Düzeni değiştirme ihtiyacı günden güne daha da belirginleşirken yıkımın bir ‘bütün’ olarak yaşandığının altını kuvvetle çizmeliyiz. İhtiyaç duyulan değişim için ortaya konması gereken mücadelenin ve yeni programın ne olması gerektiğini belirleyecek olan bu bütüncüllük zira. Laiklik olmadan hukukun üstünlüğü kurulamayacak, hukukun üstünlüğü olmadan katılımcı demokrasi kurulamayacak, katılımcı demokrasi olmadan sosyal devlet kurulamayacak, sosyal devlet olmadan refah üreten ve eşitlikçi paylaşan bir ekonomi düzeni kurulamayacak…
Sağlık hakkı, eğitim hakkı, inanç hakkı, emek hakkı, barınma hakkı, düşünce hakkı, farklı olabilme hakkı; bunların hepsini bir bütün olarak sahiplenecek bir talebin etrafında halkları buluşturacak bir siyasi irade artık bir zorunluluk. Kurtuluş için, düzenin değişebilmesi için, var olabilmemiz için…
İşte bu gerçek ışığında sadece birkaç gün içerisinde Saray rejiminin haklarımıza karşı açık saldırısı karşısında güçlü bir duruşa ihtiyaç her zamankinden daha da yüksek.