Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, “Türkiye’nin bir ‘iç Kürt sorunu’ kalmamıştır. Emperyalizmin Türkiye’ye dayattığı ve Türkiye’yi bölmeyi hedefleyen bir ‘dış Kürt sorunu’ üretilmiştir” dedi.
Mehmet Uçum.
MHP lideri Devlet Bahçeli, 22 Ekim’deki grup toplantısında ‘hodri meydan’ diyerek şu çağrıyı yapmıştı: “Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütünün lağvedildiğini haykırsın.”
X’te yayınladığı yazıda “Son kırk yıldır emperyalist bir proje olarak terör destekli bir ‘dış Kürt sorunu’ üretildi” diyen Uçum’un konuya ilişkin açıklamaları özetle şöyle:
*Demokrasi tarihimizi askıya alan en kara dönemlerden 12 Eylül faşizmiyle birlikte devreye sokulan Kürtlerin reddi ve inkarı girişimleri bir ‘iç Kürt sorunu’ tarifi yapılmasına neden oldu.
*Ret ve inkar politikalarının bitirildiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetimlerinde Kürtler; kimliklerinin tanınması, ana dilleri önündeki yasakların kaldırılması, akademik ve kültürel haklar, bölgesel kalkınma, ekonomik refah, sosyal adalet imkanlarına kavuştu. İçerde terörün bitme noktasına gelmesiyle de huzurlu bir ortam oluştu.
*Elbette demokrasinin geliştirilip güçlendirilmesi ve yeni anayasa kapsamında her zaman değerlendirilecek konular olur. Ancak bunlar artık tüm toplumun ortak konularıdır, ayrılıkçı yaklaşımlarla değil ortak politikalarla ele alınıp çözüme kavuşturulur.
*Bununla birlikte son kırk yıldır emperyalist bir proje olarak terör destekli bir ‘dış Kürt sorunu’ üretildi. Bu proje ‘etnik kimlik=milli kimlik=bağımsız (manda) devlet’ formülüne dayandırılıyor. Bu, nesnel bir Kürt sorunu değildir. Emperyalist dayatma olarak Türkiye’den toprak kopartıp Ortadoğu’da bir manda devlet kurma çabasıdır.
Buna karşı 1 Ekim 2024’ten itibaren sayın Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihi hamleleriyle paradigma değiştiren bir devlet inisiyatifi ortaya kondu. Bu inisiyatif ‘Milli Birlik ve Kardeşliği Güçlendirme ve Terörsüz Türkiye’ hedefidir.
*Emperyalist proje Türkiye’nin Kürtlerini; bağımsız devletleri olan Türkiye Cumhuriyeti’nden, vatanları Türkiye’den koparmayı hedefliyor. Kürtlere ait devlet ve ülke projesi Kürtlerin statü hakkı olarak tarif ediliyor. Bunun ilk adımı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yetki devri/siyasi özerklik var.
*Nihai amaçsa emperyalizmin mandası bir devlet kurmak. Yani emperyalizmin kafasında Kürtlere biçilen rol; bölgede sürekli bir huzursuzluk faktörü, kullanışlı bir aparat, bir terör ordusundan ibaret. Bu plan Kürtleri statü sahibi yapmak ya da büyütmek için değil Türkiye’yi küçültmek maksatlıdır.
*Türkiye’nin Kürtlerinin bir statü sorunu ve dolayısıyla statüye dayalı tarif edilecek bir hak yoktur. Çünkü sözü edilen statü, ülke ve devlet sahibi olmaktır.
*Takiye siyasetleri, iki yüzlü yaklaşımlar, perde arkasından konuşmalar sona ermelidir. Herkes açıkça ve dürüstçe emperyalist proje olduğu tartışmasız olan Kürtlere statü verilmesi konusunda fikrini ortaya koymalıdır. Akla kara belli olmalıdır.
*Çünkü bugün Türkiye’ye dayatılan ve asıl amacı Türkiye’yi bölmek olan yapay ‘dış Kürt sorununa’ karşı mücadele, Türkiye’nin anti-emperyalist mücadelesindeki en temel konudur. İç cephenin öncelikle bu konuda sağlamlaştırılması ve güçlendirilmesi son derece önemlidir. Türkiye’nin coğrafi bütünlüğünü ve siyasi birliğini korumak için zorunludur. Türkiye’nin geleceği açısından hayatidir.