MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Avrupa Komisyonu organ naklinde immünoloji (bağışıklık bilimi) çalışmaları için 2,5 milyon avro (49 milyon 500 bin TL) fon verdi. Beş yıllık hibeyi Koç Üniversitesi Organ Nakli İmmünoloji Araştırma Mükemmeliyet Merkezi TIREX aldı.
TIREX Direktörü Prof. Dr. Caner Süsal, daha çok hastaya organ nakledilebilmesi ve organların da mümkün olduğu kadar uzun süre korunabilmesi için çalışmalar yapacaklarını söyledi.

Almanya’da Heildelberg Üniversitesi Tıp Fakültesinde 36 sene organ nakli immünolojisi üzerine çalışmalar yapan ve ‘tersine göç’le Türkiye’ye dönen Süsal ile TIREX’de bir araya geldik.
Merkezde üç araştırma grubu bulunuyor; transplant immünolojisi laboratuvarında yüksek teknolojiyle organ ve kök hücre nakli konusunda araştırmalar yapılacak. Klinik çalışmalar kısmında yabancı doku gruplarına karşı yüksek derecede duyarlı olan hastalar için çözümler üretilecek. Deneysel araştırmalar bölümündeyse nakledilen organın reddini önleyici yenilikçi tedaviler geliştirilecek.
Avrupa 76 merkezin deneyimlerinden yararlanmak istiyor
Süsal bir yandan hastalara üst düzeyde hizmet verirken diğer yandan araştırmalar yapmayı, yenilikçi test ve tedaviler geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Bunu yapabilen merkez sayısının dünyada az olduğunu belirten Süsal komisyonun fonu verme kararında Türkiye’deki toplam 76 nakil merkezinde organ nakillerinin başarıyla yapılması ve İstanbul’un coğrafi konumunun etkili olduğunu söylüyor. Canlıdan karaciğer ve böbrek nakillerinde oldukça iyi bir deneyim ve birikimimiz var.

Merkezin ilk amacı daha çok hastanın organ nakline ulaşması için çalışmak. İkincisi de takılan organların mümkün olduğu kadar uzun süre korunması ve çalışması. Bu hedeflere ulaşmak için doku testleri çok önemli. Testler nakillerden önce başlıyor. Süsal, “Alıcı ve vericinin doku gruplarını ayrıntılı olarak bilmek gerekiyor. Nakil öncesi testler başlıyor, sonrasında da sürüyor. Organ takıldıktan sonra sorun yaşanırsa hemen tespit ve müdahale gerekiyor ki tedaviye başlansın ve organ korunsun. Nakil olan hastanın ilaçlarını önerildiği gibi alması çok önemli. Aksi halde organlarını kaybedebilirler. Merkezimizde, yenilikçi tedavi ve testlerle organ nakli hastalarının hayat kalitesini artırmak için çalışmalar yapacağız” dedi.
Türkiye birikim ve potansiyelini kullanamıyor
Kan, Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın verilerine göre bu yıl içinde Türkiye’de 2022’nin başından bu yana 4 bin 322 organ nakli yapıldı. Bunların 2 bin 985’i böbrek, 1307’si karaciğer, 20’si kalp, dokuzu akciğer ve biri de ince bağırsak nakli. Canlıdan nakil sadece böbrek ve karaciğerle yapılabiliyor. Nakillerin de yaklaşık yüzde 80’i canlıdan canlıya nakiller. Organ zor bulunan, kıymetli bir “ilaç”.
Süsal, Türkiye’nin bu birikimini iyi kullanmadığını düşünüyor: “Maalesef bölgemizdeki nakil merkezleri kendi aralarında koordineli olarak çalışmıyor ve dünyada benzeri olmayan potansiyelden yararlanmıyor. Bu kaynağı kullanarak dünyada ses getirecek ortak çalışmalar yapmak, yeni test ve tedaviler geliştirmek, daha çok hastanın organa kavuşmasını ve nakledilen organların fonksiyonunu daha uzun süre sürdürmesini sağlamak mümkün. AB bu potansiyelin değerlendirilmesini istiyor. Ayrıca buradaki merkezlerin araştırmalar için Avrupa Araştırma Alanıyla (European Research Area – ERA) bütünleşmesini istiyor.”
Merkezler arasında çapraz nakillerle daha çok hasta organa kavuşabilir
Peki bu AB için neden önemli? Süsal bu soruya şu karşılığı verdi: “Çünkü organ nakli ve kemik iliği (kök hücre) nakli işbirliğinin olması gereken alanlar. Örneğin sekiz ülkenin kurduğu Eurotransplant (Avusturya, Belçika, Hırvatistan, Almanya, Macaristan, Lüksemburg, Hollanda, ve Slovenya) var. Bu ülkeler aralarında donörleri (kadavra) paylaşıyorlar. Ayrıca son senelerde canlı nakillerde çapraz nakiller yapılıyor (bazı böbrek hastaları vericileri olsa da doku uyuşmazlığı nedeniyle kendi vericilerinden organ alamamaktadırlar. Aynı durumdaki iki çift arasında birinin vericisinden diğerinin alıcısına böbrek nakledilebiliyor). İstanbul’daki merkezler arasında çapraz nakiller yapılabilir. İstanbul’da çok nakil yapılıyor ama potansiyel hiç kullanılmıyor. Ortak çalışma çok önemli. Ondan sonra Avrupa’daki çapraz nakil merkezleriyle de benzer bütünleşmeye girmek mümkün olabilir.”
Organ nakli immünolojik olay. Bir başkasının, bazen bir yabancının organı hastaya takılıyor. Hastanın ve vericinin dokuları söz konusu. Şimdiye kadar 26 bin doku grup antijeni tanımlanmış. Organ nakillerinden sonra vücudun organı atmaması için bağışıklık sistemini baskılayan oldukça etkili ilaçlar var. Ancak kemik iliği naklinde bu o kadar kolay değil. Kök hücrelerinin üzerinde doku grubu antijenlerinden çok daha fazla sayıda bulunuyor. O yüzden uygun verici bulmak zor olabiliyor. Süsal, “Dünya kemik iliği (kök hücre) bankasında kayıtlı üç milyon verici var. Ülkelerin birbiriyle ortak çalışması çok önemli. Ortak çalışma ne kadar olursa, o kadar hasta organa ulaşıyor. Sonuçlar da o kadar başarılı oluyor. Daha uyumlu verici-alıcıyı buluşturulabiliyor” dedi.
Endüstriyle işbirliğine gidilecek
TIREX’de halen çok pahalı olan yenilikçi test kitleri geliştirerek bunları endüstri işbirliğiyle ticarileştirmek de hedefleniyor. Ayrıca sağlık sektörünün gelişimine hizmet edecek ve Türkiye’nin bilgi tabanlı rekabet gücünün geliştirilmesine katkıda bulunacak nitelikli araştırmacılar yetiştirmek de hedefler arasında yer alıyor. Merkezde ayrıca araştırma etiği, fikri mülkiyet, ticarileştirme ve girişimcilik konularını ele alan ticarileştirme beceri eğitimleri de verilecek.