Kadıköy’de hafriyat kamyonunun çarpması sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şule İdil Dere’nin ailesi, soruşturma sürecinde yaşandığını söyledikleri ‘hukuksuzluklar’ı madde madde sıraladı.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi öğrencisi 23 yaşındaki Dere, 12 Mayıs 2016’da parkta yürüdüğü sırada yaya-bisiklet yolunda çalışma yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait bir hafriyat kamyonunun ezmesi sonucu hayatını kaybetmişti.
Şoför M.K., Dere’nin cenazesi henüz defnedilmemişken, yalnızca bir gün sonra, 13 Mayıs 2016’da serbest bırakılmıştı.
Yedi sanık var
Dere’nin davasının ilk duruşması, 20 Aralık saat 10.00’da Anadolu Adliyesi’ndeki mahkemede başlayacak.
Davada, bölgede çalışma yapan İBB ve belediye şirketi İSTAÇ A.Ş.’den aralarında şoförün de bulunduğu yedi kişi sanık.
Dere’yi ezen kamyonu kullanan şoföre ‘taksirle ölüme neden olmak’ suçundan ikiden altı yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Soruşturma sürecinde ne oldu?
Kuzey Ormanları Savunması (KOS), soruşturma sürecinde yaşanan hukuksuzluklara dair ailenin açıklamasını paylaştı.
Dere’nin ailesi, soruşturma sürecini madde madde anlattı:
“* Şule İdil Dere’nin canına mal olan çalışmayı gerçekleştiren İBB Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi tarafından 11 gün sonra İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı’na terfi ettirildi.
* Bilirkişilerin sorumlu-kusurlu bulduğu İBB yöneticilerinin yargılanabilmesi için savcılık tarafından İstanbul Valiliği’ne yapılan başvuruya, Valilik hukuku çiğneyerek, yasal olarak 45 günde cevap verme süresini aşarak 96 gün sonra İdil’in ölüm yıldönümünde (12 Mayıs 2017) cevap verdi. Valilik cevabında ise başka bir skandal ortaya çıktı.
* İstanbul Valiliği, Şule İdil Dere’nin canını alan çalışmanın daire başkanıyken 11 gün sonra İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı’na terfi ettirilen ve Savcılık soruşturmasında müteselsilen sorumlu-asli kusurlu bulunan daire başkanından, kendisinin de içinde olduğu olayı araştırmak için müfettiş talep etmişti.
* İstanbul Valiliği, süresini ve yetkisini aşarak, hukuku çiğneyerek, asli kusurlu bulunan daire başkanının ‘İBB Teftiş Kurulu Başkanı’ olarak atadığı müfettiş raporuna dayanarak, yetkisini aşıp kendini mahkeme yerine koyarak asli kusurlu/kusurlu bulunanların sorumlu olmadıklarına karar verdi ve 11 İBB yetkilisinden sekizinin soruşturulmasına- yargılanmasına izin vermedi.
* Valiliğin hukuksuz kararına İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne yapılan itiraz ise başka bir hukuksuzlukla son buldu. Soruşturmada savcılıkça asli kusurlu bulunan ve hakkında soruşturma izni istenen İBB Teftiş Kurulu Başkanı’nın atadığı müfettişçe İBB Teftiş Kurulu Başkanı’nı soruşturan raporu kabul eden İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, İstanbul Valiliği’nin verdiği ‘Soruşturulamazlar’ kararını aynen kabul etti. Böylece savcılık soruşturmasında ‘müteselsilen-müştereken’ sorumlu ve kusurlu bulunan asıl işveren İBB’den sekiz üst düzey yetkili yargılama kapsamı dışında tutuldu.
* Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede İBB ve İSTAÇ A.Ş.’nin planlayarak hayata geçirdiği can alan çalışma öncesi risk değerlendirmesi yaptırmadığı, yaya can güvenliği almadığı, iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uymadığı, yayaları uyarmak için tabela bile asmadığı belirtildiği, İBB ve İSTAÇ A.Ş.’nin yöneticilerinin ağır ihmali saptandığı halde savcılık şoför ve İBB ve İSTAÇ A.Ş.’den sanıklar için yalnızca TCK 85/1 maddesinden ‘taksirle ölüme sebebiyet vermek’ten iki-altı yıl hapis cezası istedi.
* Can ve mal güvenliğini korumakla yükümlü bir belediyenin ağır ihmalle can aldığı bir olayda İdil’in canını almanın bedeli, paraya çevrilebilecek 2-6 yıl arası hapis cezası istemi mi olmalıydı!”
KOS, İstanbul’da 20 ayda 38 kişinin hafriyat kamyonlarının çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.