AKP iktidarı döneminde kesinleşmiş bir “gözaltında kayıp” olayı yok. Üstelik AKP yöneticileri ilk günden itibaren geçmişin karanlık yönleriyle hesaplaşma iddiasını dile getirdiler. Bu bağlamda, birçok kayıp olayında bir şekilde adları geçen bazı kişilerin de dahil olduğu Ergenekon soruşturması büyük bir fırsattı, ancak mahkemeler bu davayı, kayıpların ve faili meçhullerin aydınlatılması yolunda geliştirmediler. Hükümet de bu konuda yargıyı cesaretlendirici bir tavır almadı.
Evet, Erdoğan 2011’in ilk günlerinde Cumartesi Anneleri hakkında “Ne iş yaptıklarını bilmiyorum, birileri tarafından kullanılıyorlar” demişti. Ancak kısa süre sonra ailelerle buluşup yakınlarının öykülerini onların ağzından dinleyince, herhangi bir kullanmanın değil, tamamen insani bir arayışın söz konusu olduğunu aracısız bir şekilde görmüştü.
Peki neden Cumartesi Anneleri’nin beklentileri yerine getirilmedi? Neden bu buluşma 500. haftasına ulaştı? Bu soruların cevapları aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşmesinin neden sekteye uğradığını da bizlere açıklayacaktır. Eğer Başbakan Ahmet Davutoğlu, demokrasi iddiasında samimiyse Cumartesi Anneleri’nin taleplerini dinlemek ve sahiden gereğini yapmak durumundadır.