Toplumu germeden, toplumun fay hatlarını derinleştirmeden, toplumdaki gerilim alanlarının ötesine taşacak, yapay olarak icat edilen sahte engellere takılmadan, kuşatıcı, kucaklayıcı, önaçıcı, yol açıcı bir perspektif geliştirerek bu yolculuğu başarılı bir şekilde hayata ve harekete geçirebiliriz ancak.
Bu nokta, ülkemizin ve medeniyet coğrafyamızın geleceğinin sözkonusu olduğu, kaderinin şekillendiği şu zorlu, kritik eşikte son derece önemli.
Sözünü ettiğim perspektif, bütün zoraki icat edilmiş ideolojilerin sınırlayıcı, boğucu, bizi birbirimize düşürücü, önümüzü tıkayıcı dar perspektiflerini aşan, mü’min’in güven adası olduğu Nebevî şiarını, şuurunu ve şiirini harekete geçirme kaygısıyla herkese kucak açabilen hakikat medeniyeti perspektifidir.
Günübirlik, bizi birbirimize düşürücü, toplumdaki farklı kesimlerin aslında geçici ideolojik farklılıklarını derinleştirici, pekiştirici yaklaşımlar, önümüzü tıkamaktan başka bir işe yaramaz.