• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Avukat Moroğlu: Soyadı maddesinde tek fark 'ancak' yerine 'şu kadar ki' yazılmış

12/07/2024 13:08

ECE DENİZ

ecedeniz@diken.com.tr

@meneksecedeniz

9’uncu yargı paketi Meclis Adalet Komisyonu’ndan geçti. En çok tartışılan düzenlemelerden biri de ‘kadının soyadı’na ilişkin değişiklik. Eğer kanun teklifi genel kurulundan geçerse Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal ettiği ‘kadının evlendiği erkeğin soyadını almasını öngören düzenleme’ yeniden yürürlüğe girecek.

Fotoğraf: AA


AYM 28 Nisan 2023’te ‘kadının kocasının soyadını almasını öngören Medeni Kanun’un 187’nci maddesi’ni eşitlik ilkesine aykırı bulup iptal etmişti.

İptal edilen maddede şu hükümler yer alıyordu:

“Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.”

AYM kararı 28 Ocak 2024’te yürürlüğe girmişti. Ancak Meclis, kararın alındığı tarih ile yürürlüğe girdiği tarih arasında geçen dokuz aylık sürede kanundaki boşluğu doldurmak için hiçbir adım atmamıştı.

Kamuoyunda 9’uncu yargı paketi olarak bilinen kanun teklifinde AYM’nin iptal ettiği soyadı maddesi aynen konuldu. Kadın örgütleri ve feministler tepkili.

Yıllardır kadının soyadı hakkı konusunda çalışmalar yürüten avukat Nazan Moroğlu, söz konusu süreci baştan sona Diken’e değerlendirdi:

Moroğlu’na göre kadının soyadı mücadelesi yalnız şimdi değil, kişilere soyadı hakkı tanındığı 1934’ten beri, yani 90 yıldır devam ediyor. Erkeklerin doğumdan ölüme kadar aynı soyadını kullanma hakkına sahip olduğunu belirten Moroğlu, kadınların bu haktan mahrum bırakıldığını söylüyor.

“Kişiler hukukunda soyadının herkesin hakkı olduğu, vazgeçilemez ve devredilemez bir hak olduğu belirtilmiş ve kanunla da korumaya alınmış. Dünyada 1950’lerden itibaren artan eşitlik mücadeleleri sonrasında Avrupa kadının soyadıyla ilgili düzenlemeler yaptı. Almanya’da 1995’te kadına evliyken kendi soyadını kullanmaya devam etme hakkı verildi.

Türkiye’deyse 1997’de yapılan düzenlemeyle kadınlar eşlerinin soyadıyla birlikte kendi soyadlarını kullanmaya başlayabildi. Tabii o dönemde yapılan konferanslar ve dünya genelinde eşitlik sözleşmelerinin yaygınlaşması bu değişikliklerin yapılmasında etkili oldu.

Ben ikinci yüksek lisansımı kadının soyadı hakkı üzerine yaparken gördüm ki her ülkede soyadı kuralı erkeğin lehine yazılmış. Kadınlar için hukuki niteliği olan o kimlik belgesi hiç önemsenmemiş.“

Moroğlu, kadının evlenirken mecburen aldığı soyadını boşandıktan sonra kullanmayı sürdürmesinin hiç kolay olmadığını anlatıyor.

“Kadınlar evlenince kocalarının soyadını almak zorunda kalıyorlar. Boşanmak istediklerinde de eğer kadın uzun süre eşinin soyadını kullanmışsa ve o soyadıyla tanınmışsa mahkeme kadından bu soyadını kullanırken ‘eşine zarar vermeyeceğini’ kanıtlamasını istiyor.
Evlenirken zorla alıyorsunuz. Boşanırken de soyadını kullanmak isterseniz yine mahkemeyi ikna etmek zorunda kalıyorsunuz. Türkiye’de kadınlar hâlâ bu süreci yaşamaya devam ediyor.”

Moroğlu, 2013 ve sonrasında AYM’ye yapılan bireysel başvurular neticesinde kadınların kendi soyadını alabildiğini ama bu mahkeme kararlarının sadece başvurucuyu bağladığını söylüyor: “Ocak 2024’te AYM’nin iptal kararı uygulansaydı bütün kadınlar kendi soyadını mahkemelere başvurmadan kullanabilecekti. Ama İçişleri Bakanlığı nüfus müdürlüklerine bir genelge gönderip kimseyi durumdan haberdar etmedi.”

Moroğlu, 2010’larda başlayan süreci şöyle özetliyor:

“2010’da yapılan anayasa referandumuyla AYM’ye bireysel başvuru hakkı getirildi. AYM’ye başvuru hakkı tanınmamışken kadınlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruyordu.
Bu soyadı maddesinin ayrımcılığa neden olduğu gerekçesiyle AİHM kadının kendi soyadını kullanabileceğine ilişkin karar verdi. Ama tabii ki idareler bu kararları tanımadı. Nüfus memurları da kadının kendisine ait soyadını kimliklerine yazmadı.

2010’da getirilen AYM’ye bireysel başvuru hakkı sonucunda birçok başvuru yapıldı. Mahkeme başvuruları 2013’e kadar ‘Ailenin bir adı olmal’ gerekçesiyle reddetti. ‘Eşlerden birinin soyadı alınabilir, bunda bir ayrımcılık yok’ dedi.

İlk defa 2013’te AYM ‘Bu durum eşitliğe aykırı, kadınlar kendi soyadını taşımalı’ kararını verdi.
O günlerde AYM’nin bu kararı basına kadınların soyadı zaferi gibi yansıdı ama aslında sadece bireysel dava açan kadınlar evlenmeden önceki soyadını kullanabilme hakkı kazandı.

Kanun maddesinin iptal olma süreciyse şöyle: Bir kadın aile mahkemesine soyadını değiştirmek için başvuruyor ama mahkeme ‘Medeni Kanun buna el vermiyor’ diyerek reddediyor.
Daha sonra bu mahkeme kararı eşitliğe aykırı olduğu için AYM’ye söz konusu 187’nci maddenin iptali için başvuru yapıldı. AYM de bu maddeyi iptal etti, karar 28 Nisan 2023’te Resmi Gazete’de yayınlandı. AYM gerekli düzenlemelerin yapılması için dokuz ay süre verdi ve düzenleme 28 Ocak 2024’te yürürlüğe girdi.

Şimdi güncele gelirsek getirilen 9’uncu yargı paketi birçok konu hakkında maddenin olduğu bir torba yasa. Pakette 15’inci madde soyadı düzenlemesiyle ilgili. İptal edilen maddede kadının nikah memurundan veya nüfus müdürlüğünden talebi halinde kocasının soyadıyla birlikte kendi soyadını kullanabileceği belirtiliyordu. 9’uncu yargı paketine de bunun aynısını yazmışlar, maddede değişen tek şey cümlede ‘ancak’ yerine ‘şu kadar ki’ yazmışlar.”

Moroğlu, iktidarın meseleye bakışını şu sözlerle yorumladı:

“Aile bütünlüğünün soyadını temsil ettiğini iddia ediyorlar. Bunun da erkeğin soyadıyla sağlanabildiğini ve iki farklı soyadı kullanmanın çocukların psikolojisini olumsuz etkilediğini söylüyorlar. Konunun aile içinde tartışmalara yol açabileceği belirtiliyor.

Bu tartışmaya filan yol açmazdı. Herkesin kendi soyadıyla devam ettiği ama yine bir aile ortak adının da seçildiği bir düzenleme mevcut olsaydı zaten çocuğun soyadı konusunda da bir değişiklik yapılacaktı. ‘Aile adı seçilmişse çocuk ailenin adını alır’ diye bir düzenleme gerekecekti. Bunları hiç düşünmedikleri, kadını da birey olarak dikkate almadıkları için mutlak kişilik hakkı hiç görüş alanlarına girmiyor bile. Nedense aile hukukunun demokratikleşme çabaları kadının soyadı söz konusu olduğunda hep görmezden gelindi.“

Moroğlu, ocakta yürürlüğe giren AYM’nin iptal kararı sonrasında başvuru yapan kadınlardan hiçbirinin soyadı düzenlemesinden yararlanamadığını da ekledi.

9’uncu yargı paketi komisyondan geçti

9’uncu yargı paketinin detayları belli oldu: ‘Yeni tip casusluk’ suçları

Kategori:Aktüel, Diken özel, Vitrin-mobil

SON HABERLER

Messi en sevdiği golünü açıkladı: Refik Anadol sanat eserine dönüştürecek

Dünyaca ünlü futbolcu Lionel Messi, kariyerinde en sevdiği golün 2009’da Manchester United’a attığı kafa golü olduğunu söyledi.

İBB soruşturması: Yedi kişi için daha tutuklama talebi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı soruşturmalarda ihalelerde yolsuzluk yaptığı öne sürülerek gözaltına alınan yedi kişi hakkında tutuklama talep edildi.

MGK bildirisinde PKK'nın kararına vurgu: Tasfiye süreci hassasiyetle takip edilecek

Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) bildirisinde PKK’nın silah bırakma ve fesih kararının ardından sürecin izleneceği belirtildi: “Tasfiye sürecinin her aşamasının hassasiyetle takip edilmesine, terörün ülkemizin gündeminden kalıcı olarak çıkarılmasına yönelik kararlılık vurgulanmıştır.”

İBB soruşturmasında üçüncü dalga: 13 kişi tutuklandı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturmasının üçüncü dalga operasyonunda gözaltındaki isimlerden 13’ü tutuklandı, yedisi adli kontrolle serbest bırakıldı.

Genç erkekler için kalp hasarı riski: ABD Covid-19 aşı uyarılarını genişletiyor

ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), Covid-19 aşısı üreticilerinden kalp iltihabı riski uyarısını 16-25 yaşı kapsayacak şekilde genişletmesini istedi.

Rock Off: Amon Amarth 29 Temmuz'da İstanbul'da
Orban ve Trump hedefe kilitlendi: Barış misyonu 5.0

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 760 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

İhsan Çaralan: İster istemez akla 'ahtapot suç örgütü' tanımı geliyor

Emre Kongar: Erdoğan/AKP iktidarı, zayıfladığı dönemlerde, ömrünü uzatmak için, önce Kürt milliyetçiliğini kullanmıştır

Mine Söğüt: Rahat rahat konuşalım, Linet bu ülkede bizimle kalsın mı yoksa gitsin mi?

Mustafa Balbay: Kurtulmuş, 'Alevileri inciten bir şey demedim' yerine, özür dileyip ne düşündüğünü daha net ifade edebilirdi

Feray Aytekin Aydoğan: Mücadele ederek kazandığımız tüm haklar hedef tahtası hâline getiriliyor.

Alaattin Aktaş: Resmi tatillere niye ek yapılıyor?

Zeynep Altıok Akatlı: Türkiye'de barışın tartışıldığı bu günlerde, nefretin sanat üzerindeki gölgesi hepimize ağır geliyor

Nevşin Mengü: İnternet sitelerinin basın yasasına göre künyesi olmak zorunda

Gökçer Tahincioğlu: Kaç süslü lafla, 12 yaşında bir çocuğun öldürülmesinin üzeri kapanır?

Hediye Levent: ABD Dışişleri Bakanı Rubio'nun Suriye'de her an bir iç savaş patlayabileceğine dair açıklaması gündemde

Abdulkadir Selvi: Macaristan'da Orban, Türkiye'de Erdoğan kazandı; küresel proje çöktü

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×