‘Haramzadeler’ grubu tarafından internette yayınlanan fezlekede eski AB bakanı Egemen Bağış, çeşitli kolaylıklar karşılığında ‘Büyük Rüşvet Operasyonu’nun merkezindeki işadamı Rıza Sarraf’tan en az 1,5 milyon dolar rüşvet almakla suçlanıyor.
Otel-banka işleri
Önce şu bilgiler veriliyor:
Rıza Sarraf bir otel kiralama girişimi içerisinde. Bu kapsamda çeşitli irtibat ve temaslarda bulunuyor. Kendisi geri planda olacak. Başkasının adına bu faaliyeti gerçekleştireceği yönünde bilgiler var.
Sarraf ayrıca ‘İran işleri’ni takip edilmesi amaçlı bir banka kurulması çalışmaları içerisinde. Bu banka kurma faaliyetinin gizli yürütüldüğü yönünde bilgiler var.
Bu bölümdeki tapelerden ilkinde, Rıza Sarraf adamlarından birine, söz konusu banka için ‘araya başkalarını koyduğunu’ söylüyor.
2 Mayıs 2013 tarihli bir tapede bu kez otel projesi için (İstanbul Fındıkla’daki Aksigorta binası) dönemin ekonomi bakanı Zafer Çağlayan’dan destek rice eden Sarraf, “Memnuniyetle” yanıtını alıyor. Sarraf’ın niyeti ‘alkolsüz bir otel zinciri’ inşa etmek.
Otel işinden Egemen Bağış’ın da haberi var. İkili arasındaki görüşmelerden Bağış’ın da süreçten sürekli bilgilendirildiği anlaşılıyor.
19 Mayıs 2013 tarihi bir görüşmede ikili saat 4’te Bağış’ın İstanbul’daki ofisinde randevulaştıktan sonda, Sarraf adamlarından birini arayarak, ‘500 bin dolar hazırlatmasını’ söylüyor.
Sarraf, Abdullah Happani isimli adamına parayı bir ayakkabı kutusunu koymasını ve saat 4’e kadar mutlaka kendisine ulaştırmasını tembih ediyor.
Bu bilgiler üzerine soruşturma ekipleri Bağış’ın Ortaköy’deki ofisi etrafında pozisyon alıyor.
Saat:16.15 sıralarında SARRAF şoförü ve korumasıyla birlikte tekneyle Ortaköy iskelesine geliyor. Şoförü motosikletli kuryede bir paket alarak SARRAF’a veriyor SARRAF Bağış’ın ofisine giriyor.
Sarraf çıkışta, Happani’yi arayarak, ayakkabı kutusunun hayli ağır olduğunu, az daha patlayacağını, içinin gittiğini, dolar yerine yanlışlıkla avro mu koyduğunu soruyor. Happani hata yapmadığını söylüyor.
26 Mayıs 2013 tarihli bir başka Bağış-Sarraf görüşmesinde konu, Sarraf’ın kardeşinin vatandaşlığı. Bağış, o işin hallolacağını, Sarraf’ın meraklanmamasını söylüyor.
İkinci 500 bin dolar
28 Ağustos 2013 tarihinde Sarraf Happani’den Vakko’dan bir takım elbise aldırmasını, ayrıca yine 500 bin dolar hazır etmesini istiyor. Nereye yollayacağını daha sonra bildireceğini belirtiyor.
İlerleyen saatlerde Sarraf, Mohammadsadegh Rastgarshıshehg’in ‘bugün para hazırlayıp hazırlamayacaklarınaa’ ilişkin sorusunu ‘Evet’ diye yanıtlıyor.
Sarraf, Abdullah Happani’ye de, ‘500’ün ‘sl’ye değil, başka yere gideceğini, adresin İstinye tarafında olduğunu aktarıyor.
Adı geçen adres, Bağış’ın Hillpark sitesindeki evi. Nitekim adamlarından biri Sarraf’ın istediği saatte ’emanet’i adrese teslim ediyor. Bu, soruşturma ekibinin fiziki takibiyle kayda alınıyor. Adamı da Sarraf’a, emaneti teslim ettiğini bildiren bir telefon mesajı atıyor.
Kısa süre sonra da Sarraf’a Bağış’tan teşekkür telefonu geliyor.
Rıza’nın babasının İtalya vizesi
Fezlekede Sarraf ile adamları arasından geçen konuşmladan Saraf’ın babasını vize almaya çalıştıkları, ancak zorlukla karşılaştıkları anlaşılıyor. Sarraf bir noktada, Bağış’la konuştuğunu, Bağış’ın ilgili konsolosla görüşeceğini, gerisini kendisinini halledeceğini belirtiyor.
4 Eylül 2013 tarihli bir başka konuşmadan Sarraf’ın takip edildiğine ilişkin tereddütünü ilettiği Bağış konuyla ilgileneceğini söylüyor. Eski içişleri bakanı Muammer Güler’e de sorduğunu aktarıyor.
Üçüncü 500 bin
7 Ekim 2013 tarihli bir görüşmde isi Rıza Sarraf, Bağış’a basınla alakalı konuyu başbakanla görüşmek istediğini, ancak Bağış’tan bir fikir almak istediğini söyleyip akıl soruyor.
Bağış anlatmasını isteyince Sarraf, Bugün gazetesinden arandığını, altın ihracatıyla ilişkisinin sorulduğunu, söyleyecek hiçbir şeyinin bulunmadığını belirttiğini, ancak o gün kendisine haber metninin gönderilip yayınlanmasıın istemiyora 1 milyon dolar vermesi gerektiğinin söylendiğini aktarıyor.
Sarraf devamla artık usandığını, o yüzdan başbakanla konuşmak istediğini, yaptığı işin ortada olduğunu belirtiyor.
Buna karşılık Bağış Sarraf’a başbakanla görüşmesinde bir sakınca bulunmadığını söylüyor. Ayrıca konuyu dönemin içişleri bakanı Muammer Güler’e de aktarmasını öğütlüyor. Sarraf, Güler’le görüştüğünü aktarınca Bağış, Hüseyin ÇELİK’le konuşacağını, Çeik’in Bugün gazetesinin sahipleriyle çok samimi olduğunu, Çelik’e kendisiyle temas kurmasını söyleyeceğini belirtiyor.
9 Ekim 2013 tarihli bir görüşmede Sarraf, Happani’den bir kutu çikolata yaptırmasını, boş bir çikolata kutusuna da 500 bin yerleştimesini istiyor ve yine o İstinye tarafındanki yere göndertmesini söylüyor. Sarraf, paketin, E’ye, E.G’ye gideceğini sölyüyor, daha önce 500 500 gönderdiklerini hatırlatıyor.
Fiziki takiple RASTGARSHISHEHG’in Hillpark Siteleri’ne giriş çıkış yaptığı kayıt altına alınıyor.
Ertesi gün Sarraf ile Bağış görüşmesinde, Bağış, Sarraf’ın adamının, elindeki paketi evde çalışan Marina isimli kadına bırakabileceğini söylüyor. Bağış ayrıca Sarraf’ın babasının vize işinin hallolip olmadığını soruyor. Sarraf da hallolduğunu belirtiyor.
12 Ekim 2013 tarihli görüşmede Bağış, Sarraf’a ‘her şey için teşekkür ediyor, mahçup olduğunu söylüyor.