AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi’nin açıkladığı 2013 yılı ihlal istatistikleri, yüzümüze bir ayna tutuyor. Bu aynada, sonuçlanan kararlar açısından, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin en çok hangi maddelerini ihlal ettiğini, bir başka deyişle, devletin bu ülkenin vatandaşlarını en çok hangi alanlarda mağdur etmiş olduğunu görüyoruz.
Bu aynadan akseden kötü görüntüyü, mahkemenin ihlal kararlarında Avrupa Konseyi sıralamasında Rusya’dan sonra ikinci geldiğimiz gerçeğini dikkate alarak değerlendirmemiz gerekiyor.
2013 ihlallerini bir yıl önceki ihlallerle karşılaştırdığımızda sıralamada büyük benzerlikler görüyoruz. Bu örtüşme ya da yakın oranlardan yola çıkarak, AİHM’nin, Türkiye hakkında karara bağladığı hak ihlallerinin büyük ölçüde kendini tekrarlayan suç kalıplarından kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Ancak bu durum diğer alanlarda daha az ihlal yapıldığı anlamına gelmiyor. AİHM, ‘öncelik politikası’ çerçevesinde -ivedilik arz ettiği için- yaşam hakkı, işkence ve kötü muamele, uzun tutukluluk gibi başlıklardaki başvuruları sonuçlandırmayı öne alıyor. Bunun sonucu, örneğin ifade özgürlüğü alanındaki ihlaller öncelik almıyor AİHM’de.