ABD Başkanı Joe Biden ile Çin Devlet Başkanı Şi Jinping Ukrayna’da patlak veren savaşın ardından ilk kez görüştü.

Pekin şimdiye kadar Rusya’nın Ukrayna işgalini kınamayı reddetti. Washington’sa Çin’in Rusya’ya askeri ve mali destek vermesinden kaygılı.
Çin’in desteği halihazırda Rusya’ya uygulanan yaptırımları boşa düşürebilir. Bu desteklerle nedeniyle dünyanın en büyük ikinci ekonomisine karşı tavır alınması durumundaysa piyasalarda büyük bir kargaşa çıkabilir.
İki ülke arasındaki ilişkiler ayrıca ticari anlaşmazlıklar ve Tayvan konusundaki görüş ayrılıkları yüzünden de gergin.
ABD uyardı, Çin diyalog önerdi
İki liderin görüşmesinin ardından Beyaz Saray, Biden’ın, Şi’yi Rusya’ya maddi destek sağlaması halinde bunun olası sonuçları olacağı yönünde uyardığını aktardı.
Çin tarafıysa, Şi’nin ABD ve NATO müttefiklerine Ukrayna krizine yol açan sorunları çözmek için Rusya’yla diyalog kurmaya çağırdığını duyurdu. Açıklamada ayrıca Çin’in tek taraflı yaptırımlara karşı olduğunu ABD’ye ilettiği de bildirildi.
Şi’yle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin şubatta Pekin’deki kış olimpiyat oyunlarının açılışında ortak fotoğraf vererek, aralarındaki yakın ilişkiyi bir kez daha gözler önüne sermişti.
Putin, Pekin’deki olimpiyat oyunlarından kısa süre sonra Ukrayna’ya işgal başlatmıştı.
Çinli yetkililer açıklamalarında hala ‘savaş‘ veya ‘işgal‘ kelimelerini kullanmaktan kaçınırken, Ukrayna’nın egemenliğini desteklediklerini söylüyor.
Tayvan meselesi
Çin kendi toprağı saydığı Tayvan’ı ABD’yle ilişkilerde ‘en hassas‘ konu görüyor ve ABD’yi ‘tehlikeli politikalar‘ izlemekle suçluyor.
Ancak Şi görüşmede Biden’ın kendisine Tayvan konusunda daha ılımlı mesajlar verdiğini söyledi.
Beyaz Saray’sa Tayvan konusunda ABD’nin tutumunun değişmediğini ve statükonun korunması taraftarı olduklarını, buna karşıt görüşleri (bağımsızlık isteyenler) desteklemeyeceklerini ilettiklerini duyurdu.
Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi sonrası Çin Milliyetçi Partisi üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan ‘Çin Cumhuriyeti’ iktidarının adada devam ettiğini ileri sürerek, bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim, Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulu’ndaki oylamada Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsizleşmişti.
Pekin yönetimi, ‘Tek Çin‘ ilkesini benimseyerek Çin’i uluslararası toplumda sadece kendilerinin temsil ettiğini savunuyor ve Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor. Pekin, Tayvan’ı diplomatik olarak tanıyan ülkelerle ilişkilerini donduruyor.