Amasra’daki maden faciasına ilişkin bilirkişi ön raporunda, maden havalandırmasının iyileştirilmesine dair yatırım ve projelerin hayata geçirilmemesinin kazanın meydana gelmesinde önemli rol oynadığı bildirildi.

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesi’nde 14 Ekim’deki patlamada 41 işçi hayatını kaybetmişti. Patlamadan sonra, Sayıştay’ın 2019’da madenle ilgili uyardığı ortaya çıkmıştı. Hükümet, yeterli tedbirlerin alınmadığı iddialarını reddederken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’sa patlamayı ‘kader’e bağlamıştı.
Maden, jeoloji, jeofizik, elektrik ve makine mühendisleriyle iş güvenliği uzmanından oluşan yedi kişilik bilirkişi heyetinin hazırladığı 28 sayfalık ön inceleme raporu, Amasra başsavcılığına gönderildi.
AA’nın haberine göre raporda, “İş kazası, -320 Kalın Damar Tavan Yolu’ndaki patlatma çalışması kaynaklı olarak meydana gelmiş, grizu ve kömür tozu patlamasını içeren bir patlamadır” dendi.
Raporda ‘iyileştirilmeyen’ havalandırmanın facianın meydana gelmesine etkisi şöyle anlatıldı: “Maden havalandırmasının iyileştirilmesine dair hayata geçmeyen yatırım ve iyileştirme projeleri, kazanın meydana gelmesinde önemli rol oynamıştır. Yetersiz ve etkisiz havalandırma sistemi olayın meydana gelmesindeki en temel unsurdur. Ocak içinde yeterli miktarda ve hızda hava dolaşımı sağlanamamış, bu nedenle yanıcı, patlayıcı gazları ve tozları insanların çalıştığı ve bulundukları yerlerde seyreltme ve hızla ortamdan uzaklaştırma görevi yerine getirilememiştir… Havalandırma sistemi yeterli ve etkili olsaydı olayın meydana gelmesi önlenirdi.”
Raporda yer alan tespitler şöyle:
* TTK’ye bağlı ocaklarda metan drenajı uygulaması yapılmamaktadır. Bu durum yaşanan kazanın, yetersiz ve etkisiz havalandırmayla birlikte temel nedenlerinden biridir. Metan drenajı uygulaması hayata geçirilmiş olsaydı meydana gelen kaza olayı önlenebilirdi.
* -320 Kalın Damar galerisinde meydana gelen grizu patlamasının kömür tozu patlamasıyla ocağa yayılması, yaşanan kazanın boyutlarının ve etki mesafesinin artmasına sebebiyet vermiştir. İşletmede kömür tozu ile mücadele konusunda hazırlanan yönergenin bulunmuş olması, işletme yetkililerinin de riskin farkındalığına işaret etmektedir ancak grizu patlamasının kömür tozu patlamasına eşlik etmiş olması, yapılan tozla mücadele çalışmasının yetersiz olduğunu göstermektedir. Tozla mücadele etkin yapılsaydı meydana gelen kazanın etkisi daha az olabilirdi.
* Yeraltı taş kömürü madenciliği ‘çok tehlikeli işler’ sınıfında olduğu için gerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü Ruhsat Denetleme Dairesi Başkanlığı tarafından gerekse de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından rutin denetimlere tabi tutulmaktadır. Maden işletmesinde gerçekleştirilen denetim faaliyetleri sonucunda hazırlanan raporlarda havalandırma, metan drenajı, kömür tozu ile mücadele ve benzeri konularda tespit veya iyileştirmeye yönelik bir talep, öneri ya da yaptırım uygulanmamıştır. Denetleme mekanizmasının gereken etkinliği sağlayamadığı görülmekte olup, kazanın meydana gelmesinde etkisi vardır.