Sezonun son derbisi beklendiği gibi taraftarın yarattığı yüksek atmosferle oynandı. Bu önemli itici güçte enerjisi yüksek Beşiktaş’ın oyun başlangıcının iyi olması muhtemeldi. Fenerbahçe’nin yüksek eforlu ve tempolu oyuna karşı topa sahip olarak baskıyı kırıp son haftalardaki gibi oyunu kontrol eden başarılı bir oyun anlayışı vardı. Beşiktaş, ezbere oyun anlayışıyla oynadı. Bunun getirdiği panik, telaş, yapılan pas hataları, organize olunamayan hücumlarda net şekilde görüldü. Esasen oyuncuların oynamak istediği hızlı oyun, hatlar arasına top sokarak akıl koyulmuş hücum anlayışları yerine duyguların öne çıktığı sabırsız bir anlayışa dönüştü.
İsmail Kartal’ın değişiklikleri geç gelince ritm yakalamakta zorlandılar. Valerien İsmael defansif olarak F.Bahçe omurgasını kapattığında İsmail Kartal’ın buna farklı sürümlerle cevap vermesi gerekiyordu. İki takım da çok içgüdüsel bir oyun oynadı. Seyirci atmosferinde bazı planlar anlık olarak değişkenlik arz edebilir. Ama değişmeyecek tek fark olan oyun prensipleri ve ilkeleri bu işin en temel unsurudur. Maalesef iki takım da bu açıdan çok eksikti. Böyle bir derbide 18 yaşında Emirhan’ı oynatmak ve onun da başarılı olması Beşiktaş açısından önemliydi. Valerien İsmael de bu konuda tebriği hak ediyor.