• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

YSP Eş Sözcüsü Akın: Kılıçdaroğlu'nun coşkulu karşılanması bizleri umutlandırıyor

09/05/2023 06:59

ALTAN SANCAR

altansancar@diken.com.tr

@altansancarr

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, HDP’nin bir bileşeni iken, HDP’ye açılan kapatma davası nedeniyle bugün Türkiye’de adı çok sık duyulan ve Meclis’teki dengeleri derinden etkileyeceği bilinen bir parti. Partinin eş sözcüsü İbrahim Akın, Diken’in sorularına verdiği yanıtta “HDP’nin ağacının köklerinden çıkacak yüzlerce filizden sadece biriyiz” dedi.

Fotoğraf: Twitter

Akın, Kılıçdaroğlu’nun Van ve Ağrı’da seçmenleri tarafından karşılanmasına ilişkin olaraksa şunları dedi: “Kılıçdaroğlu’nun Van’da, Ağrı’da coşkulu bir şekilde karşılanması Kürt halkının barışa ve demokrasiye olan inanç ve hasretini göstermektedir. Barışın ve demokrasinin sözünü veren, samimi olduğuna inandığımız herkesin yanında olduğunu Kürt halkı açık bir şekilde göstermiştir. Bu tablo bizleri umutlandırıyor.”


Yeşil Sol Parti’nin geleneğinden hareketle ekoloji ve hayvan haklarına da değinen Akın’ın Diken’in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

Yeşil Sol Parti olarak HDP sizlerin çatısı altında seçimlere katılıyor. Bu süreç nasıl gelişti?

Yeşil Sol Parti 10 yılı aşkın bir süredir faaliyetlerini sürdüren, aktif bir siyasi parti olarak HDP’nin kurucuları arasında yer alan bir bileşen partidir. HDP’ye yönelik hukuksuz kapatma davası ve saldırılara karşı, bütünüyle siyasi bir dava olan Kobani Kumpas Davasına karşı yaklaşan 2023 yılı genel seçimleri için Türkiye halklarını seçeneksiz bırakmak isteyen AKP-MHP iktidarının her türlü hile ve planlarına karşı Yeşil Sol Parti’yi seçimlere hazırlama kararı aldık. Kısa süre içerisinde seçime girme yeterliliğini sağladık, Türkiye’nin hemen her yerinde örgütlendik. Bu süreçte elbette birçok engellemeye maruz kaldık. Birçok il-ilçe kongremiz ile ilgili keyfi engelleme ve ret kararları ile karşılaştık. Örneğin Uşak ve Eskişehir’de il ve ilçe yöneticilerimiz tehdit edildiler. Bu tehditler sonrasında istifa ettiler. Buralarda örgütlenmemizi yeniden oluşturmak zorunda kaldık. Yine İstanbul ve İzmir kongrelerimiz çeşitli bahanelerle iptal edildi. Ancak hiçbir zaman geri adım atmadık, kongrelerimizi kısa süre içerisinde tekrar gerçekleştirip Yeşil Sol Parti’yi seçime girme yeterliliğini sağlamış bir parti haline getirdik. Son aşamada uzun bir süre YSK’nın seçime girecek siyasi partileri açıklamasını bekledik. Her ne kadar alınan kararların siyasi baskıların gölgesi altında alındığına kani olsak da hiç tereddüt etmedik. 11 Mart 2023’te YSK’nın resmî açıklaması ile süreci sonlandırmış olduk.

HDP’ye karşı ısmarlama bir dava olarak açılan kapatma davası sonrasında bütün bileşenlerin temel motivasyonu bir yanda HDP’yi bu söz konusu hukuksuz kapatma davasına karşı savunmak diğer yanda da kirli siyasi oyunları bitmeyen AKP-MHP ittifakının hilelerini boşa çıkararak alternatif planlarımızı hayata geçirmekti. Yargının AKP-MHP ittifakı elinde bir sopaya dönüştürüldüğü, alınan bütün kararların siyasi saiklerle alındığı, genel anlamda hukuksuzluk hukukunun hakim olduğu bir Türkiye’de elbette mahkemelerden, özellikle de üyelerinin doğrudan partili Cumhurbaşkanı tarafından atandığı Anayasa Mahkemesi’nden adil bir karar çıkmasını beklemek mümkün değildir.

Tüm bu belirsizlik ve güvensizlik ortamında biz üzerimize düşeni yapmak zorundaydık. Bütün saldırı ve engellemelere karşı işte Yeşil Sol Parti ile halklarımızın karşısındayız. HDP’nin ağacının köklerinden çıkacak yüzlerce filizden sadece biriyiz.

‘Bu seçim yüz yıllık bir muhasebenin yapılacağı bir seçim’

Sık sık ‘Bu seçim tarihin en önemli seçimi’ deniyor. Siz buna katılıyor musunuz?

Bu soruyla çok sık bir şekilde karşılaşıyoruz. Evet bu seçim Türkiye’nin ikinci yüz yılının ilk seçimi olmasından dolayı tarihi bir seçim konumundadır. Türkiye’nin birinci yüzyılında gerçekleşen bütün seçimler bizim nazarımızda aynı değer ve öneme sahiptir. 2002 yılında yapılan genel seçimler için tarihi bir seçim değildir diyebilir miyiz?

Yahut 1999 seçimleri, 1950 yılında Demokrat Parti’nin büyük çoğunluk sağladığı, fragmanını 21 yıldır yaşadığımız baskı ve anti demokratik politikaların uygulandığı seçime önemli ve tarihi değildir diyebilir miyiz? Elbette hayır. Türkiye tarihinde her seçim önemli ve tarihidir. Ancak 14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçim tüm bu seçimlerin toplam önemine denk gelmektedir.

Dolayısıyla demokrasi makyajlı tekçi, emek sömürüsünü salık veren, Kürt halkı başta olmak üzere tüm halkları ötekileştiren, eşit yurttaşlık taleplerini reddeden, çok renkli, çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı toplumsal yapının karşısına tek dil, tek kültür, tek inanç şiarını ortaya koymuş bir konjonktüre karşı demokratik cumhuriyetin inşa edilmesini mümkün kılacak bir seçimle karşı karşıyayız. Bu seçim yüz yıllık bir muhasebenin yapılacağı ve cumhuriyetin demokrasi ve barış ile taçlanabileceği tarihi bir seçim olarak karşımızda durmaktadır.

’21 yılda iki Türkiye yarattılar’

Bu seçimde ne oylanacak da bunca anlam yükleniyor?

Bu seçimde AKP-MHP ittifakının yarattığı tekçi, ırkçı, savaş politikaları ile ölümü öven, ayrımcı, kadın düşmanı, emek düşmanı, doğa düşmanı bir anlayışa karşı çok kültürlü, çok sesli, barış ve demokrasiyi savunan, kadın mücadelesine omuz veren, birleştirici, emek mücadelesini her şeyin önüne koyup üretenin emekçiler olduğunu dolayısıyla yönetenin de emekçiler olduğunu savunan, ekolojik politikaları hayata geçirecek bir anlayış oylanacaktır.

AKP-MHP ittifakı geçtiğimiz 21 yılda iki Türkiye yarattılar. Bir yanda Kürt halkı başta olmak üzere demokratik çözümü ve barışı savunanlar var iken diğer yanda savaş politikalarında, tecrit ve kırım politikalarında ısrar edenler var. Bir yanda bütçenin üçte birini savaş ve güvenlik harcamalarına ayıranlar varken diğer yanda açlık sınırı altında asgari ücret ve emekli maaşı ile yaşam mücadelesi veren milyonlar var. Bir yanda İstanbul Sözleşmesini feshedenler, kadınlarla yan yana oturmaktan dahi imtina eden Taliban ittifakı varken diğer yanda “Jin Jiyan Azadi (Kadın, Yaşam, Özgürlük)” diyenler, kadın mücadelesini büyütenler, erkek devletine ve zihniyetine karşı olan kadınlar vardır.

Toplumsal her alanda yaratılan iki Türkiye’nin haklı ve onurlu tarafında yer alanlar, yolsuzluklardan, rant ve talan politikalarından, ekolojik yıkım politikalarından, irade gaspı olan kayyımlardan hesap sormak için sandık başına gidecekler. Bu seçimde oylanacak olan Türkiye’nin demokratik, barışçıl, eşit ve adil bir şekilde yönetiminin özlemidir. Bu özlemin sona ermesine günler hatta saatler kaldı. Yeşil Sol Parti olarak haklı ve onurlu tarafta mücadelemizi sürdürmeye ve demokratik cumhuriyeti kuracağımıza söz veriyoruz.

‘Yeşil Sol Parti olarak bizler toplumsal barışın sigortasıyız’

Toplumun farklı kesimlerinin de belki de uzun yıllara yayılan AKP eliyle şekillenen bürokrasinin de kaygıları olabilir. Siz bu kaygıları nasıl görüyorsunuz?

Türkiye’nin bütün yurttaşlarına kaygılanacak hiçbir şeyin olmadığını söylemem gerekiyor. Bugün karşımızda olan AKP iktidarı bir siyasi parti olmanın ötesine geçmiştir. Türkiye’yi bir parti-devlet anlayışıyla yönetmekte, dolayısıyla başta bürokrasi olmak üzere, muhafazakâr, mütedeyyin yurttaşlarımızın devlet-parti ayrımını yapamama yanılsaması içerisinde olduğunu gözlemliyoruz.

Ayrıca geçtiğimiz yüzyıl siyasette sürekli olarak devr-i sabıkın yaratıldığı, karşılıklı intikam ve hırs duygularının baki olduğu ve sürekli bir şekilde zihinsel çatışmaların toplumsallaşarak somutlaştığı deneyimler yaşadık. Bu anlayış toplumsal ayrışmayı yarattı. Komşunun komşusuna güven duymadığı, sözünü kurarken çekindiği bir Türkiye’yi yaşamaktan bizler utanıyoruz.

Bu sebeple bu kaygıların kısmen haklı olduğunu, tarihsel bir arka plandan beslendiğini belirtmem gerekiyor. Ancak yukarıda da belirttiğim üzere bu parti-devlet anlayışından kurtuluşunun gerçekleşeceği ve siyasi iktidar uğruna toplumu bölmenin, kutuplaştırmanın mümkün olmayacağı bir yeni döneme giriyoruz. 14 Mayıs seçimleri bu kaygıların ortadan kalkacağı yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Buna inanıyoruz. Yeşil Sol Parti olarak bizler toplumsal barışın sigortasıyız.

‘Van ve Ağrı’daki tablo bizleri umutlandırıyor’

Van ve Ağrı’da sizin ve HDP’nin seçmeni Kılıçdaroğlu’nu karşıladı. Bu tablo sizde nasıl bir hissiyat uyandırdı?

Öncelikle biz ve HDP ayrı yapılar değiliz. Dün HDP idik. Bugün Yeşil Sol Parti’yiz. İsimler değişebilir, amblemler dönüşebilir ancak fikirlerimiz, amaçlarımız, mücadelemiz aynı yolda, üçüncü yoldan devam ediyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi için HDP ve Yeşil Sol Parti olarak bizler adayımızı çıkarma yönünde kararımızı almıştık. Aday belirlemeye ilişkin de çalışmalarımızda sona yaklaşmıştık. Ancak 6 Şubat 2023’te yaşadığımız büyük deprem felaketi ve sonrasında AKP-MHP iktidarının deprem felaketine yaklaşım biçimini gördükten ve deneyimledikten sonra aday çıkarma çalışmalarımızı askıya aldık.

Çadır satan bir Kızılay’a karşı, enkaz altında hayatta kalmaya çalışan on binlerce yurttaşımızın iletişim kanalı olan sosyal medyaya yönelik bant daraltmalarına karşı, depreme kader diyen, imar afları ile binaları mezar haline getiren bir zihniyete karşı daha fazla tahammül etme gücümüz maalesef yoktu.

Bu sebeple en demokrat aday olan sayın Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı aldık. Elbette Kılıçdaroğlu’nun Van’da, Ağrı’da coşkulu bir şekilde karşılanması Kürt halkının barışa ve demokrasiye olan inanç ve hasretini göstermektedir. Barışın ve demokrasinin sözünü veren, samimi olduğuna inandığımız herkesin yanında olduğunu Kürt halkı açık bir şekilde göstermiştir. Bu tablo bizleri umutlandırıyor.

Bu tablo bizlere güç veriyor. Türkiye’nin ikinci yüzyılının demokratik cumhuriyetle kuşanması duygusu ile rehavete kapılmadan çalışmaya, mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz.

Erdoğan sık sık Emek ve Özgürlük İttifakı Kılıçdaroğlu’nu destekliyor diye ‘Kandil destekliyor’ ifadelerini kullanıyor. Bunun karşısında Erdoğan’ı destekleseler böyle demezlerdi deniliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?

AKP’nin genel başkanı’nı uzun uzun konuşmanın bizce hiçbir anlamı ve önemi yoktur. Siyaseten tükenmiş, topluma vadettiği hiçbir şeyi olmayan, sürekli nefret ve kötülük kusan bir anlayışa karşı söyleyeceğimiz tek şey şudur; qediya, yani bitti.

Provokasyonlara karşı çağrı

İktidardan gelen darbe benzetmeleri, tansiyonu yükselten açıklamalar açıkçası toplumda endişe yaratıyor. Siz bu endişelere karşı ne dersiniz?

Öncelikle şunu ifade etmem gerekiyor. Devletin tüm gücü ve imkanları ile eşit olmayan bir rekabetle seçim çalışmaları yürütüyoruz. Bakanlar milletvekili adayı olarak halkın karşısında ancak bakanlıkların tüm imkanları da bakanların yanı başında durmaktadır. Bu güç ve imkanların içerisinde en önemlisi ise kendi yaptıkları neredeyse günlük olan toplumsal araştırmalardır.

Bakın şunu açıkça söylemek istiyorum. Bizim anketlerimiz iktidarın her sözcüsünün yüzündeki buruk ifadelerde, kızgınlıklarında, saçma sapan çıkışlarında gizlidir. Korku dağları sarmış durumdadır. Hiçbir anket sonucuna bakmaya gerek yoktur. AKP Genel Başkanı’nın tedirginlikle, hırsla başta Yeşil Sol Parti olmak üzere muhalefete fütursuzca saldırması kaybettiklerinin ilanıdır.

Endişe etmeye de gerek yoktur. 2015 yılında 7 Haziran’da bu iktidara kaybettirdik. 31 Mart 2019’da bu iktidara kaybettirdik. 14 Mayıs’ta da kaçınılmaz olan bu iktidarın kaybedeceği gerçeğidir. Endişelenmesi gereken toplum değil, sözde topluma korku pompalamaya çalışan kaybetmeye mahkûm siyasi mevtalardır. Herkese, provokasyonlara ve tehdit içerikli söylemlere karşı sağduyulu ve vakur olmaları çağrısında bulunmak istiyorum. Kazanan bizler olacağız.

Geleneğinizi bildiğim için sormak isterim. Doğa için ve ülkede hızla yükselen başta sokaktakiler olmak üzere hayvanlar için Meclis’te ne yapacaksınız? Bu konuda da toplum bölünmüş durumda.

Yeşil Sol Parti insanı doğanın bir parçası olarak görür ve tüm canlıların içsel bir değeri olduğunu kabul eder. Dolayısıyla doğaya uyum ilkesi doğrultusunda ekolojik dengeyi gelecek kuşakların haklarını koruyan, doğayı koruyan ve insan merkezli olmayan politikaların hayata geçirilmesini destekler.

Bu anlamda AKP-MHP iktidarının doğayı sömürülebilecek bir meta olarak görmesi anlayışına karşı doğayla uyumlu, bütün canlıların yaşam haklarının korunduğu ve sağlandığı bir yaklaşım ile ekoloji temelli bir siyasi perspektifle hareket ediyoruz.

Esasen doğaya yönelik tahribat ve kırım politikaları birçok açıdan doğal felaketlere ve toplumsal çöküşlere sebep olmaktadır. Deprem felaketi de doğayla uyumlu olmayan politikaların hayata geçirilmesi sonucu on binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine sebep olmuştur. Karadeniz’de yaşanan sel felaketi de yine benzer şekilde doğaya karşı ortaya konulan betonlaştırma politikaları sonucu yüzlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine sebep olmuş, milyarlarca liralık mal kaybını da ortaya çıkarmıştır. Derelerin kurutulması, imar aflarının teşvik edilmesi, zeytinliklerin imara açılması, maden ve taş ocaklarının yapımına öncelik verilerek doğanın her şekilde tahribatının bir politika olarak sürdürülmesi kabul edilemezdir. O sebeple Yeşil Sol Parti olarak bizler;

Doğa yıkımına son vermek ve ekoloji temelli politikaları hayata geçirmek için Ekoloji Bakanlığı kuracağız. Nükleer santral projelerini ve anlaşmalarını iptal edeceğiz. Termik santralleri kapatacağız. Kanal İstanbul Projesini iptal edeceğiz. Kuzey Ormanlarını muhafaza ormanı ilan edeceğiz.

İnsan ve kar odaklı politikalara karşı ekoloji temelli politikaları hayata geçireceğiz. Bu konuda deneyimimiz ve mücadele örneklerimiz oldukça fazladır.

Diğer yandan doğada yaşayan tüm canlıların yaşam haklarını anayasal güvence altına alacağız. Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesine uygun bir anayasal düzenleme ile tüm canlıların yaşam hakkını koruma altına alacağız. Yeni dönemde tüm hayvan hakları kuruluşları ve aktivistleri ile bir araya gelerek ortak bir şekilde neler yapabileceğimizi tartışacak ve müzakere edeceğiz. Yeni yüzyıl Türkiye’deki tüm canlılar için yeni bir başlangıç olacak. Buna inanıyoruz.

Kategori:Aktüel, Diken özel, Seçim 2023, Vitrin-mobil

SON HABERLER

Babasıyla iyi geçinen dişi babun daha uzun yaşıyor

Yeni bir araştırma babasıyla iyi geçinen dişi babunların, arası kötü olanlara göre iki ila dört yıl daha uzun yaşadığını ortaya çıkardı.

Tayfun Kahraman hastaneye sevk edildi

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, “Tayfun Kahraman’ın bugün Silivri Cezaevi’nden MS hastalığı nedeniyle İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Hastanesi Nöroloji Polikliniği’ne sevk edildiğini öğrendik” dedi.

Bursa'da orman yangını

Bursa’da orman yangını çıktı. Ekipler karadan ve havadan müdahale ediyor.

Ankara'nın barajlarında 180 günlük su kaldı: Müdür duacı

Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürü Memduh Aslan Akçay, Ankara’nın barajlarında 180 günlük su kaldığını duyurdu.

Asgari ücrete zam: Erdoğan söylemiş ama duyan yok

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan asgari ücret ara zamla ilgili soruya iki kez “Söyledim ya” yanıtını verdi. CHP’den tepki geldi: “Saray danışmanlarına mı fısıldadın?”

Borsadan çıkanlar 'yastık altı'na gitmiş
İsrail'den Gazze'ye saldırı: Aralarında çocukların da bulunduğu 12 kişi öldü

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 787 gündür hapiste

YAZARLAR

Ofansif mizah örneği olarak birkaç anayasa maddesi

Murat Sevinç

Babalar günü bu yıl da coşkuyla kutlanmadı!

Arzu Uzunali

İnsan aynı anda iki kişiyi sevebilir mi?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Roma dondurması meselesi

Elvan Uysal Bottoni

Gelecekten ses veren siyasetçiler…

Murat Sevinç

İşgalci kelimeler

Mustafa Dağıstanlı

Dere Sokak Üçlemesi, 'Körfez'le sona eriyor

Behzat Şahin

GÜNÜN 11’İ

Şeref Oğuz: Bazı yatırımlar altyapı getirir, bazılarıysa bağımlılık… 

Güldem Atabay: Molla rejimi Hürmüz Boğazı'nı geçişlere kapatır mı?

Erdal Sağlam: İş insanları artık 'İktidarın kişisel siyasi kaygılarla ekonomiyi ateşe atabildiğini' konuşmaya başladı

Elif Çakır: İsrail'in nihai hedefinin Türkiye olduğuna referans verilen isimlerden biri de Abdullah Öcalan

Zeynep Aktaş: Son beş yılda 35 fonun getirisi dolar bazında yüzde 100'ün üzerinde

Fatih Yaşlı: Savaşın iç politikaya tahvilindeki anahtar kavramsa 'iç cephe'

Esfender Korkmaz: Türkiye'de eğitim iki nedenle bozuldu

Mustafa Mutlu: Zafer Partililer bu kararı 'halay' çekerek kutladı

Yasin Aktay: Netanyahu İran'a karşı hızlı bir zafer umdu

Mehmet Y. Yılmaz: Saral, cumhurbaşkanına 'Sultanım' diye hitap ederken bir gerçeği ifade ediyor

Barış Pehlivan: Hakan Fidan'ın İran'ın nükleer programına kafa yorması dışişleri bakanı olmasıyla başlamadı

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×