… Yabancı gözlemciler, Erdoğan ve Davutoğlu’nun izledikleri politikaları, Türkiye ile Batılı müttefikleri arasında büyüyen görüş farklarını açıklayabilmek için onların “İslamcı, Sünnici” eğilimlerine başvuruyorlar.
Ve yanılıyorlar. Erdoğan, seçim stratejisi izliyor. Temel hedefi, önümüzdeki yıl yapılacak olan parlamento seçimlerinde partisi AKP’nin sadece iktidarı korumakla kalmayıp, mümkünse bütün yetkileri kendisinde toplayacak Türk usulü (ya da Putin tarzı) başkanlık sistemini tahkim edecek olan anayasa taslağını referanduma götürebilmek için mecliste gerekli olan 330 sandalyeye ulaşmak.
Bunun için Erdoğan’ın oyun planı, Taraf gazetesinin manşet haberinde ifadesini bulan “İkiyüzlü seçim politikası.” (21.10. 2014) Bu oyun planına göre Erdoğan, PKK “bizim için IŞİD ile aynı şeydir” diyerek, HDP’yi de “PKK’nın uzantısı” ilan ederek (cumhurbaşkanlığı seçiminde de kendisine yönelen) çoğu MHP tabanındaki Türk milliyetçisi oyları AKP’ye çekecek. Davutoğlu hükümeti ise barışa destek veren Kürtlerin ve diğerlerinin oylarını kaybetmemek, çatışma ortamına dönmemek için, PKK ile “çözüm” müzakerelerini sürdürecek.
“İkiyüzlü seçim politikası”nın öteki gerekleri de, müttefikliğin sağladığı avantajlardan vazgeçmeksizin ABD’yi eleştirerek Türkler arasında yaygın anti-Amerikanizmi sömürmek…
Bir yandan hakkındaki büyük rüşvet ve yolsuzluk iddialarını örtbas etmek amacıyla rejimi hızla bir polis devletine doğru götürürken, öte yandan katılım sürecinin tümden tıkanmasının özellikle ekonomi açısından doğuracağı olumsuzlukları önlemek için (“Alo Fatih”ten haberi olmayan) Dışişleri Bakanı aracılığıyla AB’ye gülücükler yollamak.
Erdoğan’ın oyun planı önümüzdeki seçimde de yürür mü? Türkiye’de seçmenin Erdoğan’ı ters köşeye yatırabileceğine dair umudumu kaybetmedim.