Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Nagel Komitesi’nin İsrail hükümetine sunduğu “Türkiye ile sıcak çatışmaya hazır olun” içerikli rapor zamanlama açısından manidardır. Mesele Türkiye etki alanının Suriye’ye, Lübnan’a, İsrail sınırına inmesidir. Lübnan Başbakanı Mikati’nin “Önce Allah’a, sonra, dostlarımıza, özellikle de Türkiye’ye güveniriz” mesajı bunun alt kırılımıdır. Bundan sonrası artık Türkiye-İsrail bilek güreşidir.
Türk devlet geleneği kadimdir. Türk toplumu dinamik, dünya ile iç içedir. Ekonomik sorunlara rağmen, Gayrı Safi Yurtiçi Hasılası bir trilyon doları aşmıştır. TSK, bölgenin -ABD’den sonra NATO’nun- en güçlü ordusudur. Muharebe tecrübesi tartışılmaz. Savunma sanayiinde bağımsızlık önemli ölçüde yakalanmıştır. Türk diplomasisi titizdir. Haklarını savunur, uluslararası hukuk ve meşru çizgiden sapmaz.
Bu yüzden Türkiye, İsrail’in diş geçirebildiği aktörlere benzemez. Bir İran da değildir. İsrail’in Türkiye ile sıcak çatışma ihtimalini tartışıyor olması Türkiye’yi gözüne kestirmenin verdiği cesaretten değil, Ankara etkisini sınırlarında hissetmenin doğurduğu korkudandır (İsrail Savunma ve Dışişleri Bakanlarıyla Genelkurmay başkanı Türkiye konulu güvenlik toplantısı da düzenlemiş.) İsrail Türkiye’ye saldıramaz. Ama Türkiye’yi şeytanlaştırmak için elinden geleni yapar. Türkiye’ye zarar vermek için kendi düşmanıyla yatağa girer. Koalisyon kurar. Finansal kuklaları harekete geçirir. Bunların hepsini önümüzdeki günlerde tecrübe edeceğiz. Hazırlıklı olmalıyız.