeniden yapıldı. 

Fethin sembolü

Osmanlı’nın yedinci padişahı II. Mehmet’in 29 Mayıs 1453’te İstanbul’u fethiyle, 916 yıl kilise olarak hizmet veren Ayasofya, camiye dönüştürüldü. 

Fetihle ‘Fatih’ unvanını alan Fatih Sultan Mehmet, fetihten sonraki ilk cuma olan 1 Haziran 1453’te cuma namazını Ayasofya’da kıldı. 

Bizans’ın Ayasofya’ya verdiği değer, Osmanlı döneminde de devam etti. Osmanlı döneminde padişahlar Ayasofya’ya çok değer verdi, ‘fethin sembolü’ olan Ayasofya’nın korunup yaşatılmasını sağladı.

Vakıf kurdu

Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya’yı camiye çevirdikten sonra en önemli gelir kaynaklarını aktardığı Ayasofya Camisi Vakfı’nı kurdu. 

Ayasofya’ya bir minber ve mihrap yaptıran Fatih Sultan Mehmet, ayrıca medrese, kütüphane ekletti. Ayasofya’nın ilk minaresi de Fatih Sultan Mehmet döneminde yapıldı. Hızla inşa edilebilmesi amacıyla bu minare tuğladan inşa edildi. 

II. Beyazıt (1481-1512) camiye beyaz mermerden bir mihrap ve kuzeydoğu köşesine bir minare ekletti. Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) fethettiği Macaristan’daki getirdiği iki kandili Ayasofya’ya hediye etti.

Mimar Sinan’ın da emeği var

Ayasofya, II. Selim döneminde (1566-1574) yorgunluk ya da dayanıksızlık belirtileri gösterdiği için dünyanın ilk deprem mühendislerinden biri sayılan Osmanlı başmimarı Mimar Sinan tarafından eklenen dış istinat yapılarıyla takviye edilerek, son derece sağlamlaştırıldı.

Ayasofya’nın içine Osmanlı döneminde eklenen diğer yapılar arasında mermerden minber, hünkar mahfiline açılan galeri, müezzin mahfili, vaaz kürsüsü bulunuyor.

III. Murat (1574-1595), Bergama’da bulunan Helenistik dönemden kalma (MÖ IV. yüzyıl) Bektaşi taşından yapılma iki küpü, Ayasofya’nın ana salonuna yerleştirdi.

I. Ahmet (1603-1617) devrinde geniş çaplı tamir ve bakım çalışması yaptırıldı, mihraba besmele yazdırıldı. 

IV. Murat (1623-1640) devrinde içi hat levhalarla süslendi. 

III. Ahmet (1703-1730) döneminde hünkar mahfili yenilendi, cami ortasına büyük bir top kandil asıldı, yine genel bir tamir ve bakım yapıldı. 

I. Mahmut, 1739’da binanın restore edilmesini emretti ve bir kütüphane ile binanın yanına bir medrese, bir imarethane ve bir şadırvan ekletti.

III. Selim (1789-1807) Ayasofya’da bulunan halıların tamamını değiştirdi, Mehmet Esad Yesari hattı ile yazılmış iki levha astırdı.

II. Mahmut (1808-1839) döneminde büyük çaplı tamir ve bakım çalışması yapıldı. 

Fossati kardeşler restore etti

Ayasofya’nın Osmanlı dönemindeki en ünlü restorasyonlarından biri Sultan Abdülmecit’in emriyle mimar Fossati kardeşler tarafından 1847-1849 yılları arasında yapıldı.

Kubbe, tonoz ve sütunları sağlamlaştırıldı ve binanın iç ve dış dekorasyonunu yeniden elden geçirildi. Üst kattaki galeri mozaiklerinin bir kısmı temizlendi, çok tahrip olanları ise sıvayla kaplandı ve altta kalan mozaik motifleri bu sıva üzerine resmedildi.

Işıklandırma sistemini sağlayan yağ lambası avizeleri yenilendi. Kazasker Mustafa İzzed Efendi’nin (1801–1877) eseri olan, önemli isimlerin hat sanatıyla yazılı olduğu yuvarlak dev tablolar yenilenip sütunlara asıldı. Ayasofya’nın dışına yeni bir medrese ve muvakkithane inşa edildi. Minareler aynı boya getirildi.

Sultan Abdülaziz (1861-1876) ve II. Abdülhamit (1876-1909) devirlerinde de onarım yapıldı.

Müzeye dönüştürülmesi

Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla Ayasofya’nın tarihi de değişti.

Restorasyon çalışmaları nedeniyle 1930-1935 yılları arasında halka kapatılan Ayasofya’da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle bir dizi çalışma yapıldı. Bu çalışmalar sırasında çeşitli restorasyonlar, kubbe demir kuşak ile çevrildi ve mozaikleri ortaya çıkarılıp temizlendi.

Bakanlar Kurulu’nun 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla Ayasofya, müzeye dönüştürüldü. İstanbul’un en çok gezilen müzelerinin başında geliyordu.

Ayasofya, 1985’te UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girdi.

85 yıl aradan sonra ezan

Ayasofya’da Temmuz 2016’da düzenlenen Kadir Gecesi programında 85 yıl aradan sonra sabah ezanı okundu.

Ekim 2016’da ibadete açık olan bölümü Hünkar Kasrı’na, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından uzun yıllardan sonra ilk kez asaleten imam atandı. 2016 itibariyle Hünkar Kasrı bölümünde vakit namazları kılınmaya ve minarelerinden Sultanahmet Camisi ile beş vakit çifte ezan okunmaya başlandı.

Cumhurbaşkanı imzaladı: Ayasofya Diyanet’e devredilerek ibadete açılıyor

Rus Ortodoks Kilisesi, Danıştay’ın Ayasofya kararını ‘esefle karşıladı’

Danıştay, Ayasofya’da ibadetin yolunu açtı

AKP’li yetkililer: Ayasofya kararı cuma günü açıklanır; iptal bekliyoruz

Kremlin: Ayasofya Türkiye’nin iç meselesi ama statüsü de göz önünde bulundurulmalı

Rus Kilisesi’nden Ayasofya tepkisi: Ortaçağ’a dönemeyiz

Danıştay savcısı: Ayasofya’nın açılması cumhurbaşkanlığının takdirinde

ABD dışişleri bakanı: Ayasofya’nın müze statüsü korunmalı

Fener Rum patriği: Ayasofya camiye dönerse, Hıristiyanlar İslam’a sırt çevirir

Uzman: Danıştay, Ayasofya davasında ret verir, cami yapılması idarenin yetkisinde

CHP’den iktidara ‘Ayasofya’ çağrısı: 18 yıldır siz yönetiyorsunuz, açacaksanız açın

Erdoğan tekrarladı: Ayasofya’yı aslına rücü ettiririz
AYM’den Ayasofya’nın ibadete açılması talebine ret

Kategori:Aktüel

SON HABERLER

Vücut geliştirirken kalplerini hasta ediyorlar

Avrupa Kalp Dergisi’nde (European Heart Journal) yeni yayınlanan bir araştırma erkek vücut geliştirme sporcularındaki ani kalp ölümlerini ortaya koydu.

Özellikle profesyonel (yarışmacı) vücut geliştirmeciler ciddi kalp sorunlarıyla karşı karşıyalar.

İnternet alışverişinde cayma hakkına yeni düzenleme

Ticaret Bakanlığı mesafeli satış sözleşmelerinde ‘tüketici lehine’ mevzuat değişikliğine gitti.

ABD, Suriye'ye yaptırımları hafifletti

ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’ye yaptırımları kaldıracağını duyurmasının ardından ABD Hazine Bakanlığı’ndan ilk adım geldi.

Meteoroloji'den yağış ve toz taşınımı uyarısı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) tahminlerine göre bugün yedi ilde sağanak yağış bekleniyor.

Ege ve Akdeniz bölgeleri içinse ‘toz taşınımı’ uyarısı var.

Seria A'da şampiyon Napoli

İtalya Birinci Futbol Ligi’nde (Serie A) 2024-2025 sezonu şampiyonu Napoli oldu.

Motosikletle seyir halindeyken üzerlerine halı düştü: Yola savruldular
Cumhurbaşkanı imzaladı: Ayasofya Diyanet'e devredilerek ibadete açılıyor

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 762 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Berkant Gültekin: Bahçeli bir bakıma tüm sırrı ve gizemi bozdu

Gündüz Vassaf: Gün, Harvard'la dayanışmanın günü

Mithat Fabian Sözmen: İşçi sınıfının taraftarlığı anonimliğe, edilgenliğe ve seyirciliğe mahkum

Selin Nakıpoğlu: Diyanet iktidarın emrindeki politik bir aygıt

Cihan Tuğal: Uluslararası ilişkileri aile ilişkilerinin belirlediği bir döneme mi giriyoruz?

Recep Genel: O mis kokulu salatalıklar, domatesler, marullar bizi yavaş yavaş öldürüyor

Rahmi Turan: Erdoğan'a 'ömür boyu cumhurbaşkanlığı' sağlanmak için çalışmalar olduğu iddiaları var

Timur Soykan: Türkiye'de yaşamak vahşi bir dolandırıcı ormanında hayatta kalmaya benziyor

Onur Çanakçı: 'Faizle değil, üretimle büyüme' anlayışının uygulanması şart

Özgür Müftüoğlu: Toplumsal mücadelelere engel her şey gibi, Lozan dahil müesses nizamı oluşturan kurucu belgeler tartışılabilmeli!

Umur Talu: Adalet adına feryadı olan da kendine bakacak

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×