Şu ân bu üç temel varoluşsal mesele üzerinde derinlemesine kafa patlatmak zorundayız…
Bu konuda kat edeceğimiz mesafe, sadece bizim değil dünyanın önünü açacaktır…
Bunun için asırlık eğitim, düşünce, sanat kurumlarına ihtiyacımız var.
İlim, fikir ve ruh atılımına yani…
İstanbul’da Haşimî Yayınları’nın öncülüğünde, Türkiye Yazarlar Birliği, Albayrak Medya gibi kurumların desteğiyle üçüncüsü düzenlenen Arapça Kitap Ve Kültür Günleri, bu atılımın tohumlarını ekiyor, sessiz ve derinden ilk defa…
Arapça, Kur’ân’ın dili; medeniyetimizin ruh köklerinin dili.
Arapça olmadan hiçbir şey yapamayız. Türkçeye derinliğini kazandıran Kur’an Arapçasıydı…
Dil Devrimi’nden sonra Türkçe’nin İslâmî ruh kökleri kurutuldu.
Sosyal medyada “ne işimiz var Arapçayla, Arapçadan bize ne?” gibi sarsak tepkiler verildi fuara.
Bu tepkiler, söylediklerimi doğrulamaya yarıyor sadece…