15 Temmuz nasıl ki, salya sümük emekli bir vaizi çok aşan ve doğrudan “devletin bekasına yönelik bir organizasyon” ise Hürriyet’in satışı da benzer bir operasyon olabilir. Bunu bugünden kanıtlamak elbette mümkün değil.
Türkiye’nin güney sınırlarını düzenlemenin ön hazırlığı için “süper irade – üst akıl” nasıl ki 15 Temmuz’u uygulamaya koydu ise daha dar ölçekli ama daha derin etkili bazı toplumsal operasyonlar için de Hürriyet “etkisiz hale getirilmiş” olabilir.
15 Temmuz’un ertesinde, bu sütunlardaki ilk yazının başlığı “Hayrı Görülesi Bir Darbe” idi. Darbenin hayrını kimlerin görmek istediğini ve gördüğünü iki buçuk yıldır görüyoruz. Stratejik müttefikimizin ne kadar stratejik olduğuna tanık olduk, oluyoruz. TürkSilahlı Kuvvetleri’nden adliyeye, üniversitelerden bürokrasiye kadar 15 Temmuz’un hayrını da göreni milletçe görüyoruz.
Özet mi?
Bazı operasyonlar “hayrı daha sonra görülmesi” için gerçekleştirilir.Tıpkı 12 Mart, tıpkı 12 Eylül darbeleri gibi… Bu iki darbe de gençleri ve kitle örgütlerini siyasetten uzaklaştırdı. Demokrasi ve özgürlükler alanında kapanmayacak yaralar açtı. Örneğin, 12 Eylül rejiminin getirdiği “yüzde 10 temsil barajı” otuz küsur yıldır hâlâ aşılamıyor.
Çin Devrimi’nin önderlerindenÇu En Lay’a sormuşlar: “1789Fransız İhtilali hakkında ne düşünüyorsun?” Sonuçlarını görmek için acele etmemek lazım!