‘Ermeni soykırımı’ tasarısını Alman meclisine taşıyan isimlerden Yeşiller Eş Başkanı Cem Özdemir, tasarının 1915’te yaşananlarda Almanya’nın sorumluluğuyla ilgili olduğunu söyledi.

Fotoğraf: sedatmehder.com
Alman meclisinde dün yapılan oylamada ‘Ermeni soykırımı’ tasarısı bir çekimser, bir ret oyuna karşı neredeyse oybirliğiyle kabul edilmişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise kararın ilişkileri ciddi oranda zedeleyeceğini söylemişti.
‘Başka bir ülke hakkında karar vermek gibi bir niyetimiz yok’
Deutsche Welle Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Özdemir, kararın Türkiye karşıtı bir girişim olmadığını savundu: “Alınan kararın sebebi şu: O dönem Alman diplomatları olan bitenleri takip etti. ‘Bir soykırım oluyor, insanlar yurdundan oluyorlar, Suriye’de çöle gönderiliyorlar, bunu engelleyelim’ dediler. Ama Reich hükümeti müdahale etmedi. Dolayısıyla bizim de omuzlarımıza suç yüklenmekte. Başka bir ülke hakkında karar vermek gibi bir niyetimiz yok. Biz, bizden söz ediyoruz. Bunu da kimse yasaklayamaz, engelleyemez.”
Özdemir’e göre Türkiye, böyle kararlar çıkmasını daha fazla istemiyorsa, Ermenistan ile ilişkilerini iyileştirmeli ve uzlaşmaya karşı çıkmamalı.
Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin gelişmesi için birçok fırsatın kaçırıldığını vurgulayan Cem Özdemir, Zürih Protokolü hayata geçip iki ülke arasında sınır açılsaydı, Dağlık Karabağ meselesinin çözümünün kolaylaşacağını da savundu: “Türk ekonomisi orada yatırım yapacaktı, iki ülke yakınlaşacaktı ve bambaşka bir durum söz konusu olacaktı.”
Türkiye’de yaşayan Hristiyanlara ‘Defolun gidin’ deniyor
Özdemir daha önce konunun tarihçilerin işi olduğunu düşündüğünü söylediğinin anımsatılması üzerine ise şöyle yanıt verdi: “Fikrimi değiştirmedim. İki taraf yaklaşıyor olsa, elimden geleni yaparım. Hrant Dink öldürüldü. Açılan kiliseler tekrar kapatılıyor. Heybeliada’daki ruhban okulu bütün uluslararası sözleşmelere aykırı olarak halen daha kapalı. Türkiye’de yaşayan Hristiyanlara ‘defolun gidin’ deniyor. Dörtte biri Hristiyandı nüfusun, bugün yüzde birin altında. Başka bir şey söylemeye gerek var mı? Herkes elini vicdanına koysun ve kendine sorsun: Türkiye’nin kökeninde Enver Paşa, Tâlât Paşa, Sarıkamış’ta Türkleri, 70 bin insanı donduranlar mı var, yoksa Kütahya Valisi gibi ‘Benim bölgemde Ermenilerin kılına dokunanlar benim kapımdan geçmek mecburiyetinde’ diyenler mi? Ben onları köken olarak kabul ediyorum. Evlatlarıma bunları örnek gösteriyorum. Mevlevîleri örnek gösteriyorum, Konya Valisi’ni örnek gösteriyorum. Çünkü onlar dediler ki, ‘Ermeniler de bizim gibi bir Allah’a inanıyor, onlara saldıran, bana bir Müslüman olarak saldırmış olur.’ Bir de farklı kişileri örnek alanlar var.. Katilleri örnek alanlar var. Herkes tercihini koymalı. Ben tercihimi yaptım.”