İstanbul Boğazı’ndaki tarihi Vaniköy Camisi’nde dün çıkan yangının çıkış sebebi ve sorumluların tespitine yönelik soruşturma kapsamında, imamın da aralarında bulunduğu beş kişinin bilgi sahibi sıfatıyla ifadelerine başvuruldu.
AA’nın haberine göre Anadolu başsavcılığı, yangına ilişkin ‘mala zarar verme’ ve ‘genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması’ suçlarından soruşturma başlattı.
Bir savcı yangın çıkan camide incelemelerde bulunmak üzere görevlendirilirken beş kişinin ifadeleri alındı.
Değişik bir koku olduğunu söylemiş
Caminin imamı Mustafa Coşkun 6.5 yıldır burada görev yaptığını, bitişikteki lojmanda yaşadıklarını ifade ederek şunları anlattı: “Caminin yedek anahtarı karşımızda bulunan yalının güvenliğinde bulunmaktadır. Ben cumartesi akşamı Şile’ye gitmiştim. Pazar günü saat 11:00 sıralarında eşim beni aradı ve evde değişik bir koku olduğunu söyledi. Ben de yalının güvenlik görevlisini arayarak yalının teknisyeninin kontrol etmesini istedim. Sonrasında arayarak sorduğumda sıkıntı olmadığını, tedbir amaçlı caminin bayanlar bölümünün elektrik sigortalarını indirdiklerini söylediler. Saat 13:10 sıralarında eşim beni aradı ve kadınlar bölümünün yanmaya başladığını söyledi. Apar topar camiye gittim. Yangından dolayı cami kullanılamaz hale gelmişti. Bütün eşyalar evimle beraber kullanılamaz haldedir. Evde ısıtma sistemi yoktur. Bizden önceki kalanlar soba ile ısınıyorlarmış. Caminin tamamı kadınlar bölümü de dahil yerden elektrikli ısıtmadır. Yangının bayanlar bölümündeki yerden ısıtma sisteminden kaynaklandığını düşünüyorum. Ben bu yerden ısıtma sistemini bu camide göreve başladıktan sonra ilk kez beş altı gün önce deneme amaçlı yaktım. Yaktığımda herhangi bir koku veya sıkıntı yoktu.”
Ziynet eşyalarının çalındığını iddia etti
DHA’nın haberine göre ise evde ziynet eşyalarının bulunduğunu söyleyen Coşkun, yangın sonrasında bu eşyaların bulunamadığını iddia etti. Coşkun, “Soruşturmada şüpheli bir durum tespit edilirse davacı ve şikayetçiyim” dedi.
Eşi Havva Coşkun şunları söyledi: “Camide değişik bir koku vardı. Güvenlik görevlisi kadınlar bölümünde bulunan elektrik sigortalarını tedbir amaçlı indirdi. Ben de camları açtım. Sonrasında camiden çıktık. Saat 13:10 sıralarında tekrar değişik bir koku duyunca dışarı çıkıp bakmak istedim. Bu sırada evimin kapısının altından duman geldiğini gördüm. Dışarı çıkınca kadınlar bölümünün içerisinde yangının başlamış olduğunu gördüm. Çevredekilere haber verdik. Yalı çalışanları ve balık tutan şahıslar yangını söndürmeye çalıştılar. Sonrasında itfaiye olay yerine geldi ve yangını söndürdü.”
Envanterdeki çoğu eşya kullanılmaz halde
İfadesine başvurulan bir başka isim Uğur Vanioğlu, caminin Yeni Valide Vaizi Şeyh Vani Mehmed Efendi Bin Bestam Vakfı’na ait olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Bu vakıf dedemizden kalmadır. Ben de 10 Kasım tarihi itibariyle bu vakfın mütevellisiyim. Camide yangın olduğunu Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü’nden haber verdiler. Gittiğimde caminin kullanılamaz durumda olduğunu, itfaiye ekibinin soğutma işlemi yaptığını gördüm. Cami içerisinde bulunan eşyaların envanteri Vakıflar 2. Bölge Müdürlüğü ve Üsküdar Müftülüğü’nde bulunmaktadır. Olay yerinde yedi adet çeşitli ebatlarda Arapça harflerle yazılı dini motifli çerçeve, dört adet parçalanmış halı ve bir adet süs eşyasını teslim aldım. Envanterde bulunan diğer eşyalar kullanılamaz durumdaydı. Caminin yanmasında şüpheli bir durum tespit edilmesi halinde davacı ve şikayetçiyim.”
Caminin karşısında bulunan yalıda çalışan iki görevli de, imam ve eşinin anlattıklarını doğrulayarak, camide yangının başladığını gördüklerinde söndürmek için yardım ettiklerini, yangının yalıya sıçramaması için de önlem aldıklarını söyledi.