Daha önce hiç tanışmadığımız aile, bizi sanki kırk yıldır görmedikleri bir yakınları gibi sımsıcak ilgiyle karşılamış, unutulmaz konukseverlik örneğiyle ağırlamıştı. Üstelik evde yaşam mücadelesi veren bir hasta vardı. Kendisine geçmiş olsun dileğinde bulunduğumda “Umudunu sakın kaybetme! Aksi takdirde yaşamanın anlamı kalmaz! Ben bu hastalığı yeneceğim!” demişti.
Aradan yıllar geçti… Bir süre özel ve güzel günlerde yazışarak iletişimi sürdürdük. Her görüşmemizde hastanın durumunu soruyordum. Onlar da bir değişme olmadığını, ama iyileşme umudunu hiç yitirmediğini yazıyorlardı. Dünkü bayram tebriğini görünce hem çok sevindim, hem de şaşırdım. Çünkü aile adına mesajı yazan doktorların “umutsuz” gördükleri hastaydı. Mucize gerçekleşmiş, yaşam savaşını kazanmıştı! Satırlarına noktayı “Umudunu sakın kaybetme” diyerek koymuştu.