Şiddet sağlık kuruluşlarından çıktı, evlere kadar uzandı. Türk Psikiyatri Derneği eski başkanlarından Doç. Dr. Koray Başar, Ankara’da evinin önünde iki kişinin saldırısına uğradı.
Başar’ı darp eden iki saldırgan, LGBTİ+ bireylere yönelik çalışmalarına ve hak savunuculuğuna son vermesini istedi ve tehdit etti.
Hekimlik ilkelerinin gereği ayrım yapmayan ve LGBTİ+ bireylerle ilgili çalışmalarını sürdüren Başar, bazı kişiler tarafından basın yayın organları ve sosyal medya üzerinden hedef haline getiriliyordu.
İstanbul Tıp ve Selçuk Tıp Fakültelerinin de aralarında bulunduğu bazı tıp fakülteleri yöneticileri, mezuniyet törenlerindeki hekimlik yeminlerinde yer alan cinsiyet, cinsel yönelim, etnik köken ifadelerini çıkarmıştı.
Bu baskılara bir yenisi şiddet eşliğinde eklendi. Başar 4 Haziran’da evinin kapısının önünde darp ve tehdit edildi.
Başar’ın meslektaşları, sağlık çalışanları, hekim sendikaları, diğer meslek odaları temsilcileri bugün Türk Tabipleri Birliği (TTB) önünde bir araya gelerek saldırıyı kınadı. Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Ejder Akgün Yıldırım konuşmasına “Herkes için sağlık çabası içindeki bizler herkesin şiddet uygulayabileceği bir iklimde çalışmaya mahkum olduk” sözleriyle başladı.
‘Başar hedef gösterildi’
Çalışma ortamlarının ‘ulaşılabilir sağlıktan’, ‘kolay ulaşılır’ şiddete evrildiğini belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tam da bu ortamda amacı eşit ve ulaşılabilir sağlık hizmeti olan, hekimlik değerlerini savunan ve öğreten, derneğimizin bir önceki dönem genel başkanı Doç. Dr. Koray Başar savunduğu ilkeler nedeniyle organize bir grup tarafından planlı bir saldırıya maruz kaldı. Hekim ve bilim insanı sorumluluğuyla gerçekleştirdiği çalışmalar nedeniyle meslektaşımızın hedef gösterilmesinin ardından maruz kaldığı bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz.”
Toplumda ayrımcı dilin itibar görmesinden üzüntü duyduklarını söyleyen Yıldırım, “Hekimlik andımızın bir gereği olarak; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin görevimizle hastamız arasına girmeyeceğine yemin ettik. Mesleğimizi icra ederken dünya görüşümüz ne olursa olsun bilimin sunduğu güncel bilgileri hastalarımızın yararı ve sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için kullanacağımızı söyledik. Tehdit ediliyor olsak bile, tıbbi bilgimizi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağımıza söz verdik” dedi.
‘İnsani ve hekimlik değerlerini savunanlara şiddet’
Yıldırım, bazı tıp fakültelerinin Hekim Andı’nı değiştirmesiyle başlayan sürecin, artık hakikati, insani ve hekimlik değerlerini savunan hekimlerin hedef haline getirilmesine dönüştüğünü söyledi. Hakikati savunmanın herkesin, her kurumun ve devlet kuruluşunun görevi olduğunu hatırlatan Yıldırım, şunları söyledi: “Görüşler, bakış açıları hakikat ile çelişebilir ama tam da bu noktada erdem her şeye rağmen hakikatin yanında olabilmektir. Bu değerleri savunduğu ve mesleğini en doğru şekilde yapmaya çalıştığı için meslektaşımıza yapılan saldırı sağlıkta şiddetin artık sokaklara taştığını, değerlerin de hedef haline geldiğini gösteriyor. Hekimliğin evrensel değerlerini hiçe sayan bu saldırının planlı olması ülkemizin güvenliği ve geleceği açısından çok ciddi bir tehdit. Böyle bir saldırının yaşanmasından dolayı üzgünüz, öfkeliyiz.
Hekimler olarak, hastalarımızın sağlığı kadar toplumun doğru bilgilere ulaşabilmesini sağlamak ve sağlık hizmetlerin geliştirmek de bizim görevimiz. Ne kadar tehdit ve saldırı altında olursak olalım bizler görevimizin başında olacağız. Bilimselliğimizden, değerlerimizden ve hekim kimliğimizden taviz vermeyeceğiz.”
Yıldırım, Türkiye Psikiyatri Derneği olarak bu olayın takipçisi olacaklarını söyledi. Saldırganların yakalanması, arkalarındaki yapıların tespit edilmesi, hedef gösteren, organize edenlere yönelik adli idari müeyyidelerin ivedilikle hayata geçmesini isteyen Yıldırım, tüm yetkilileri ve sorumlu kurumları göreve davet etti.
‘Organize saldırı’
TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Başar’ın medya ve sosyal medyada hedef gösterilmesi sonrası organize bir saldırıya uğradığını söyledi.
Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Muharrem Baytemür, “Şiddeti yaratanlar bilsin ki; birkaç gün önce Selçuk Üniversitesi’nde ışıkların ve perdenin kapatılmasına rağmen Hekimlik Andı’nı içen genç meslektaşlarımız gibi, hekimler tarihin hiçbir döneminde biat etmemiştir, etmeyecektir” dedi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Başaran Demir, Başar’a yönelik şiddetin tekil ve tesadüfi olmadığını, ileri ve geri arasındaki mücadelenin bir yansıması olduğunu vurguladı. On yıllardır bu topraklarda aydınlara, bilim insanlarına, sanatçılara, hekimlere, insan hakları savunucularına, azınlıklara yönelen şiddete atıf yapan Demir, tüm bu saldırılara karşı daha fazla kenetleneceklerini dile getirdi.