AK Parti-MHP ittifakının kafası net, aynı dili konuşuyorlar.
Saadet ve İyi Parti için de bir duruluk söz konusu. Ne istediklerini, ne yapmaları gerektiğini biliyorlar.
Dil ve zihin karmaşası, kendini Babil kulesine kilitleyen CHP’ye mahsus.
Sanıyorlar ki talih yüzlerine sonunda güldü, gün onlara doğdu. Tek yapmaları gereken, ufukta beliren bu zaferi başka isim ve partilere ne yedirmek ne de paylaşma hatasına düşmek. Cumhurbaşkanlığı adayı mutlaka kendilerinden biri olmalı dolayısıyla.
Heveskar bol olunca “Ben de varım, aranan saf kan benim” diye kuyruğa giren çok.
Önceki çatı aday deneyimleri yani Ekmeleddin İhsanoğlu fiyaskosu da bu partizan tutuculuğa gerekçe gösteriliyor.
Bu saplantı değişmezse, ‘Evet’çi yüzde 50’den de oy çekebilecek bir aday stratejisiyle seçmenin karşısına çıkmazlarsa…
Siyasi önyargıları ve kemikleşmiş partizanlıkları körüklemeye yarayacak bir profilde ısrar ederlerse…
Meclis seçimleri için partiye sadakat oyu isterken cumhurbaşkanlığı için kazanma şansı yüksek bir adayı destekleme mantığını benimsemezlerse…
Kamplaşmanın ekmeğine yağ sürerken farklı bir sonuç beklemesinler.