Zorla kaybedilen yakınları için adalet ve hakikat isteyen Cumartesi Anneleri/İnsanları, 25 Mayıs günü bininci kez Galatasaray Meydanı’nda buluşacak. Bininci buluşma aynı zamanda her yıl 17-31 Mayıs tarihlerinde hepimize bir kez daha hatırlatılan yakıcı bir hakikati dillendirdiğimiz Gözaltında Kayıplar Haftası’na denk geldi. Yetkililerle konuşarak bininci haftada Galatasaray Meydanı’na adalet ve hakikatin peşinde tüm insanların katılımını sağlamak, o meydanı Cumartesi Annelerinin meydanı kılmak isterlerken, bu durumdan ilk kez haberdar oluyormuşçasına tavır sergileyenlerle, her barışçıl girişime güvenlik kulpu takanlarla geçiyor ömrümüz.
Dile kolay 1000 hafta… Bunca zamandır adalet arayışında olanlar adalete erişemedi ama ucundan kıyısından yargılananların hepsi akça pakça çıktı yargılamalardan. Hakikatin izini sürenler ise düşman ilan edildi durmadan.
Hafta başında sevgili dostum, meslektaşım Zeki Gül “Bir valinin evinin bahçesinden bugüne: Adli tıp ve mesleki özerklik” başlıklı yazısında Türkiye’de gözaltında işkence ve kötü muamele bağlamında kamu çalışanlarının yargılanıp ceza aldığı ilk örneklerden söz ediyor. Aydın’da Baki Erdoğan’ın gözaltında ölümü, bir veteriner patolog tarafından yapıla(maya)n otopsisi ardından ve ilklerden bir diğeri olarak hepimizce bilinen ‘Manisalı Çocuklar’ davasında cezasızlığı aşan raporlar Türk Tabipleri Birliği İzmir Tabip Odası Muayene ve Rapor Komisyonu tarafından düzenlenmişti. Resmi adli raporlarda işkence bulguları yer almayınca ilkinde Minnesota Protokolü’ne atıfla ailenin sunduğu belgeler incelenmiş, cenaze yıkandıktan sonra çekilen bir videoda gözlenen yaralanmalara ait bulgularla ikinci görüş hakkı bağlamında “alternatif rapor” düzenlenmişti.