Dini cemaatlerin 14 Mayıs seçimlerinde iktidarı desteklemekten öteye, bunu bir “dini vecibe” gibi telkin ettikleri biliniyor. Arkadaşımız Ahmet Taşgetiren, dünkü yazısında bunun bir belgesini yayınlayarak tarihe not düştü.
‘Seyda’ imzalı ve besmele ile başlayan belgede, Erdoğan’a ve AK Parti’ye oy vermenin “dinî bir vecibe” olduğunu söylüyorlar, şöyle gerekçeler üretiyorlar: “Türkiye’nin içindeki ve dışındaki bütün şer güçler hepsi muhalefetin arkasındalar… Bu seçim Müslümanlar için varlık meselesidir. Müslümanların maslahatı meselesidir. Bugün bütün küfür ve şer güçleriyle karşı karşıyayız.”
Muhalefeti ‘küfür ve şer güçler’le özdeş sayan bir zihinde hukuk ve demokrasi düşüncesi gelişebilir mi? Hele ‘denetim ve denge’ fikrine tesadüf etmek mümkün olabilir mi? İşte “Müslümanların siyaset sorunu” dediğim bu. İslam dünyasının haline bakarak bu zihniyet sorununun ne kadar vahim olduğunu görebiliriz.