Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, Mehmet Şimşek’in Hazine ve Maliye bakanı olarak atanmasını önemli bir gelişme olarak görürken, olumlu havanın ne kadar devam edeceği konusunda şüphelere sahip.
Aralık 2021’de bakanlık koltuğuna oturan Nureddin Nebati döneminde enflasyon, cari açık ve döviz kurları rekor kırmıştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘faiz’ ısrarı nedeniyle ortaya çıkan tabloyu savunmaya çalışan Nebati’nin ‘epistemolojik kopuş’ açıklaması halen hafızalarda.
Nebati dün görevini ‘oh’ çekerek Şimşek’e devretti. İktidarla bir süredir görüşen Şimşek’in sunduğu ‘şartları’ kabul ettirdiği ve ‘tam yetki’yle göreve geldiği belirtilmişti. Bloomberg gibi bazı ajanslarsa Şimşek’in ‘vitrin süsü’ olarak kalabileceğini öne sürüyor.
Analistler, Şimşek’in atanmasını olumlu bir gelişme olarak görse de kafalarda ‘Şimşek ne kadar bağımsız olabilecek’ gibi bazı sorular var.
‘U dönüşü olabilir’
Bloomberg HT’ye konuşan Demiralp, Şimşek’in atanmasıyla birlikte Türkiye’nin bir ‘U dönüşü’ yapabileceğini belirtirken bunun ne kadar devam edebileceği konusunda şüpheleri var.
Demiralp, şunları söyledi:
*Cumhur ittifakının seçim öncesi verdiği mesaj mevcut politikaların devam edeceği yönündeydi ama özellikle ekonomi yönetiminin başına tekrar ortodoks politikalara ve yapısal reformlara inanan biri bakan yapıldı.
*Ben gerçekten son ekonomi modelinin Türkiye’de çok ciddi kırılganlıklar yarattığını düşünüp seçimleri köprüden önce son çıkış gibi düşünmüştüm ama şimdi tekrar ‘U dönüşü’ yapma şansına gelmiş gibi gözüküyor.
‘Yeni model rafa mı kalkacak?’
*Bir hafta önce balkon konuşmasında eski politikaların devam edileceğine dair bir duruş sergilenmişti. Bunun ötesinde çok büyük iddialarla ortaya çıkmış yeni bir ekonomi modeli var. O yeni ekonomi modelini sessiz sedasız rafa mı kaldırılacak yoksa bir muhasebesi yapılıp dönüş mü yapılacak?
*Çok yakın zamanda Naci Ağbal ve Lütfi Elvan tecrübesi yaşadık o yüzden verilen mesajların ne kadar uzun soluklu olabileceği hepimizin kafasındaki soru işareti.
*Bundan sonra Merkez Bankası bağımsızlığı konusuna önem veriyorum. Kağıt üzerinde şu an bu dönüşün olacağına dair bir inanış var. Çok fazla yanlış yapıldığı için “O dönüş ne kadar yapılabilecek”, “Cumhurbaşkanı düşük faiz konusunda çok net bir tercih gösteriyor, ne kadar ikna edilebilecek”, “Zorunda kaldığımız bir faiz artışı mı olur” yoksa “Daha uzun soluklu gerçekten enflasyon düşürme niyetle yüksek faiz artışı mi olur” onu zaman gösterecek.
‘Hasta yoğun bakımda’
*Bütün regülasyonları bir anda kaldırmak mümkün olmayacak. Yoğun bakımdaki bir hastayı kademeli bir şekilde odasına almanız gerekiyor. Ödemeler dengesi ile ilgili bir sorun yaşıyoruz, enflasyonla ilgili sorun yaşıyoruz. Altında yatan temel sebep de reel olarak negatif olan politika faizi. Önce bunun normal seviyelere çekilmesi gerekiyor. Ondan sonra ince ayara geçilmesi gerektiğine inanıyorum.
*Bunun iki aşaması olduğunu düşünüyorum. İlk aşamada yüzde 40’lardaki enflasyonu daha makul 30-20’lere düşürmek gerekiyor. Ondan sonra da ince ayar kısmına geçip hedeflere yaklaşmak gerekiyor. Kurda yukarı yönlü baskıların devam edeceğini düşünüyorum. Normalleşme sürecinde regülasyonlar kademeli olarak kalkacaktır. Düşük faiz politikasının ekonomiye ivme kaybettirdiğini gördük.