ABD’nin etkin gazetelerinden Washington Post’ta yer alan bir makalede, Avrupa’da sık başvurulmasa da halen yürürlükte bulunan ‘dini değerleri aşağılama’ ve ‘hakaret yasaları’nın demokratik değerleri tehdit ettiği ifade edildi.
Son olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle komedyen Jan Böhmermann hakkında soruşturma açılabilmesi için onay vermişti. Böhmermann hakkında, Almanya’da yürürlükte bulunup da uygulanmayan yabancı devlet liderlerine hakaret suçundan soruşturma açılabilir. Düzenleme ‘Şah yasası’ olarak biliniyor.

Fotoğraf: Reuters
Gazetede, Merkel’in verdiği kararın insan hakları aktivistleri, ifade özgürlüğü savunucuları, hatta kendi kabinesindeki bakanlar tarafından eleştirildiği anımsatılarak şöyle dendi: “Merkel’in kendisi de soruşturmaya dayanak olan yasanın artık var olmaması gerektiğinin farkında ve 2018’den itibaren yürürlükten kalkmış olacağını söyledi. Ancak onu eleştirenler bir adım daha ileri gitmesini ve soruşturma için izin vermemesini bekledi. Böyle bir karar Erdoğan’a ciddi bir mesaj olabilirdi. Ancak öngörülemez diplomatik ve yasal yansımaları da olabilirdi. Merkel yargı açısından doğru, ancak etik olarak yanlış bir karar aldı.”
Yasalar imparatorlar dönemine ait
Alman yorumcuların mevcut hakaret yasasının çoktan kalmış olması gerektiğini söylediğini aktaran makaleye şöyle devam edildi: “Ancak pek çok diğer Avrupa ülkesinde olduğu gibi kalkmadı. Avrupa dini değerleri aşağılama ve siyasi liderlere hakaretin hala belli şartlar altında yasak olduğu bir yer. Bu yasaların çoğu Avrupa’nın imparatorlar tarafından yönetildiği çağlarda yapıldı. Bunlar iki kategoride yer alıyor: Dini değerleri aşağılama ve sözde ‘lèse majesté’ yani ‘majestelerini incitme’ yasaları, ki Böhmermann vakası ikinci kategoriye giriyor.”
Almanya’da yasanın bir şekilde hayatta kaldığı ve son olarak 1949 yılında Hollanda kralı hakkında yazdıklarından dolayı haftalık Der Spiegel’e karşı kullanıldığı anımsatılan yazıda, yasanın dört yıl sonra yabancı devlet liderlerini de içerecek şekilde genişletildiği kaydedildi. Benzer yasaların İsveç, Monako ve İspanya’da da bulunduğunun belirtildiği makalede, Britanya’daki benzer yasanın ise 19. yüzyıldan beri uygulanmadığı aktarıldı.
45 Avrupa ülkesinden dokuzunda bu yasa var
Geçen yıl ABD ve Avrupa’da, Tayland’da ABD büyükelçisinin kralı aşağılamaktan soruşturulmasına karşı yükselen feryadın hatırlatıldığı makalede şu ifadelere de yer verildi: “Ancak aynısı Hollanda gibi bir ülkede kraliyet üyelerine hakaret ettiği için bir aktivistin başına geldi. 1881’de yapılan yasa, beş yıla kadar hapse izin veriyor.”
Avrupa Parlamentosu’nun araştırmasına göre Avrupa’daki 45 ülkeden dokuzunun hala dini değerleri aşağılamayı suç sayan yasalara sahip olduğu belirtilen yazıda, BM İnsan Hakları Komitesi’nin ise bu yasaların uluslararası hukuku ihlal ettiğini düşündüğüne dikkat çekildi.
Polonya, İtalya, Danimarka, Yunanistan, Malta, Finlandiya, Avusturya ve İrlanda’da benzer yasaların yürürlükte olduğu söylenirken, bazı birlik üyelerinin yasaları açıkça savunduğu da kaydedildi.
Makalede yer alan diğer ifadeler şu şekilde: “2015’in sonlarında Polonya Anayasa Mahkemesi dini değerleri aşağılayanların iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasına dönük bir yasayı onayladı. İrlanda benzer bir yasayı 2009 gibi yakın bir tarihte geçirdi. Böylece İrlanda bu tür bir yasayı 21. yüzyılda kabul etmeyi başaran tek modern demokrasi oldu. Muhalifler bu kararın tehlikeli bir teamül oluşturabileceğini söylüyor. Örneğin Pakistan, ölüm cezası öngören dini değerleri aşağılama yasasını savunmak için İrlanda örneğini verdi.”