Çöpçüler Kralı’nın Hacer’i, Gülen Gözler’in Fikret’i, Çiçek Abbas’ın Şükriye’si, ‘Domates Güzeli’ lakaplı usta oyuncu Ayşen Gruda aramızdan ayrılışının dördüncü yılında anılıyor.

Erman ailesinin ortanca kızı olarak 1944’te, İstanbul Yeşilköy’de Osmanlı döneminde karargah olarak kullanılan, aynı zamanda Halid Ziya Uşaklıgil’in kitaplarını yazdığı köşkte dünyaya gelen sanatçı, tiyatrocu olan annesinin gölge oyunlarını kardeşleriyle birlikte izleyerek büyüdü.
Yeteneği, Ermeni komşularının taklidini yaparken keşfedilen Gruda, babasının vefatı üzerine lise eğitimini yarıda bırakarak çalışmak zorunda kaldı.
İlk kez 1962’de ‘Kongre Eğleniyor’ adlı vodvilde hizmetçiyi oynadığı küçük bir rolle Tevfik Bilge’nin turne tiyatrosunda profesyonel oyunculuğa başlayan Gruda’nın ablası Ayten Erman ile kardeşi Ayben Erman da kendisi gibi oyunculuğu seçti.
Sanatçı, 1965’te turneler sırasında Ankara Meydan Sahnesi’nde tanıştığı tiyatro oyuncusu Yılmaz Gruda ile evlendi. Kızları Elvan doğunca bir süre tiyatroya ara veren Gruda, 1976’da boşandıktan sonra da eşinin soyadını kullanmaya devam etti.

Domates Güzeli
İşini inanarak yapan ve yaptığı hiçbir şeyden pişman olmadığını söyleyen Gruda, 1977’de televizyonda yaptığı skeçlerden birinde canlandırdığı ‘Domates Güzeli Nahide Şerbet’ karakterinin ardından ‘Domates Güzeli’ olarak anılmaya başlandı.
Domates Güzeli karakterini ‘Dişi bir Şarlo’ olarak tanımlayan sanatçı, bir söyleşide bu rolle içindeki ‘Kavuklu’yu yakaladığını dile getirdi.
Avukat olmak istemişti
Gruda bir röportajında oyuncu olma hikayesini ise şöyle anlatmıştı:
“Ben çok hevesliydim, beş yaşından beri oyuncu olmak istiyordum diye bir şey yok. Her şey ihtiyaçtan olur. Ben yeteneğimi bilmiyordum ama oyuncu olmak zorundaydım. Ablam Ayten Erman, tiyatro için öldü dirildi ve tiyatrocu oldu. Benim aklımın ucunda yoktu, hiç öyle bir şey istemiyordum. Fakat babam ölünce çalışmak zorunda kaldım. Daha lise 2 öğrencisiydim. Evde geçim sıkıntısı başladı. Kardeşim küçüktü, ablamla ben anneme yardımcı olmak zorundaydık. Ablam aracı oldu, oyuncu oldum. Yoksa çok güzel okuyan bir çocuktum. Avukat olmak istiyordum.”

Sayısız karaktere imza attı
Türk sinemasının sayılı kadın komedyeninden biri olan Gruda, daha sonra yakın arkadaşı ve komşusu Adile Naşit’le birlikte Ertem Eğilmez filmlerinin ana kadrosunda yer alarak, sayısız karaktere imza attı.
Gruda, 14 yaşında adım attığı, hiç tiyatro eğitimi almadan, kendi deyimiyle ‘ustalarını izleyerek’ öğrendiği oyunculuk hayatında ayrıca Kemal Sunal, Münir Özkul, Şener Şen ve Tarık Akan’ın da aralarında bulunduğu pek çok ünlü oyuncuyla başrolü paylaştı.
Bugüne kadar hep yan karakterlerde rol alan Gruda, bu duruma rağmen adından söz ettirmesine ilişkin bir röportajında şunları kaydetmişti:
“Arzu Film ekolünden geliyorum. Orada hepimizin senaryoya hakkıyla hizmet etmesi beklenirdi. Biz çok özgür oyunculardık ama başı boş değildik. Arzu Film’de çok sıkı bir disiplin vardı. Bunların dışında da ben bir komedyenim. Komedyen her rolü oynar, yan rol, orta rol, kenar rol yoktur. Bir film seyredersiniz, küçücük bir rol hafızanıza kazınır. Olay budur.”

Türk sinemasının klasikleşmiş yapıtlarında rol aldı
Sanatçı, 1974’te bilgi yarışmasının sunucusunu canlandırdığı ‘Hababam Sınıfı’nın ardından 1975’te ‘Bizim Aile’, ‘Delisin’, ‘Bitirimler Sınıfı’, ‘Bir Araya Gelemeyiz’ ve ‘Hanzo’, 1976’da ‘Öyle Olsun’, ‘Aile Şerefi’, ‘Güngörmüşler’, ‘Süt Kardeşler’ ve ‘Tosun Paşa’, 1977’de ‘Çöpçüler Kralı’, ‘Gülen Gözler’, ‘Hababam Sınıfı Tatilde’, ‘İbo ile Gülşah’, ‘Şabanoğlu Şaban’ ve ‘Sarmaşdolaş’, 1978’de ‘Avanak Apti’ ile ‘Neşeli Günler’, 1979’da ‘Doktor’, ‘Şark Bülbülü’, 1980’de ‘Renkli Dünya’, 1981’de ‘Gırgıriyede Şenlik Var’, ‘Davaro’, ‘Gırgıriye’ ve ‘Hababam Sınıfı Güle Güle’ gibi Türk sinemasının klasikleşmiş yapıtlarında rol aldı.
Gruda, ‘Ah Evlendim Vah Evlenemedim’, ‘Bizim Sınıf’, ‘Papaz Kaçtı’, ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası’ ve ‘Dün Gece Yolda Giderken Çok Tuhaf Bir Şey Oldu’ adlı tiyatro oyunlarının yanı sıra ‘Mum Söndü’, ‘Deve Kuşu Kabare’, ‘Hababam Sınıfı Müzikali’ ve ‘Yedi Kocalı Hürmüz’ müzikallerinde de yer aldı.

Yarım asrı geçkin sanat hayatında usta oyuncu ayrıca 1982’de ‘Çiçek Abbas’, ‘Doktor Civanım’, ‘Dolap Beygiri’, ‘Görgüsüzler’, 1983’te ‘Şekerpare’, 1984’te ‘Gırgıriye’de Büyük Seçim’, 1985’te ‘Aşık Oldum’, ‘Uyanıklar Dünyası’, ‘Namuslu’, ‘Fakir Milyoner’, ‘Şendul Şaban’, 1986’da ‘Ağa Bacı’, 1987’de ‘Aile Pansiyonu’, ‘Seyyar Kamil’, 1988’de ‘Süper Baba’, 1993’te ‘Rumuz Sev Beni’, 1994’te ‘Şenlik Var’, 2003’te ‘Hababam Sınıfı Merhaba’, 2006’da ‘Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu’, ‘İlk Aşk’, ‘Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?’, ‘Keloğlan Karaprens’e Karşı’ filmlerinde oynadı.

Çalışmaktan vazgeçmek benim için çürümek olur
Aralarında ‘Kaygısızlar’, ‘İbret-i Alem’, ‘Peri Masalı’, ‘Cennet Mahallesi’, ‘İki Aile’nin de bulunduğu birçok televizyon dizisinin oyuncu kadrosunda bulunan Gruda, 2008-2018’de ise ‘Gece Gündüz’, ‘Kağıt’, ‘Pazarları Hiç Sevmem’, ‘Seni Seviyorum Adamım’, ‘Kötü Kedi Şerafettin’, ‘Dedemin Fişi’, ‘Babamın Ceketi’ ve Cem Yılmaz’ın ‘Pek Yakında’ filmlerinde izleyiciyle buluştu.
Sağlığı izin verdiği ölçüde ömrünün sonuna kadar sahnelerden ve setlerden kopmayan sanatçı, 2017’de ‘Kırkından Sonra’ adlı tiyatro oyununda ve son olarak 2018’de ‘Sevgili Komşum’ filminde rol aldı.

Bir söyleşisinde ‘Çalışmaktan vazgeçmek, çürümek olur benim için’ ifadelerini kullanan Gruda, 2006’da Sadri Alışık Ödülleri’nde ve 2010’da Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ ödüllerini, 2012’de İstanbul Film Festivali’nde ‘Onur Ödülü’, 2015’te ise 52. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’nü aldı.
Bir süre pankreas kanseri tedavisi gören ve kanseri karaciğerine sıçrayan sanatçı, 23 Ocak 2019’da 74 yaşındayken hayatını kaybetti.
Gruda’nın cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.