AYŞEGÜL KASAP
@aysegul_kasap
aysegulkasap@diken.com.tr
Hem Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hem de bağımsız sosyal bilimcilerin kurduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) 2021 yılı enflasyon oranını açıkladı. TÜİK yıllık enflasyon için yüzde 36,08 derken ENAG ise yüzde 82,81 dedi.
Peki sokakta hissedilen enflasyon ne? Diken hem vatandaşın hem de esnafın nabzını tuttu. Kırtasiyeleri, bakkalları, manavları, kasapları, fırınları, zücaciye dükkânlarını ve hırdavatçıları gezdik. Bunun yanı sıra taksiciler ve dolmuşçularla da konuştuk.
Ne alışveriş yapan vatandaş ne de esnaf yıllık enflasyonun yüzde 36,08 olduğuna inanıyor: ”Bir yıl içinde aldığım aynı ürüne yüzde 300 zam geldi. Enflasyon yüzde 36 olması mümkün değil. Benim vatandaş olarak hissettiğim yüzde 36’dan çok fazla. Korkum şu ki, bu yıl daha kötü olacak.”
Manavda çalışan bir kişi “TÜİK alışverişi nereden yapıyorsa söylesin biz de oradan yapalım” sözleriyle tepki gösterirken bir emekli memur ise “Bu ülkede alışveriş yapan kimse enflasyonun yüzde 36 olduğuna inanmaz. Merak ediyorum, biz burada enflasyonun altında ezilirken yetkililer geceleri nasıl rahat uyuyorlar” ifadelerini kullandı.

TÜİK verilerine göre tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) aralık ayında yüzde 13,58 artarken yıllık bazda yüzde 36,08 olmuştu. Bu, 2002 yılından bu yana hesaplanan en yüksek oran olarak kayıtlara geçti.
ENAG’a göreyse aralıktaki artış yüzde 19,35.
‘Üç parçaya 250 lira ödedim, hangi yüzde 36’dan bahsediyorlar?’
Marketten çıkan bir vatandaş, şunları söyledi: “Hazine ve Maliye Bakanı ‘Lan nasıl’ diyordu ekranlarda. Bak bu aldığım poşete! İçinde üç parça var 250 lira ödedim çıktım. Üç parçaya 250 lira verdim. Hangi yüzde 36’dan bahsediyorlar? Kur düşecek fiyatlar da inecek diyorlardı. Kur kısa süreli düştü fiyatlara da yansımadı. Kur şimdi tekrar artmaya başladı. Şimdi biz soruyoruz sayın bakana (elindeki poşeti göstererek) ‘Lan nasıl?’ Fiyatların daha da artmasından endişe ediyorum. Umarım düzelir. Bu ülkede yaşıyoruz.”
‘Biz enflasyonun altında ezilirken gece nasıl uyuyorlar?’
Fırından çıkan emekli memur ise, şunları kaydetti: “Bu ülkede alışveriş yapan kimse enflasyonun yüzde 36 olduğuna inanmaz. TÜİK neye göre bulmuş bu sonucu? ENAG’ın sonucu daha doğru. Haftada bir ürünlerin fiyatları değişiyor. Aynı ürünü bir hafta önceki fiyata alamıyorum. Yıllardır bu ülkede devlet memuru olarak hizmet ettim. Böyle bir dönem görmedim. Enflasyonun altında eziliyoruz. Enflasyon zaten yüzde 36’dan fazla. Ama bir de yüzde 36 deyip emekliye yüzde 20 zam yapıyorlar. Enflasyonun altında. Merak ediyorum, biz burada enflasyonun altında ezilirken yetkililer geceleri nasıl rahat uyuyorlar?”

Küçük bir mahalle bakkalınnın raflardaki fiyatlar için yorumu ise şöyle: “Şimdi alacaksan al. Yarın ne olacağını bilmiyorum. Aşağıya inmez de yukarı çıkar fiyatlar. Kur yeniden yükselmeye başladı.”
‘Ekmeğin fiyatı 2021’in başında 1,5 liraydı şimdi 3,5 lira’
Fırıncılar ‘henüz belli olmayan’ yeni zam beklentisinde. Enflasyonun yüzde 36’dan daha fazla olduğunu ifade eden fırıncılar, şunları söyledi: “Benim dükkânımın girdi fiyatları en az yüzde 100 arttı. En az o da! Nasıl yüzde 36 olabilir? Ekmeğin fiyatı 2021’in başında 1,5 liraydı şimdi 3,5 lira. Ki bu 3,5 lirayla biz fırıncılar da kar etmiyoruz. Ekmeğin en az 4 lira olması lazım.”
‘Sadece patatesin fiyatı yüzde 115 arttı’
Bir manavsa “TÜİK alışverişi nereden yapıyorsa söylesin biz de oradan yapalım” sözleriyle tepki göstererek şöyle devam etti: “Buraya müşteriler geliyor. Alım gücü düştü. Eskiden kiloyla alan vatandaşlar şimdi taneyle alıyor. Yahu sadece şu patatesin fiyatı bu yıl yüzde 115 arttı. Salatalık ya, yüzde 70 oranında arttı. Hangi yüzde 36’dan bahsediyorlar? Bizimle, aklımızla alay etmesinler artık.”
‘Kıymanın kilosu 105 lirayı bulmuştu’
Bir kasap “Et artık vatandaşımız için lüks” sözleriyle başladı cümleye: “Zaten pahalı. Bir yıl içinde ürünlere ortalama yüzde 50 oranında zam geldi. Şimdi yem fiyatlarından dolayı yeni zam bekliyoruz. Enflasyon kesinlikle yüzde 36’dan daha fazla. Kıymanın kilosu geçen yılın başında 50 küsur liraydı. Şimdi dana kıyma 80-90 lira arası. Ki geçtiğimiz ay kurdan dolayı 105 lirayı bulmuştu bu fiyat. Kasım ayında kırmızı etin kilosu ortalama 85 liraydı. Şimdi 105-110 lira arasında değişiyor.”
‘Ayda bir beyaz et alabiliyorum’
Kasabın önünde konuştuğumuz bir kişi ise, şunları kaydetti: “Artık kırmızı et alamıyorum. Alırsam beyaz et alıyorum. O da ayda bir kere. TÜİK yüzde 36’yı neye göre hesaplıyor merak ediyorum. Keşke piyasada da yüzde 36 olsa. Yüzde 36 bile fazla aslında ama bu şartlarda yüzde 36’yı da öpüp başıma koyacağım. Durumumuz bundan ibaret maalesef. ENAG’ı duymadım bilmiyorum ama markete girdiğimde benim de karşı karşıya kaldığım enflasyon yüzde 80 oranında.”
‘Bir ay önce 2 liraya sattığım kağıt şimdi 4 lira’
Kırtasiye sahibi de enflasyonun yüzde 36’dan daha fazla olduğu görüşünde: “Bir ürünü alıyorsun bu hafta, satıyorsun bir daha istiyorsun. Bir dahaki hafta aynı ürün sana zamlı geliyor. Ya böyle bir şey olabilir mi? Derdimizi bir de müşteriye anlatamıyoruz. Bir hafta önce bu fiyata aldım diyor. Doğru haklı. Ama ben bir hafta önceki fiyata alamadım ürünü, zamlı aldım.
Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Küçük esnafın geliri bellidir. Yüzde 18 vergiyi koyuyorsun. Ondan sonra rayiç karımız var onu ekliyorsun. Etiketi yazıyorsun. Şu kâğıdı bir ay önce 2 liraya satıyordum 4 lira oldu. Yüzde 36 enflasyona inanıyor musunuz siz? Ben Ecevit dönemini gördüm. O zaman yanımda birini çalıştırabiliyordum. Yanımda çalışanlarım kirasını ödeyebiliyordu. Şimdi yanımda kimseyi çalıştıramıyorum.”
‘Elektriğe yüzde 127 zamla uyandık’
Zücaciyeci ve hırdavat dükkanının sahipleri ise şunları aktardı: “TÜİK ‘Hiçbir şey olmasa da bir şeyler olmuştur’ mantığıyla hesaplama yapıyor sanırım. Elektriğe yüzde 127 zamla uyandık biz yeni yıla. Aldığımız ürünlerin çoğunda dışa bağımlıyız. Kur üzerinden alıyoruz. Kur düştü fiyatları indirin diyorlar bize. Tamam indirdik. E şimdi kur yine yükseliyor. Girdi fiyatlarımız artıyor. Benim bu dükkana sadece girdi fiyatlarım yüzde 36’nın çok çok üstünde.”

Taksi ve dolmuş şoförleri ise TÜİK’in enflasyon oranını yüzde 36 olarak açıklamasını gülerek karşıladı.
‘Taksi demek akaryakıt demek’
Akaryakıta zam üzerine zam geldiğini belirten taksi şoförü, şunları ifade etti: “Böyle devam ederse kontak kapatacağız. Kur düştüğünde bile benzine gelen indirim ÖTV nedeniyle pompaya yansımadı. Şu an yüzde 36 zam yapıldı ama yeterli değil. E şimdi kur artmaya devam ediyor. Akaryakıta zam devam ediyor. Taksi demek akaryakıt demek. Ben zararına çalışıyorum.
Benim şu arabam 38 kuruş yakıyordu şimdi neredeyse 1 liraya çıktı. Gaz geçtiğimiz ay 1,5 lira yakıyor. Geçtiğimiz ay gazı bırakıp benzin almaya başlayan arkadaşlar oldu. Maltepe’den havalimanına 210 lira yazıyor. O da eski tarifeye göre. 65 km’den gece gittiğinde gidiş dönüş 130 km. 1,5 liradan yaktığını düşün. 180 lira yakıt yakıyor adam oraya. 210 lira alıyor. Hiçbir kazancı yok. Eskiden yeni havalimanına gitmek için can atıyorduk şimdi kaçıyoruz.”
’45 yaşımdayım hayatımın en kötü çağını yaşıyorum’
Rizeli olduğunu belirten bir taksi şoförü ise şöyle dedi: “Ben benzinle çalışıyorum para kazanmıyorum. 8’e aldığım benzini bu ay 13 liraya alıyorum. Daha önce böyle bir şey yaşamadım. 45 yaşımdayım hayatımın en kötü çağını yaşıyorum. Ecevit dönemini de gördüm. Şu an Türkiye en kötü çağını yaşıyor. Geçen bir müşteri geldi havalimanına gitmek istedi almadım. ‘Uzağa gitmiyorum. Seni havalimanına bıraktığımda ben cebimden para veriyorum. Ara şimdi cumhurbaşkanını sana araba bulsun. Plakam da bu istediğiniz yere şikayet edin’ dedim. En az yüzde 50 zam yapmaları lazım. O da biz kar yaptırmaz zarardan kurtarır. Kur artmaya ederse zamların da artması lazım.”
Konuştuğumuz bir dolmuş şoförü de 20 yıldır şoför olduğunu ve daha önce böyle bir dönem görmediğini belirterek şunları söyledi: “Dolmuş ücretlerine zam yapıldı ama yeterli değil. Biz de ücretlere zam yapılsın istemeyiz. Keşke mazot ve lastik fiyatı gibi girdi fiyatlar düşse de biz de zam yapmak zorunda kalmasak.”