6 Şubat depreminin birinci yıldönümü.
8 bin 387 insanın hayatını kaybettiği Adıyaman’da erkekleri, kadınlar, çocuklar, kucaklarda taşınan bebekler binlerce insan, soğuk havaya rağmen sırtlarında battaniyelerle depremin meydana geldiği 04.17’de duran saat kulesine doğru yürüyüşe geçti.
Sessizce akan bir insan seliydi. Yürüyüş sırasında kalabalıktan sadece tek bir slogan sesi yükseldi.
Anadolu’da neredeyse her şehirde, şehrin ahalisinin şehirlerine olan ilgisizlikten yakınırken söylediği, mizah malzemesi bile olmuş o klişe yakınma, doğal bir slogana dönüşmüştü: “Sahipsiz memleket”
Muhtemelen çoğu hayatlarında ilk kez bir protesto yürüyüşünde yürüyordu. Ve ilk kez de slogan atıyordu.
Vakur, utangaç bir sesle.
Bundan sadece bir yıl önce 14 Mayıs seçimlerinde Erdoğan’a yüzde 66, AK Parti’ye yüzde 51 oy vermiş Adıyaman 31 Mart seçimlerinin en büyük sürprizi oldu.
Her zaman sağın kalesi olmuş, 22 yıldır AK Parti’nin kalesi olan, Sünni-Alevi ayrımının siyasi haritayı da belirlediği Adıyaman’da belediye başkanlığını yüzde 48 oyla 48 yaşındaki CHP milletvekili Abdurrahman Tutdere kazandı. Hem de öyle bir kazandı ki AK Parti yüzde 28, Yeniden Refah yüzde 14 aldı. Yani ikisi toplandığında bile CHP’ye yetişemiyor.
Tutdere’nin ne CHP’li, ne de Alevi olması sonucu değiştirmedi.
Peki bu nasıl oldu?
AK Parti seçmeni partisine iki türlü ceza kesti.
Bir grup seçmen sandığa gitmedi. 14 Mayıs’da yani depremin yaraları hala taze iken seçimlere katılım oranı yüzde 82,43 iken, 31 Mart’ta katılım oranı yüzde 68’e düştü.