Yabancı basında sıklıkla Türkiye’deki gazeteciliğin umutsuz bir durumda olduğu belirtiliyor ve genelde analizler çarpıcı başlıklardan ve kaç gazetecinin tutuklandığının vurgulanmasından ibaret oluyor. Eğer Türkiye’deki gazeteciliğin eleştirilmesi gerekiyorsa, uzaktan ahkam kesmek durumun tam anlaşılmasına yardımcı olmaz. Peki sahada çalışan yabancı gazeteciler bu konuda ne düşünüyor?
Dünyanın farklı yerlerinden büyük basın kuruluşları için veya serbest şekilde çalışan yabancı gazetecilerle Türkiye’deki deneyimlerini ve Türk medyası hakkındaki fikirlerini konuştuk.
Söyleşi dizimiz ismini vermek istemeyen ve Türkiye’de Avrupalı bir basın kuruluşu için çalışan ve adının gizli tutulmasını isteyen Avrupalı bir gazeteciyle devam ediyor.

ARTHUR DIDIER DEREN
Türkiye’ye yerleştiğinizden bu yana ağırlıklı olarak hangi konular üzerinde yazıyorsunuz?
Siyaset, dış politika, ekonomi, çevre, kültür ve toplumla ilgili yazıyorum.
Türkiye’de çalışmaktan memnun musunuz?
Burada çalışmayı çok seviyorum. Türkiye harika bir ülke. Hakkında yazması hem ilginç hem de zorlayıcı. Avrupa’da bu ülke hakkında birçok önyargı mevcut ve dış dünyaya Türkiye’yi daha incelikli bir tablo çizerek anlatabilmenin faydalı olduğunu düşünüyorum. Öte yandan burada çalışmak hayli zor. Yabancı gazeteciler çalışırken birçok zorlukla karşılaşabiliyor. Türk gazeteciler içinse durum yüz kat daha kötü.
Türk hükümetini güvenilir bir bilgi kaynağı olarak görüyor musunuz?
Pek değil. Birçok hükümet yetkilisi ve iktidar partisi yetkilileri yabancı gazetecilerle konuşmaya can atmıyor. Belki korkuyorlardır, belki de bize güvenmiyorlar. Ama bence yabancı gazetecilerle iletişimde olmayı reddetmek fayda sağlamaktan çok zarar veriyor. Hükümet Türkiye hakkında uluslararası basın yansımalarını beğenmiyor ve şikayetçi. Ama basınla konuşmak ve yabancı gazetecilerle dostane bir ilişki kurmak hükümetin kendi bakış açısını daha iyi aktarmasına yardımcı olur. Diğer ülkelerde hükümetler kendi argümanlarını sunabilmek için sizinle çalışmak isterler. Burada ise hükümetin bu konudaki çabaları neredeyse bitmiş durumda.
Hükümet dışında başlıca bilgi kaynaklarınız neler?
Genelde hükümetin bakış açısını yansıtmak veya haberimde bir denge sağlamak için bakanların basın açıklamalarını takip etmek zorundayım. Tabii bunun bir sınırı var, çünkü siyasetçilerin belirli bir konu hakkındaki tutumu genel kamuoyuna seslendikleri basın açıklamalarındakine göre özelde daha incelikli veya karmaşık olabilir. Çelişkili bir şekilde muhalefet bu konuda hayli açık. Yabancı basına konuşup hikayenin kendi tarafını anlatmak istiyorlar çünkü onların sesini duyuracak çok fazla Türk medya kuruluşu bulunmuyor.
Türkiye’de çalışmaya başladığınızdan beri gazeteciliğin uygulanmasında herhangi bir değişiklik fark ettiniz mi?
Kesinlikle daha zorlaştı. Zaman içinde adım adım daha da zor hale geldiğini söyleyebilirim.
Türkiye’de gazeteci olmayı daha önce çalıştığınız diğer ülkelerdeki deneyimlerinizle karşılaştırabilir misiniz?
Benim ülkemdeki hükümet engelleyici ve zorluk çıkartabiliyor. Aslında bu şimdiye kadar çalıştığım tüm ülkeler için geçerli. Eylemlerinin titizlikle incelenmesinden hoşlanan siyasetçi sayısı çok değildir. Ama durum Türkiye’de çok daha vahim. Türk gazeteciler muazzam bir siyasi baskı altında. Neredeyse tüm büyük medya kuruluşları ekonomik çıkarları hükümeti mutlu etmelerine bağlı iş adamları tarafından kontrol ediliyor. Bunun sonucunda da önemli birçok olayın haberi yapılmıyor. Çok az iyi analiz yapılıyor. Araştırmacı gazetecilik ise oldukça az. Harika işler yapan gazeteciler de hala var fakat bunlar bütünün çok küçük bir kısmını temsil ediyor.
Türk basınını güvenilir buluyor musunuz?
Pek sayılmaz. Genel olarak medya kuruluşlarında kalitenin düşük olduğunu düşünüyorum. Muhalif basında bile haberdeki gerçekler düzgün bir şekilde kontrol edilmiyor. Birçok kuruluş doğrulama ihtiyacı bile duymadan başka gazete ve televizyon kanallarının yaptığı haberleri kopyalıyor sadece. Tabii ki muhalif medya hala hükümet yanlısı medyadan genelde daha iyi durumda. Bazı hükümet yanlısı kuruluşlarda muhabir ve editörlerin yanlış olduğunu bilmemesine olanak bile olmayan haberler yayınlanabiliyor.
Sizce yeni teknolojiler ve yeni bağımsız haber platformları hükümetin basın üzerindeki baskılarının dengelenmesinde bir rol oynuyor mu?
Türkiye’de sosyal medya çok önemli. İlk geldiğimde Twitter’ın bu kadar önemli olmasına inanamamıştım. O kadar çok insan Twitter kullanıyor ki. Fakat nereye gitseniz benzer sorunlar var. Örneğin ciddi bir bilgi kirliliği var. Ve Twitter kullanıcılarının büyük bir çoğunluğu kendi ideolojik balonlarının güvenli duvarları içinde kalıyor. Bu anlamda hükümet balonu var, muhalefet balonu var ve bu gruplardakiler genelde kendi aralarında konuşuyor. Twitter kesinlikle kullanılması gereken bir mecra olsa da, sağlıklı, özgür ve güçlü bir medya ortamına bir alternatif olamaz. Bence Türkiye’de TV açık ara en etkili mecra olmaya devam ediyor ve hükümetin televizyon anlatıları üzerinde ciddi bir etkisi var. Ve şunu da unutmamak gerek, Twitter da tam anlamıyla özgür bir platform değil. Burada hükümet insanları sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle yargılayabiliyor. Kullanıcılar da oto-sansür uyguluyor. Yani Twitter geleneksel medyadan daha özgür olsa da, tam anlamıyla özgür değil.