Britanya’nın önde gelen gazetelerinden Times gazetesi, bugünkü başyazısında Almanya’nın ‘Ermeni soykırımı’nı tanımasını yorumlarken, ‘Türkiye’nin, Ermenilerin kitlesel kıyımını kabullenmesi gerektiğini’ yazdı.
Alman meclisinde dün yapılan oylamada ‘Ermeni soykırımı’ tasarısı bir çekimser, bir ret oyuna karşı neredeyse oybirliğiyle kabul edilmişti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise kararın ilişkileri ciddi oranda zedeleyeceğini söylemişti.
BBC Türkçe’nin aktardığı ‘Soykırımın inkarı’ başlıklı yazı, 2. Dünya Savaşı sırasında ‘soykırım’ kavramını kullanan ilk kişinin, Polonyalı Yahudi hukukçu Raphael Lemkin olduğunu hatırlatıyor. Times’a göre eğer bu kavram 1. Dünya Savaşı’nda ortaya çıksaydı, ‘Osmanlı İmparatorluğu’nun Ermeni halkını ortadan kaldırma kampanyasını’ da açıklamış olacaktı.
Yazıda Alman meclisinin kararı sonrası, Türkiye’nin pişmanlık belirtmediği ya da karara saygı duymadığı, aksine Almanya büyükelçisini geri çağırdığı belirtildi: “Almanya’da kabul edilen karar tasarısı, hem mesajı hem de diplomasi açısından doğru. Türkiye’nin kırgınlığı doğrudan, Ermeni soykırımını tanıyan müttefiklerine yönelik. Türkiye’nin yanıtı, vakur olmayan ve tarih dışı bir tavırdan da kötü.”
Kaçınılmaz bir trajedi değildi
Times daha sonra da, Türkiye’nin inkar politikasına karşı çıkılması gerektiğini vurguladı: “Ermenilerin kıyımı, soykırımı inkar eden Türklerin savunduğu gibi plansız yapılmış ve savaş zamanı olabilecek kaçınılmaz bir trajedi değil. Osmanlı rejiminin, kitlesel tehcire ve insan öldürmeye dayalı özel bir kampanyası. Bu politikanın baş mimarı Talat Paşa da, 1921’de soykırımdan kurtulan bir kişi tarafından öldürüldü. Arşiv kayıtlarına göre 1915 öncesi Osmanlı yönetiminde 1 milyon 256 bin Ermeni yaşıyordu. Bu sayı 1917’de 284 bin 157’ye indi.”
Dönemin ABD büyükelçisi Henry Morgenthau’nun da facianın görgü tanıklarından olduğu hatırlatılan başyazı şöyle devam etti: “Modern Almanya ve onun devlet adamları defalarca, uluslarının geçtiğimiz yüzyıldaki soykırımsal barbarlıklarından dolayı vicdan azabı duyduklarını söyledi. Türkiye’nin de aynı şeyi yapmasının vakti çoktan geldi.”