Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edilerek tutuklanan avukat Can Atalay’ın yakınları Maçka Parkı’nda bir araya gelerek Atalay’a doğum günü mesajı gönderdi.

Gezi Parkı davasında ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla 25 Nisan 2022’de açıklanan hükümle birlikte tutuklanan avukat Can Atalay’ın doğumgünü için yakınları Maçka Parkı’nda bir araya gelerek mesaj gönderdi.
Atalay’ın yakınları “Sen bizim Can’ımızsın İyi ki Doğdun” ve “Her felaketin haklı çıkardığı, doğayı, bilimi ve meslek etiğini savunan Gezi tutsaklarına selam olsun” pankartlarıyla Silivri Cezaevi’nde tutulan Atalay ve Gezi Parkı davasının diğer tutuklularına mesaj gönderdi.
Ne olmuştu?
Gezi Parkı eylemlerinden sonra Taksim Dayanışması bileşenleri hakkında ilk dava 2014 yılında açılmıştı. Bu davada Mücella Yapıcı ve Ali Çerkezoğlu’nun da aralarında yer aldığı beş kişiye ‘suç örgütü lideri olmak‘ ve ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek‘ suçlamaları yöneltilmişti. Nisan 2015’teki yargılama sonunda bütün sanıklar beraat etti, hâkim Taksim Dayanışması’nın eylemlerini ‘ifade özgürlüğü‘ olarak değerlendirdi.
Bu davadan dört yıl sonra 2019’da Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Yakup Ali Kahveci tarafından Osman Kavala’yla Taksim Dayanışması bileşenlerinden Mücella Yapıcı, Mimarlar Odası’nın avukatı Can Atalay ve ilk soruşturmada hakkında takipsizlik kararı verilen dönemin Şehir Plancıları Odası başkanı Tayfun Kahraman’ın aralarında olduğu ikinci bir iddianame hazırlandı. İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin yargıladığı 16 kişiden Türkiye’de bulunan dokuz kişi 18 Şubat 2020’de beraat etti. Kararda Kavala’nın tahliye edilmesine de hükmedilmişti.
Kavala, mahkeme kararının aksine tahliye edilmediği gibi cezaevinden çıkarılmadan gözaltına alındı ve emniyete götürüldü. Kavala, 19 Şubat 2020’de gözaltındayken Erdoğan, partisinin grup toplantısında “Onu (Kavala) bir manevrayla beraat ettirmeye kalktılar” dedi. Aynı gün akşam saatlerine doğru Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), beraat kararı veren üç hâkim için inceleme ve soruşturma izni verdi. Kavala, hâkim karşısına çıkarılmadan ve ifadesi alınmadan tekrar tutuklandı.
İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 3’üncü Ceza Dairesi de Ocak 2021’de davada verilen beraat kararını bozdu. Kararda, Beşiktaş’ın taraftar grubu çArşı üyelerinin yargılanıp beraat ettiği ancak o sırada Yargıtay incelemesindeki dava dosyasıyla birleşebileceği belirtildi. Dava dosyası yeniden açılması için İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Bozma kararından üç ay sonra Nisan 2021’de çArşı davasında verilen beraat kararları Yargıtay tarafından bozuldu ve yerel mahkemesi olan İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Gezi Parkı dosyası yerel mahkemeye ulaştığında mahkemenin başkanı davanın ilk iki duruşmasına başkanlık eden ve bu sırada Kavala’nın tahliye edilmesi gerektiği yönünde muhalefet şerhleri yazan Mahmut Başbuğ’du. Başbuğ, 5 Haziran 2021’de çArşı davasının görüldüğü İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne dosyaları birleştirme önerisi götürdü. Başbuğ, 28 Temmuz’da da öneri götürdüğü mahkemeye geçici görevlendirmeyle gidip talebini karşıladı ve onay verdi. çArşı davasıyla birleşen Gezi Parkı dosyası 21 Şubat 2022’de tekrar ayrıldı, ama dosya asıl mahkemesi olan İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmedi.
Yargılamayı yapan İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin yapısı da dikkate değerdi. Yargılama sürerken heyetin üye hakimi Murat Bircan’ın 2018 seçimlerinde AKP’den milletvekilliğine soyunduğu ortaya çıktı. Bircan, seçim öncesinde verdiği bir demeçte şöyle demişti: “Güçlü bir Türkiye için güçlü bir lidere ihtiyacımız var. Bu güçlü lider de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.”
Yargılamayı yapan mahkeme, 25 Nisan 2022’de davayı karara bağladı. Heyet, Kavala’ya ‘hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet cezası verdi. Tutuksuz sanıklar Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi 18’er yıl hapis cezası aldı.
Mahkeme, yedi sanık hakkında ‘ceza miktarı ve adli kontrol tedbirinin tutuklamadan beklenen menfaati sağlayamayacağı’nı gerekçe göstererek tutuklama kararı verdi.
Yargılama aşamasında mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin tutuklu Osman Kavala hakkında verdiği hak ihlali ve tahliye edilmesi yönündeki karar da yerine getirilmedi. Türkiye, tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni bu dava aracılığıyla ihlal ettiği için yaptırım yolu da açılmıştı.