CANAN COŞKUN
[email protected]
@canancoskun
Cumhuriyet gazetesi davasında avukatların tutuklu olduğu 6 Nisan 2017’de avukatlar tarafından başlatılan Adalet Nöbeti’nin bugünkü gündemi Gezi Parkı davasında verilen mahkûmiyet ve tutuklama kararlarıydı. Avukatlar, milletvekilleri, gazeteciler kararın hukuki olmadığını, baskıya karşı mücadele ederek kazanacaklarını söyledi.
Avukatların Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde düzenledikleri basın açıklaması öncesinde meydan polis tarafından ablukaya alındı.

Adliye binası içinde bir araya gelen avukatlar, yakalarında 18 yıl hapse mahkûm edilen avukat Can Atalay’ın fotoğrafının bulunduğu etiketler taktı. Daha sonra polisin kapattığı meydana çıkan avukatlar burada bir basın açıklaması düzenledi.
Konuşmalardan önce avukat Gülendam Şan Karabulutlar, Can Atalay’ın yolladığı mesajı okudu. Atalay’ın mesajı şöyle: “Ülkenin gündemi açlık, yoksulluk ve örneğin gıda güvenliği olması gerekirken hiçbir hukuk kuralı tanımadan saçma sapan şeylerle meşgul ediyorlar. Biz İstanbul’un kent merkezinde son kalan müşterek kamusal bir yeşil alanın, afet sonrası toplanma alanını savunduk. Polisin şiddetine karşı çıkan her bir insanımız kendi itirazını aldı, geldi. Taksim Gezi’si farklı fikirlerin, dünya görüşlerinin çoğulcu, eşitlikçi ve özgürlükçü bir ortamda barış içinde yaşayabileceğinin somut kanıtıdır. Taksim Gezi’si ekmeği paylaşmanın, imecenin tadını bu memlekete yeniden anımsatandır. Gezi bu toprakların eşitlik, özgürlük, adalet umududur. Gezi’nin toplumsal, politik ya da hukuki bakiyesini ancak onurla taşırız. Gezi’yi savunduk, savunuyoruz ve savunucağız. Adalet istiyoruz. İnsan, hava, toprak ve su için adalet! Hep birlikte mücadele edeceğiz. Hep birlikte kazanacağız.“

Atalay’ın mesajının okunmasından sonra avukatlar, siyasetçiler ve gazeteciler konuştu.
Avukat Kemal Aytaç: Siyasal iktidarın görevlendirdiği infaz memurları aracılığıyla bugün adına hukuk diyemeyeceğimiz bir kepazeliği yaşadık. Bu cesareti kimden alıyorlar? Bunun cevabını vermek zor. Bu cellatlardan bunun hesabını soracağız.
HDP Milletvekili Oya Ersoy: Bu ülkede yaşayan 82 milyon -ister iktidarı desteklesin, ister desteklemesin- her şeyi biliyor. Dünkü verilen karar bir yargı kararı değildir, hukuk içinde tartışılamaz. Tamamen talimatlı yargının sarayın egemenliği için vermiş olduğu, onun çıkarı için, onun iktidarı için vermiş olduğu bir karardır. Ve bedel ödetilmek istenen arkadaşlarımızın her zaman yanındayız. Ama bu bedeli ödetmek isteyen ve siyaseten yenemediklerini yargıyı tetikçi olarak kullanıp talimatlı yargıyla cezaevlerine koyarak halkı biat ettireceğini sanan Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum: O hayallerden vazgeç. Bu halk Gezi’de olduğu gibi hayatın hiçbir aşamasında sana biat etmeyecek, sana kul olmayacak. Biz Gezi’de bir tarih yazdık hep birlikte, bu ülkenin bütün renkleriyle beraber. Ama öncelikle biz kadınlar, eşitlik ve özgürlük içinde yaşayacağımızı Gezi’de size gösterdik. Ve zaten sarayın, Tayyip Erdoğan’ın korkusu da budur. Korkusu halk korkusudur. Korkusu sadece bir grup azınlığın ve sarayın egemenliğini kurmak istediği bu ülkede eşit, özgür, barış içinde yaşamak isteyen halkın onu yenmesinin korkusudur. Ama korkunun ecele faydası yoktur. Gideceksiniz.
Gazeteci ve PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral: Milyonların katıldığı, Türkiye’nin her yerinde kendiliğinden oluşmuş, yaşam haklarını, yaşam tarzlarını, düşüncelerini korumak isteyen insanların düzenlediği Gezi’nin suçunu -suçsa- 20 kişiye bağlamak istemek yeryüzünün en kötü romanı, en kötü yazısı, en kötü makalesi, en kötü senaryosudur. Bu tutmaz. Eğer bir ülkede bir kişi haksız yere hapisteyse bu ülkede hiç kimse özgür değildir. Hiç ama hiçbirimiz özgür değiliz.

CHP Milletvekili Özgür Özel: Buradaki herkes ve Türkiye’deki milyonlar dün akşam çok kötü bir uyku uyudular, belki de uyuyamadılar. Öfkemiz büyük ancak kararlılığımız da bir o kadar yüksek. Buradan sözüme, sözümüze değer veren herkese tek bir şey söylüyorum: Buradan sonra nereye çağrılırsanız oraya gidin, baro çağırıyorsa oraya gidin, adalet nöbetine çağırıyorlarsa oraya gidin, meslek örgütünüzün, sivil inisiyatiflerin barışçıl çağrılarına bedeninizle, yüreğinizle, zihninizle katkı verin. Karşımızdaki bu büyük kötücül aklı hiçbirimiz tek başımıza yenemeyiz ama Gezi’de olduğu gibi hep birlikte yeneriz.
Gezi, Recep Tayyip Erdoğan’ı yendi, onu mahkum etti. Onu hazmedemediği için Gezi’yi savunanları mahkum etmeye çalışıyor, içeriye tıkıyor, zulmediyor. Gezi başarıldı. Gezi orada duruyorsa, o ağaçlar orada duruyorsa, Recep Tayyip Erdoğan Gezi sürecinde öncesinde söylediklerinde yapamadıysa Gezi sayesindedir. Gezi’de 81 ilde tek yürek olan on milyonlar sayesindedir. Bu ülkenin bir diktatörden kurtuluşu ancak yine hepimizin omuz omuza, yürek yüreğe vermesiyle olacak. Biz bu diktatörü, Gezi ruhuyla, Gezi’nin başardığı gibi bir kez daha yeneceğiz. Buna söz veriyoruz.
CHP Milletvekili İbrahim Kaboğlu: Bizler burada hepimiz anayasal düzenin koruyucularıyız. Tıpkı 10 yıl önce Gezi’ye giderek anayasal düzeni, sağlıklı çevrede yaşamak için orada olduğumuz gibi. Orada yetkilerini kötüye kullanarak kapatmak isteyenler, AVM inşa etmek isteyenlere karşı orayı kurtardık, koruduk. 10 yıldır devam eden davalar aslında adil yargılanma hakkı nasıl ihlal edilir yargıçlar eliyle, bunun örnekleri. Tamamen hukukun en aza indirildiği bir davadır, katledildiği bir karar sürecine tanık olduk. Sağlıklı, dengeli bir çevrede yaşamak amacıyla anayasal düzeni korumak isteyen milyonlar aslında bunu başardılar. Fakat 15 Temmuz silahlı girişiminde anayasal düzeni ortadan kaldıramadılar birileri ama diğerleri 2017 Anayasa oylamasıyla demokratik anayasal düzeni ortadan kaldırdılar. İşte bu bunun rövanşıdır.
TİP Milletvekili Ahmet Şık: Bugün herkes sustuğu için bunu yapabildiler. Mevzu Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman değil. Hepinizsiniz, herkes! Bakın bu karar “Eğer ki bu zorlu mücadelede ben yine galip çıkarsam hepinizi onların yanına göndereceğim” diyor. Şimdi bir karar vakti. Yapabiliyorlar dedik ya çünkü yapıyorlar itiraz yok. İtiraz etme zamanı. Bugün ses çıkarmazsanız yarın ses çıkarmaya hakkınız olmayacağı gibi çocuklarınız nezdinde haddiniz de olmayacak.
Şu binanın içinde olan tıpkı siyasi parti kılığına giren bir mafya var ya, burada da hakim, savcı kılığına girmiş o mafyanın tetikçiliğini üstlenenlere şunu söyleyeceğim: biat ettikleri o suç örgütü liderinden başlayarak sizin yaptıklarınızın hesabını sormazsak, sizi arkadaşlarımızı gönderdiğiniz yere sokup onları oradan çıkarmazsak biz şerefsiziz, biz namerdiz, biz onursuzuz.