Türk Tabipleri Birliği (TTB) Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya, salgının en yoğun dönemlerinde dahi ‘tam kapanma‘yı önermediğini hatırlattı.
TTB ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından önerilen yeni aşının temin edilerek risk grubuna uygulanması, sağlık kurumları, kapalı ve kalabalık ortamlarda maskeye geri dönülmesi çağrısını tekrarladı.
Covid-19 vakalarındaki artışla birlikte TTB, ilgili uzman dernekler ve pek çok hekim yeni varyantlara etkili aşıların temin edilerek riskli gruplara uygulanması gerektiği yönünde açıklamalar yapmıştı. Hiçbiri pandeminin başındaki gibi tam kapanma ve izolasyon gibi önlemlerin alınmasını önermedi. Ama Koca, ABD, Kanada, Avrupa ülkeleri gibi güncel aşıyı tedarik etmeyi hiç gündeme almadı. Bilakis peş peşe yaptığı açıklamalarda ‘bilim insanlarını küresel sermayeye alet olmakla, bilimden uzaklaşmakla’ suçladı. Salgından korunmayıysa bireysel önlemlere bıraktı.
Koca bugün yine “Türkiye, küresel propagandanın uygulama sahası olmayacak. Türkiye, sağlık konusunda da tam bağımsızdır“ dedi. Koca ayrıca, toplu aşı yapılmasını öneren bilim insanlarını (ki toplu aşılama değil, riskli gruptakiler için öneriyorlar) propaganda yapmakla suçladı.
‘Sorumluluklarını gölge boksu demeçlerle geçiştiremez’
TTB Merkez Konseyi ve Pandemi Çalışma Grubu bunun üzerine yazılı bir açıklama daha yaptı. Açıklamada “Kendi sorumluluk alanında gaipten sesleri yanıtlar açıklamalar, gölge boksu yapar demeçlerle bu sorumluluk geçiştirilemez” dendi.
Bilimsel gerçekler ışığında gerekli halk sağlığı önlemlerinin alınması için yaptıkları çağrıyı yineleyen TTB, şöyle devam etti: “Sağlık Bakanı ise çağrılara ilk olarak ‘Küresel aşı baskısına boyun eğmemiz mümkün değil’ söylemiyle aşı karşıtlığını besleyen kavramları tedavüle sokarak yanıt verdi. Sonrasında ise çağrılarımızı ‘gerçekçi ve gerekli olmayan, bilimsellikten tamamen uzak tedbirlerin uygulanmasına ve aşı kampanyaları başlatılmasına yönelik bir kara propaganda’ olarak niteledi. Tüm bu çarpıtmalara ilişkin olarak zorunlu bir hatırlatma ihtiyacı duymaktayız. TTB olarak salgının en yoğun dönemlerinde dahi, tam kapanma gibi bir tedbir önermedik.
Bilakis ‘sosyal ve ekonomik destekten yoksun, çarkların dönmeye devam ettiği tam kapanma kararı, halkı açlığa mahkum etmek, yoksulluk ve hastalığı evlere kapatmak anlamına gelir’ dedik. Tam kapanmayı değil çarkların durmasını, zorunlu olmayan üretimin sınırlandırılmasını önerdik. Toplumsal dolaşımı yavaşlatmayı ve ‘açık ve temiz havayı’ teşvik ettik.
O gün bu önerilerin görmezden gelinmesi, kurtarılacak birçok hayata mal oldu. O önerileri görmezden gelenler, bugün de söylediklerimizi çarpıtmakla meşgul.
‘Referansımız endüstri değil, tıp örgütleri ve bilim insanları’
Uluslararası yayınlarda paylaşılan araştırma sonuçları da dikkate alınarak, saygın tıp kurumlarının riskli grupların aşılarla korunmasını önerdiği belirtilen açıklamada şöyle devam edildi: “Aksi durumda hastalığa karşı etkinliği gösterilen ilaçların da ülkemizde erişilir durumda olmadığı mevcut koşullarda bu insanlarımıza dair öneriler yetersiz kalacak. Riskli gruplarda aşı önerisi, endüstriyle ilişkili gösterilmeye çalışılarak kamu otoritesinin halk sağlığını koruma görevi savsaklanamaz. TTB pandeminin başından beri aşı konusunu uluslararası ve ulusal gelişmeleri kamucu, eşitlikçi ve sadece halk sağlığını önceler bir yaklaşımla irdelemiş, değerlendirmelerini kamuoyu ile paylaşmıştır. Aşı konusunda referansı endüstri değil, bilimsel literatür ve saygın tıp örgütleri ile bilim insanları.“