Avrupa İnsan Hakları Mahklemesi (AİHM), Ağustos 2015-Mart 2016 döneminde Cizre, Sur ve Nusaybin merkezli ‘hendek operasyonları’ sırasında hak ihlali yapıldığı yönündeki başvuruyu ‘Türkiye’deki iç hukuk yollarının tüketilmediği’ gerekçesiyle kabul edilemez buldu.

Operasyonlar sonrası Ankara’ya karşı şikayette bulunmuş yüzlerce kişiden ikisinin dosyası ‘pilot dava’ olarak seçilmişti.
Bu pilot davalar için Fransa’nın Strasbourg kentindeki AİHM’de duruşma düzenlenmiş, mahkeme, sokağa çıkma yasağı uygulamasının ‘yasal dayanağını’ Ömer Elçi dosyası üzerinden, yürütülen operasyonların ‘niteliği’ ve meydana gelen ölümlerin ‘hukuki olup olmadığı’ tartışmasını Orhan Tunç dosyası üzerinden ele almıştı.
Dosyalarla ilgili kararın benzer dava başvuruları için örnek teşkil edeceği belirtilmişti.
Elçi’nin başvurusunda operasyonlar sırasında Cizre’de ilan edilen sokağa çıkma yasağının yaşam, özgürlük ve güvenlik hakkını ihlal ettiği ileri sürülmüştü.
Tunç’un başvurusunda ise Cizre’deki operasyonlar sırasında başvurucunun yakınlarının yaralandığı, resmi görevliler tarafından yaralının yakınlarına tıbbi yardım sağlanmadığı, sığındığı bodrum katında güvenlik kuvvetlerince öldürüldüğü ve yaşam hakkının ihlal edildiği ileri sürülmüştü.
Başvuru kabul edilemez bulundu
AA’nın haberine göre, başvuranların iddialarıyla ilgili Adalet Bakanlığı’nca sunulan yazılı görüşler ve duruşmada yapılan savunmayı inceleyen AİHM, söz konusu başvuruları kabul edilemez buldu.
Kararda AİHM yetkisinin ikincilliğine atıf yapılarak başvurucuların, AİHM’den önce şikayetlerini Türk mahkemeleri önünde dile getirmesi gerektiği belirtildi.
Bu kapsamda özellikle başvuranlar tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurularla ilgili incelemenin henüz sürdüğüne işaret edilen kararda, başvuranların iddialarının aksine Anayasa Mahkemesi’nin tüketilmesi gereken ve etkili iç hukuk yolu olduğu vurgulandı.
Binlerce başvuru olabilirdi
Kararda özellikle iç hukuk yollarının tüketilmesi konusunda söylenecekler Ankara açısından önem taşıyordu.
Buna göre, AİHM’nin Anayasa Mahkemesi’ni ‘etkin iç hukuk yolu’ olarak görmekten vazgeçmesi halinde Türkiye’den Strasbourg’daki mahkemeye binlerce yeni dava başvurusu gelme ihtimali bulunuyordu.
Bu karar, AİHM’de bekleyen benzer nitelikteki 135 ve ileride AİHM’e taşınması muhtemel çok sayıda başvuru bakımından örnek teşkil edecek.