Kamuoyunda ‘yüksek karlı gizli fon’ adıyla bilinen dolandırıcılık davasında futbolcu müştekilerin bir sonraki celsede hazır edilmek üzere avukatlarına son kez süre verilmesine, gelmedikleri takdirde haklarında zorla getirme emri çıkarılmasına karar verildi.
İstanbul 41’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü duruşmasına, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük ile tutuksuz sanıklar Nazlı Can ve Asiye Öztürk katıldı.
AA’nın haberine göre duruşmada tanık olarak dinlenen avukat Candaş Gürol, Temmuz 2022’de Seçil Erzan’la duygusal ilişkilerinin başladığını ve bu dönemde sanığın bankanın Levent şubesine yeni tayin edildiğini belirtti.
Sanığın davranışlarında Ocak 2023’ten itibaren değişimler gözlemlediğini belirten Gürol, bu duruma tepkili olduğunu ifade etti.
Gürol, müşteki İsmail İbrahim Çağlar’ın hem avukatı hem de dostu olduğunu anlatarak şöyle devam etti:
“Seçil’den ayrıldığım dönemde beni aradı ‘Gelir misin, konuşacağım‘ dedi. Müvekkilim bana DenizBank’ta fon olduğundan bahsetti. ‘Ben buraya para yatıracağım, kar elde edeceğim’ dedi. ‘Ben bilmiyorum, ne gir, ne girme. Ben Seçil’den ayrıldım’ dedim. ‘Yalnız parayı ben kendi üzerimden değil senin üzerinden getirsem olur mu?’ dedi. Kendisini kıramadım. Bu şekilde para geldi. Paranın hikayesi bu. Benim burada tek korkum bu kadar yüksek bir miktar karşılığında bana vergi çıkması.”
‘Sürekli para istiyordu’
Duruşmada ‘tanık’ sıfatıyla dinlenen Erzan’ın kuzeni Tanın Yılmaz’sa sanıkla bankacılık ilişkilerinin 2012’de başladığını ve bu tarihten 2020’ye kadar belli miktarda paralar verdiğini söyledi.
Erzan’ın kendisinden sürekli para talep ettiğini söyleyen Yılmaz, “8 Mart’ta fon olayını duydum. Sporcuların ve Fatih Terim’in içinde olduğu fondan bahsetmiş eşime. Ben 1 milyon 800 bin dolar verdim, 1 milyon 265 bin dolar alacağım var” dedi.
Avukatların talebi
Bazı müştekilerin avukatı Rezan Epözdemir Erzan’ın telefonundan çıkan mesaj kayıtlarıyla bilirkişi raporunun uyuşmadığını, suç delillerinin yok edildiğini ve gizlendiğini iddia ederek Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun duruşmada ‘tanık’ olarak dinlenilmesini talep etti.
Müşteki Arda Turan’ın avukatı Tufan Karataş’sa kar elde ettiği iddia edilen tefecilerle diğer isimler hakkında ayrıntılı MASAK incelemesi talep ettiğini anlatarak şunları dedi:
“Biz burada Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu ve diğer yöneticilerin dinlenilmesini konuşuyoruz ama şubede çalışan diğer kişilerin hiç kimsenin ismini konuşmuyoruz. Bu kadar arbedede hiç kimsenin duymama ihtimali yok. Erzan’ın darbedilmesi vs. bunların birileri tarafından görülmemesi, duyulmaması mümkün değil. Güvenlik kameraları başında Hakan Ateş’in oturmasını bekleyemeyiz ama kameralar teftiş kuruluna bildirilmiyorsa bunun ayrı olarak sorgulanması ve irdelenmesi gerekiyor.”
Erzan’ın ifadesi
Tanık beyanlarının ardından söz isteyen sanık Erzan, GPS takıldığı iddia edilen çantanın bankaya ait olduğunu, GPS’in çantaya bilinçli şekilde konulduğunu ve özellikle kendisine verildiğini öne sürdü.
Erzan, şöyle konuştu:
“Bugün gerçek mağduriyetlerin dışında ben Tanın’a ‘Hesap, kitap yapalım. Ona göre borçlu muyum, alacaklı mıyım, ortaya çıkacaktır’ dedim. 7 Nisan akşamı evimde darp yaptılar. O gece zorla benden senetler alındı. 8 Mart akşamı Fırat’ın ofisinde dördümüz buluştuk HTS kayıtlarına bakılsın. Merve suratımda sigara söndürmeye çalıştı. Ben bir şeyler yapmaya çalıştım yanlış oldu ama herkes kendi faizinin peşine düştü.
Benim farklı planlarım olsaydı bu parayı alır giderdim. Kurtarmaya çalışırken tefecilerin elinde kaldı, anlayan olmadı. Arabanın bagajında parayı kapışıyorlardı ama günün sonunda herkes ‘Ben mağdurum’ dedi.”
Salonda sanık Erzan’a yönelik “Yalancı” seslerinin yükseldiği duyulurken Erzan “Beni kapatın, tıkın yeter ki annemin yanında durayım. Annemin bana ihtiyacı var” dedi.
Ara kararlar
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük’ün mevcut hallerinin devamına hükmetti.
Müştekiler Arda Turan, Emre Belözoğlu, Selçuk İnan, Fernando Muslera’nın bir sonraki celse hazır edilmek üzere avukatlarına son kez süre verilmesi, müştekilerin gelmediği takdirde haklarında zorla getirme emri çıkarılması kararlaştırıldı.
Sanık Erzan’ın DenizBank’ta bulunan hesap hareketlerinin istenilmesine ve adli emanette bulunan sanıklara ait telefonlar ile sim kartların bilirkişiye suç delillerinin tespiti amacıyla teslim edilerek rapor istenmesine hükmeden heyet, sanık Ali Yörük ile tanık Semih Kaya arasındaki hesap hareketleri ile dekontların asıllarının bankadan istenilmesine karar verdi.
Sanık Erzan ile aynı dönemde bankada çalışan Fatin Seven’in kimlik bilgilerinin istenilmesine hükmeden heyet, bu kişi hakkında tanık sıfatıyla dinlenilmek üzere zorla getirme kararı çıkarılmasını kararlaştırdı.
Heyet, suçtan zarar görme ihtimaline ilişkin müştekiler Buse Terim Bahçekapılı, Bülent Çeviker, İnci Çeviker, Mert Zeydanlı, Nuray Şengüler ile İsmail İbrahim Çağlar’ın davaya katılma talebinin kabul edilmesine hükmetti.
Çevik Çeviker, Okan Turan, Selçuk Oğuztürk, Nilgün Arabacı ve Hakan Kıran’ın duruşmada ‘tanık’ sıfatıyla dinlenilmek üzere zorla getirme kararı çıkarılmasına karar veren heyet, MASAK’a dava dosyasıyla ilgili düzenledikleri raporun tamamının mahkemeye gönderilmesinin istenmesine hükmetti.
Heyet, tanık Semih Kaya tarafından dosyaya sunulan elektronik postanın varsa aslının bankadan istenilmesini, sanık Erzan’la 2020-2023 yılları arasında çalışan tüm banka personelinin kimlik bilgilerinin istenilmesini kararlaştırdı.
İddianamede neler var?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede geçen bilgiler şöyle:
* Sanık Seçil Erzan bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdi.
* Müşteki Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildi ancak daha sonra Çeviker Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadı, durumu bankaya bildirdi, banka tarafından araştırma yapıldı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
* Sanık Erzan bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim, Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna etti. Gerçekteyse böyle bir fonun hiç olmadığı tespit edildi
* Erzan müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturarak, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim etti ve dolandırıcılık kastıyla hareket etti.