MESUDE ERŞAN
@mesudersan / mesudeersan@diken.com.tr
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yakın takibe aldığı maymun çiçeği (monkeypox) hastalığı, farklı ülkelerden bildirilen vakalar nedeniyle yeni salgın olabileceği endişesine yol açıyor.

Covid-19 pandemisi bitmeden, dünya yeni bir enfeksiyon endişesi yaşamaya başladı. Bir yandan maymun çiçeğiyle ilgili belirsizlikler netleştirilmeye çalışırken, diğer yandan görüldüğü ülkelere her gün yenisi ekleniyor. Türkiye’de bilinen vaka yok ama bu hiç olmayacağı anlamına gelmiyor.
Afrika’yla bağlantısız olgular araştırılıyor
Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Özlem Kurt Azap, hastalıkla ilgili iz sürme ve kaynak belirleme araştırmalarının henüz tamamlanmadığını söyledi.
İsrail, Birleşik Krallık ve ABD’den 2018-2020 yıllarında bildirilen az sayıdaki olgunun Nijerya bağlantılı olduğu saptanmıştı. ABD’de 2021’de görülen iki olgunun da yine Nijerya’dan geldiği bildirilmişti.
Mayısla birlikte Afrika’yla doğrudan bağlantısı olmayanlarda görülen maymun çiçeğine ilişkin araştırmalar sürüyor.
‘Gelmemesi için neden yoki’
“Peki maymun çiçeği Türkiye’ye gelir mi?” sorusuna karşılık Azap, şu yanıtı verdi:
“Türkiye’ye de gelmemesi için hiçbir neden yok. Takip edilmesi gereken bir hastalık. Sağlık Bakanlığı henüz bu konuda bir bilgi notu paylaşmadı. Toplumu ve birinci basamaktaki hekimleri bilgilendirmek, hastalığın belirtileri ve lezyonlarla ilgili uyarması gerekir. Bu tür şikâyetleri olanların başvurmasını, başvurduğunda da hekimlerin bunu tarayabilmesini sağlamak önemli. Halen olgular, ‘şüpheli’ ve ‘kesin’ diye ayrılıyor. Hastalıktan şüphelenmekle tanıyı koyabilmek arasındaki zamanı en kısa süreye indirmek için laboratuvar altyapısını hazırlamak gerekiyor. “
Evcil hayvan satan dükkânlarının rolü var
Şimdiye kadar Afrika dışındaki olguların tamamının kıtayla bağlantılı olduğu biliniyor. Örneğin Afrika dışında ilk kez 2003’de ABD’de görülen ve farklı eyaletlerde 70’den fazla kişiyi etkileyen maymun çiçeği hastalığı, Gana’dan ABD’ye getirilen hayvanlardan yayılmıştı.
Doğadaki hayvanların toplanıp dükkanlarda satılmasının hastalığın dağılmasında rolü var: “Bu salgının ‘Afrika devi keseli sıçan’ olarak da bilinen Gambiya keseli sıçanlarının (Gambian pouched rats), evcil hayvan dükkanlarında ‘çayır köpekleri’yle (prairie dog) birlikte tutulması sonrasında müşterilere satılan çayır köpeklerinin sahiplerini enfekte etmesi sonucu gelişmişti. Hayvanlar yaşadıkları doğal ortamlarından başka yerlere götürülmezse bu hastalıklarla da karşılaşmayız.”
Maymunlar değil, kemirgenlerden geçiyor
Maymun çiçeği virüsünün doğadaki rezervuarları ve doğal döngüsü hala aydınlatılmadı. Aslında adını veren ‘maymun’la ilgisi yok. Daha çok kemirgenlerden geçen bir hastalık. Kemirgenlerden insanlara, hayvanların etleri için kesilmesi gibi işlemler sırasında yakın temasla (kan, vücut sıvısı, solunum damlacıkları vb.) geçiyor: “İyi pişmemiş etlerin tüketilmesi sonucunda da bulaşabiliyor. İnsandan insana geçişi az olan bu hastalık ancak yakın tensel temas (aynı yatağı kullanmak gibi) ve solunum damlacıkları, vücut salgılarıyla bulaşabiliyor. Hastayla tensel temas olmasa bile aynı yatağa yatıldığında, yani cansız yüzeylerden de geçtiğinden şüpheleniliyor. Hiç beklenmedik bulaşlar da olabilir. Ama bunlar henüz kanıtlanmadı.”
Çiçekten daha hafif ve az bulaşıcı
Maymun çiçeği, 1980 yılında eradike edilen (artık dünyada görülmeyen) çiçek hastalığına benziyor. Ancak daha hafif ve az bulaşıcı. Çiçek aşısı, insanları maymun çiçeği hastalığından da koruyor.
Azap, “Hastalığın yol açtığı lezyonlarla doğrudan temas ve hastaların solunum, vücut salgılarına (sekresyon) temasla geçen bu hastalık için kısaca, lezyonu olanlarla yakın temas sonucu geçtiğini söyleyebiliriz” dedi.
Hastalığın bir başkasına bulaşması için bulgularının olması gerekiyor. Azap, “Kendini kolay saklayabilecek bir hastalık değil. Lezyonları çok rahatsız edici. Yine de başlangıcında, iyileşme ya da fark edilmediği dönemde bulaştırılabilir” dedi.
Maymun çiçeği ile suçiçeği de çok farklı. Ancak suçiçeğinin lezyonları mikrop kaparsa, maymun çiçeğine benzer görnebiliyor. Azap, “Maymun çiçeği yaygınlaştıkça, suçiçeğiyle karıştırılması telaşa yol açabilir. Ama tamamen farklı iki hastalık” ifadesini kullandı.
Azap, Dünya Sağlık Örgütü’nün yanısıra diğer sağlık kuruşlarının da yakından izlediği hastalığın, ‘tek sağlık’ yaklaşımının önemini bir kez ortaya koyduğunu hatırlattı.
42 yıldır yapılmayan çiçek aşısı koruyor
Çiçek aşısı maymun çiçeğinde de etkili ancak yaklaşık 42 yıldır üretilmiyor. Çünkü yaygın aşılama programlarıyla çiçek hastalığının dünyadaki dolaşımı sona erdi. Çiçek hastalığında ölüm oranları yüzde 30’du. En son çiçek vakası Türkiye’de 1957, dünyada 1977’de görülmüştü. 1980’de dünyada hastalığın bittiği ilan edildi ve artık çiçek aşılaması yapılmadı.
Son aşıların üzerinden yaklaşık 42 yıl geçti. Batı ve Orta Afrika’daki geçmiş salgınlarda, çiçek aşısının, maymun çiçeğine karşı da koruduğu anlaşıldı. Azap, “Dolayısıyla çiçek aşısı olmayanlar bu hastalığa açık. Çok sayıda kişide aşı yok” dedi.
Aşısı ve ilacı var
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, çift sarmallı bir DNA virüsü olan maymun çiçeği (monkeypox) virüsünün yol açtığı enfeksiyon, ateş, kızarıklık ve şişmiş lenf düğümleri belirtileri gösteriyor.
Belirtiler genellikle 2- 4 hafta sürüyor. Çiçek hastalığından daha az bulaşıcı. Ancak ölümlere yol açabiliyor. Son zamanlarda hastalıktan ölüm oranları yüzde 3-6 civarında saptanıyor.
Çiçek hastalığına karşı aşılamanın, maymun çiçek hastalığını önlemede yaklaşık yüzde 85 oranında etkili olduğu birkaç gözlemsel çalışmayla kanıtlanmış. Bu nedenle, önceki çiçek aşısı daha hafif hastalığa neden olabilir.
Çiçek hastalığı aşısının etkili olduğu hastalığa yönelik daha yeni ve onaylı bir aşı var. Ancak miktarı sınırlı. Yine çiçek hastalığı tedavisi için geliştirilen bir antiviral ajan, henüz yaygın kullanımda olmasa da maymun çiçeği tedavisi için de ruhsatlandırılmıştı.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) maymun çiçeği aşısını geçen yıllarda onayladığını belirten Azap, antiviral ilaçlara ise küçük bir grubun ihtiyaç duyduğunu söyledi: “Hastaların büyük çoğunluğu kendi kendine iyileşiyor.”
Maymun çiçeğinin salgın tarihi
Maymun çiçeği yeni bir hastalık değil. İlk olgu 1970’de Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde görülmüştü. Orta ve Batı Afrika’daki tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu 11 ülkede (Nijerya, Kamerun, Sierra Leone vb.) görülen bu hastalığı sıklığı tam olarak bilinmiyor.
O zamandan beri vakaların çoğu ülkenin kırsal, yağmur ormanı bölgelerinde rapor edildi. Kongo Havzası, özellikle Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde ve Orta ve Batı Afrika’da insan vakaları giderek daha fazla rapor ediliyor.
1996-97’de Demokratik Kongo, 2017’den bu yana Nijerya’da salgınlar yaptı. Bu salgınlarda ölüm oranları yüzde 3 saptandı. Hastalığın Afrika’dan çıkması için uzun zaman gerekmedi. 2003’de Afrika dışındaki ilk maymun çiçeği salgını ABD’de yaşandı. Bu salgının enfekte evcil çayır köpekleriyle temasla başladığı saptandı. Bunlar Gana’dan ithal edilmişti.
Maymun çiçeği ayrıca Eylül 2018’de Nijerya’dan İsrail’e, Eylül 2018’de Birleşik Krallık’a, Aralık 2019, Mayıs 2021 ve Mayıs 2022’de, Mayıs 2019’da Singapur’a seyahat edenlerde bildirildi. Temmuz ve Kasım 2021’de yine ABD’de vakalar saptandı.
Mayıs 2022’ye gelindiğinde birkaç ülkede birden fazla maymun çiçeği vakası tespit edildi. İngiltere, İspanya, Portekiz, İtalya, İsveç, Kanada ve ABD, Belçika ve Avustralya’dan vakalar bildiriliyor.
Bu olguların birbiriyle nasıl ilişkilendirileceği henüz bilinmiyor.