ŞULE TÜRKER
suleturker34@gmail.com
Kadın yoksulluğunu gidermek için çalışan Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) kurucusu Şengül Akçar, küresel olarak kadınların ev içi ücretsiz bakım emeğinin yılda 10,8 trilyon dolardan daha fazla bir değer yarattığını söylüyor.
“Küçük bir azınlığın elinde tuttuğu zenginliğin arkasında kadınların bu ücretsiz emeği var” diyen Akçar, “Kadınlar, bir anlamda görünmeyen ev içi bakım emekleriyle ailenin, toplumun ve ekonominin çarkını döndürüyor. Son yaptırdığımız bir araştırmaya göre Türkiye’de 22 milyon kadının 11 milyonu ev içi ücretsiz bakım sorumlulukları nedeniyle ekonomiye katılamıyor. Kadınların bu ücretsiz bakım emeği 27,4 milyar dolarlık bir değer yaratıyor” diyor.
Akçar’a göre kadınların ekonomiye katılımını engelleyen en önemli etkenlerden biri, evdeki bakım sorumlulukları: “Kadınların bu ücretsiz emeği, büyük bir ekonomi yaratıyor. Belirttiğim gibi dünyada ücretsiz bakım emeği ile yaratılan değer 10,8 trilyon dolar. Bu, teknoloji endüstrisinin yarattığı toplam değerin üç misli. Bunun değişmesi için çocuk, yaşlı, hasta bakımı gibi hizmetlerin altyapı olarak kabul edilmesi ve bu hizmetlerin yaygınlaştırılması için kamunun yatırım yapması gerekiyor.”
Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranları yüzde 31
ODTÜ Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Yıldız Ecevit ise Türkiye’de 2020 istatistiklerinin kadınların işgücüne katılım oranlarının yüzde 31 olduğunu gösterdiğini belirtiyor: “Tersinden okursak bu, çalışabilecek yaştaki kadın nüfusun yüzde 69’unun işgücü dışında kalması demek. Kadınların işgücüne katılımının düşüklüğü, onların istihdam olanaklarının çok uzağında kaldığının önemli bir göstergesi. İstihdam edilenlerin oranı ise daha da düşük; yüzde 26,3. Oysa istihdam, hele ücretli olduğunda, kadınlar ve erkekler arasında mevcut toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin giderilmesinde önemli bir araç. Aynı zamanda bir güçlenme aracı.”
Ecevit’e göre istihdam edilememe ve işsiz kalma, kadınları ekonomik özgürlüğe ulaştıracak yolu kapatıyor: “Toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin derinleşmesinde ve keskinleşmesinde ciddi bir rol oynuyor. Kadınların işsizlik oranları erkeklerinkinden oldukça fazla. Hele genç kadınlar arasında işsizlik çok yüksek. Erkeklerin muaf tutulduğu toplumsal cinsiyet temelli iş yükleri ve bakım hizmetlerinden kadınların sorumlu kılınması, onların ev dışında çalışma kararlarını etkileyen önemli bir etmen.”
‘Sınırları Aşan Kadınlar’
Akçar ve Ecevit’in bu dikkat çekici ifadeleri, kariyeri boyunca kadınlarla ilgili her türlü haber, girişim veya etkinliğin içinde yer alan gazeteci yazar Elif Ergu’nun yeni kitabı ‘Sınırları Aşan Kadınlar’da yer alıyor. İşini Facebook, Instagram gibi online mecralarda büyüten girişimci 10 kadının ilham verici hikayesinin söz konusu kadınların ağzından aktarıldığı kitap projesinin mimarı META (Facebook) Türkiye. Kitabın geliri ise KEDV’e aktarılacak.
Hümanist Kitabevi’nden çıkan kitabı için Ergu şunları belirtiyor: “Pandemi döneminde META Türkiye’nin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporu önüme geldi. Rapora göre Türkiye’deki kadınların yüzde 64’ü gelir elde etmek için hiçbir şey yapmıyordu. META Türkiye sayesinde yolum ‘Sınırları Aşan Kadınlar’la kesişti… Bu kadınlar büyük ciroları yöneten kadınlar değiller… Öğrenmeye açıklar, dayanışmayı biliyorlar. Karşılaştıkları sorunlara, onları vazgeçirmek isteyenlere rağmen kendilerine güvenip, yeni sulara açılmaya cesaret gösteren ve başarılı olan kadınlar…”
Kadınların iş yaşamında, ekonomik hayatta olmasının salt ekonomiyi, geçim derdini ilgilendiren bir sorun olmadığının da altını çizen Ergu, “Kadınların özgürleşmesi ve güçlenmesi için de bu gerekli. Kadınların tüm alanlarda demokratik katılımını istiyorsak, her koldan çabalamaya, üretmeye ve kadınları desteklemeye devam etmeliyiz” diyor.
İlham veren hikayeler
Ergu’nun kitabında yer alan isimlerden bazıları ve hikayelerinden kesitler şöyle:
Gizem Şalcıgil White (Turkish Coffee Lady): Ailemin güçlü kadınları ve Ankara’nın efsanevi belediye başkanlarından dedem Vedat Dalokay bana çok önemli rol modeller oldular. Küçüklüğümden beri topluma faydalı bir birey olma bilinciyle büyüdüm ve hep Atatürk’ün izinde bir Cumhuriyet kızı olarak ülkeme en iyi şekilde hizmet edebilmeyi hayal ettim… Eğer girişimcilik bir değer yaratmak ve geleceği tasarlamaksa, ‘06 Vedat Dalokay’ ailemize rol model olan girişimciydi.
Bankacılık ve finans bölümünden mezun olduktan sonra özel sektörden bir bankada ilk kurumsal iş tecrübemi edindim. 2011-2016 yılları arasında Washington’daki Türkiye büyükelçiliğinde ve bir havayolu şirketinde halkla ilişkiler üzerine, sonrasında da Dünya Bankası kapsamında faaliyet gösteren bir kadın destek vakfında program geliştirme koordinatörü olarak çalıştım.
2009 yılında geliştirdiğimiz Türkiye’nin dijital kahve evi Turkayfe projesi ve 2011’de başlayan Türk kahvesi seminer serisi çalışmaları kapsamında, kahve ve kahvehane kültürünün bizim topraklarımızdan dünyaya yayıldığını daha etkili şekilde tanıtmayı misyon edindim. 2012 yılında kâr amacı gütmeyen ‘Gezici Türk Kahvesi Evi’ni (Turkish Coffee Truck) tasarladım. 12 yıllık tecrübe sonunda 500 yıllık Türk kahvesi kültürünün dünyaya kattığı değer hakkında farkındalık yaratan bir kadın girişimcilik hikayesi olarak Turkish Coffee Lady markasına dönüştü.
Çiğdem Kacar Selimoğlu (K’ai&Vrosi): Karadeniz peştamalinden ürettiğimiz çantaları üç sene içinde Avustralya dahil olmak üzere sekiz farklı ülkeye gönderdik. Fiilen sınırları aştım. Hedefim, birlikte ürettiğimiz her insanın hayatında kalıcı fark yaratmak.
Annem ve babam ikisi de Karadeniz’de doğmuşlar, küçük yaşta İstanbul’a göç etmişler. Fakat hep bir ayağımız, ruhumuz, bedenimiz Karadeniz’deydi. Gerek aile içinde anlatılan hikâyeler gerekse de yaz tatillerimizi orada değerlendirmemiz, Karadeniz ile aramda bağ oluşturdu. Küçükken ruhuma işleyen Karadenizlilik, şu an yapmakta olduğum iş ile dışarı çıktı.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi İtalyan Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Mezun olduktan sonra tekstil sektöründe çalıştım. Firmamıza gelen yabancı tasarımcılarda gözlemlediğim bir durum vardı. Kendi ülkelerindeki ufacık bir detayı bile koleksiyon hâline getirip çok güzel sunmayı beceriyorlardı. Bizim kendi topraklarımızda her alanda çok endemik şeylere sahibiz. Buna rağmen bunları neden ürünleştirip katma değer hâline getirmiyoruz, neden üreten tarafta değiliz diye sorgulamaya başladım. Ancak dediğim gibi bunu yapan kişinin ben olacağımı düşünmüyordum. Fakat yıllar içerisinde, “Bu kadar basit bir şey nasıl olamaz? Hiç kimse yapmıyorsa neden yapan ben olmayayım” noktasına geldim. Ve elimi taşın altına koydum.
“Peştamal çok zor bir desen, ben çok beğeniyorum, ürüne dönüştürmek istiyorum” dedim. Ama bir taraftan da insanlar sevecek mi kaygısı vardı. O yüzden küçük küçük başladım. Yaptıkça gelen olumlu tepkiler bana doğru yolda olduğumu gösterdi. K’ai&Vrosi kendi kendini büyütüp bu noktaya geldi.
İstanbul Ticaret Odası, Facebook İstasyon, Habitat Derneği gibi çok çeşitli yerler var. Bunlar bence bulunmaz nimet. Evet girişimciler olarak biz bir tuğladan duvar olmaya çalışıyoruz tabiri caizse ve bunu yaparken de o tuğlanın diğer taşlarını arıyoruz minimum maliyetle. STK’lar bize bu bilgi birikimini ücretsiz erişimle sağlıyorlar. Ben Instagram’da derdimi anlatmaya başladım. Ama orası bir okyanus, siz ise bir su damlasısınız. Kocaman bir mecrada kendinizi göstermeniz lazım. Bu anlamda Meta örneğin çok katkı sağladı. Almış olduğum eğitimden sonra, Facebook ile Güçlenen KOBİ’ler hibe programına başvurdum ve seçilen girişimciler arasında yer aldım. Yaklaşık 15 bin lira reklam kredisi ve nakit yardımı yapıldı ve pandemi sürecinde bu reklamlar sayesinde çok güzel gelişmeler oldu.
Duygu Yalçın (Mucit Panda): Sakarya Üniversitesi Dış Ticaret, Anadolu Üniversitesi İşletme fakültelerini bitirdim. Üniversiteden mezun olduktan sonra burs ile Amerika’ya gittim, işletme yönetimi okuduktan sonra Türkiye’ye döndüm. Üç yıl bir tekstil şirketinde dış ticaret departmanında çalıştım. Sonrasında otel ekipmanları satan bir firmada ithalat sorumlusu olarak devam ettim.
İlk kızıma birinci yaş gününde hediye seçerken baktıklarımızın kalitesiz plastik ve özellikle popüler kültürde dayatılan oyuncaklar olduğunu fark ettim. Oysa ben onun gelişimine katkısı olabilecek, onu düşündürecek, keşfetmeye yöneltecek, merak uyandıracak, kısacası eğitici bir oyuncak arıyordum. Daha derinlemesine araştırınca, aslında bu tarz ürünlerin olduğunu ama bizlere ulaşmasında sıkıntı yaşandığını fark ettim. Sonrasında işi birlikte kurduğumuz ortağımla beraber “Bu oyuncaklara nasıl ulaşabiliriz?” diye bakarken, bilmediğimiz, kaliteli ve orijinal birçok oyunun olduğunu da keşfettik.
Online bir alışveriş sitesi kurup, bu ürünlere yer vermeyi düşündük. Tek tek tüm distribütörlerle görüştük.. İlk başlarda 50 metrekare bir yerdeydik. Kızım da yanımda. Yeni olduğumuz için çok maddi gücümüz yok, gönüllü yardım eden yakınlarımız vardı birkaç kişi.
Mucit Panda her yıl kendini en az ikiye katlayarak büyüdü. Günde bin, bin beş yüz arası farklı ürün çıkışımız oluyor. Yoğun olduğu dönemlerde bu sayı artabiliyor. Amacımız her eve bir kere girebiliyor olmak.
‘Sınırları Aşan Kadınlar’dan kadın girişimcilere öneriler
Cesaretli, azimli ve araştırmacı olun.
Marka hikâyenizi farklı kılmak için yaratıcılığınızı geliştirin.
Kadın girişimcilik destek programlarını ve uluslararası girişimcilikle ilgili gelişmeleri yakından takip edin
Önce kendiniz gerçekten ne istediğinize karar verin.
Başkalarını dinlemeyin.
Girişimcilik çok uzun bir yol ve hemen de bir şeyler olmayacak. Çok duvara toslayacak ve düşeceksiniz, pes etmeyin.
Girişimcilik ekosistemini destekleyen projelerin içine girin, sorun yaşarken yalnız değilsiniz.
Kadın inisiyatiflerinin, derneklerin verdiği ücretsiz eğitimlere katılın.
Farklı network ağlarında olun.
Vizyonunuzu geliştirecek, sizi yurt dışına taşıyacak Facebook, Instagram gibi sosyal medya hesaplarında aktif olun.
Teknolojiye âşık olun.
Risk almaktan ve kaybetmekten korkmayın (bazen kaybettiğinizi zannedersiniz, belki aslında bu uğurda çok para da kaybetmiş olabilirsiniz ama hayatta kimseden edinemeyeceğiniz tecrübeleri edinmiş, deneyimler yaşamışsınızdır, bu aslında kaybetmek değil kazanmaktır).
Kendinizi geliştirmekten ve araştırmaktan, yeni fikirlere açık olmaktan vazgeçmeyin.
Her zaman planlı programlı çalışın, gerektiğinde yardım ve destek almaktan çekinmeyin.
Müşterilerinizi, çalışanlarınızı iyi tanıyıp, analiz yapın.