Kendisine bu tempoyla çalışarak cebine ne kadar girdiğini soruyorum. 6 – 7 bin TL ücretli öğretmenlikten 12-13 bin TL de taksicilikten, toplamda 19-20 bin TL aylık gelir. (…)
85 bin 513 ücretli öğretmenin, 34 bin 445’i bu durumda. Yani eğitim fakültesi mezunu, ataması yapılmamış öğretmenler. Talepleri kadroya alınmak. Fakat umut dolu değiller. Seçim sürecinde seslerini duyurmaya çalıştılar fakat seçim bitti. Vatandaşın artık seçmen olduğunu, seçimden sonra da seçmenliğin anlamının kalmadığını görüyorlar.
Bir devlet kendi öğretmenine bu muameleyi yapar mı? Eğer amaç eğitimi piyasaya açmaksa yapar. Çünkü özel eğitim kurumlarına ucuz işgücü gerekir. MEB’in verilerine göre 2021/2022 eğitim yılında 2 bin 39 özel ilkokul, 2 bin 284 özel ortaokul bulunuyor. 5 yıl geriye gidelim; 2016/2017 eğitim yılında 1324 özel ilkokul, 1481 özel ortaokul bulunuyormuş. Sadece 5 yılda, özel okulların sayısı yüzde 80’den fazla artış göstermiş. Denebilir ki, bu durum bolluk bereket göstergesidir. Halbuki 2016 yılında 10 bin 964 dolar olan kişi başına düşen gelir, 2022 yılında 10 bin 655 dolara gerilemiş. Zenginleşen bir kesim olduğundan hareketle özel okulların sayısının arttığı iddia edilebilir. Fakat tablo kamusal eğitimin niteliksiz oluşundan koşar adım kaçan orta direğin özel okullara tutulmasıyla daha net açıklanabiliyor. Belli ki özel okul işinde de iyi para var. Var ki, okul üstüne okul açılıyor. Değirmenin suyu işçileşen öğretmenlerin alın terinden geliyor.