• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Otoriterlik döngüsü veya seçimden sonra demokrasi için umut var mı?

30/07/2022 23:52

İHSAN DAĞI

@ihsandagi

AKP sonrası dönemde demokrasi ve hukuk devleti inşa edilebilecek mi? Bu soruyu erken bulanlar olabilir. Muhalefet için temel öncelik, elbette gelecek seçimlerin kazanılması. Otoriterliğin kökleşip, kurumsallaşmaması adına öncelikli hedef, sandıktan bir değişim çıkarmak. Sanırım bütün muhalif kesimler bu konuda mutabık.


Yine de yorgun ve umutsuz demokratlara, AKP’den başka iktidar görmemiş gençlere, bir nebze özgürlük için vatanlarından kopanlara, kopmaya hazırlananlara seçimden sonra güçlü bir özgürlük vaadi, kalıcı bir demokratik rejim umudu gerek.

Seçimden sonra ‘yeni iktidar’ı özgürce eleştirebilecek miyiz? Yönetenlerden hesap sorabilecek miyiz? Yapılan yanlışları her zaman ve her yerde protesto edebilecek miyiz? Adalete güvenebilecek, hakkımızı arayabilecek miyiz?

Seçim tarihi yaklaştıkça bir yandan değişim beklentisi yükseliyor öte yandan ‘umutlar yeniden hayal kırıklıklarına döner mi’ endişesi.

Muhalefet partilerinin birçok konuda net olmayan görüşleri, duruşları elbette gözden kaçmıyor. Yeni bir Anayasa meselesinden Kürt sorununa, güvenlik politikasından laiklik anlayışına, ekonomide kamunun ve piyasanın rolüne kadar bazı temel konularda muhalefetin nasıl uzlaşacağını bilmiyoruz. AKP politikalarının kışkırttığı milliyetçilik, içe kapanmacılık, Batı düşmanlığı, müdahaleci dış politika gibi eğilimlerin nasıl aşılacağı, aşılmak istenip istenmeyeceği konusunda kuşkular da yok değil.

Dolayısıyla nedensiz değil endişeler, kuşkular, karamsarlıklar…

Orhan Kemal Cengiz’in ifadesiyle, “Abdülhamit’ten kurtulup İttihatçıların eline düşenlerin ülkesi burası“.

Otoriterlik döngüsünü bir türlü yenemeyenlerin, tek parti rejimini halk oyuyla devirip halk oyuyla gitmemek için türlü baskı mekanizmaları kuranların ülkesi burası.

Muhalefetteyken demokrat, iktidar olunca zorbalaşanların, askeri vesayet rejimini yıkıp, tek adam vesayeti kuranların ülkesi burası.

Türkiye’nin yakın tarihi otoriterlik ile görece özgürlük arasında sürekli gidip gelen bir sarkaç. Böyle bir tarihsel tecrübenin ardından iktidarla sınanmamış ‘demokratlara’ bile kuşkuyla bakıyor insanlar.

Ancak, muhtemeldir ki sarkaç bir kez daha özgürlüğe doğru savruluyor.

Muhalefet hazır mı demokratik bir Türkiye’ye? Böyle bir Türkiye’yi kurmaya ve işletmeye?

Altı muhalefet partisinin güçlendirilmiş parlamenter rejime geçiş mutabakatları ve 6’lı Masa toplantılarının sonuç bildirileri bu konuda güçlü mesajlar veriyor. 6 liderin uzlaştıkları ana konunun demokratik ve hukuka uygun bir yönetim olduğu anlaşılıyor. Masa etrafında buluşan liderlerin kendilerini ‘otoriter AKP rejimi’ne karşı konumlamaları ‘alternatif bir vizyon’un habercileri. Ancak bu vizyonun nasıl uygulamaya konulacağı konusunda soru işaretleri de yok değil.

Muhalefet Anayasa değişikliğini en azından referanduma götürecek bir Meclis çoğunluğuna sahip olmadıkça mevcut ‘sistem’e göre ülkeyi yönetecek. Bu da ‘denge ve denetim’ mekanizmalarından yoksun bir başkanlık sisteminin devamı demek.

Elinde otoriterleşmeye ve keyfiliğe müsait bir sistem bulunan siyasetçilerin ‘iyi niyetli’ olmaları AKP iktidarına benzemelerini engellemeye yetmez. Keyfi yönetimi engellemenin yolu, denge ve denetim mekanizmalarını oluşturan kurumların, süreçlerin ve teamüllerin varlığı. Bu yok bugün, yarın muhalefet seçimi kazandığında da olmayacak. Güvencemiz, muhalefet liderlerinin verdiği sözler, kendi aralarında vardıkları mutabakat ve ‘iyi niyetleri’ gibi görünüyor.

Ancak, bunlar hala AKP sonrası demokratik ve özgürlükçü bir rejimi garantiye almak için ‘zayıf güvenceler.’ Asıl güvence, AKP’nin seçimde yenilmesinin ardından ortaya çıkacak olan ‘halk gücü‘; herhangi bir anayasa değişikliğinden önce sisteme bir ‘denge ve denetim’ aygıtı olarak katılacak ‘halk gücü.’

AKP iktidarını, yargı dahil tüm devlet kurumlarını partilileştiren, ekonomiyi, medyayı ve sivil toplumu neredeyse tümüyle kontrol eden bir iktidarı demokratik yollarla göndermiş bir ‘irade’ yeni bir ‘tek adam’ rejimine izin vermez. ‘Demokratik devrim’in halka verdiği güç ve özgüven karşısında seçilmişlerin ‘raydan çıkmaları’ epeyce zor. Seçilen cumhurbaşkanı muhalefetten kim olursa olsun böyle bir halk gücünü karşısına alamaz. Din sosuyla meşrulaştırılan bir ‘popüler otoriterliği’ sandıkta yenen bir halk, hak ve özgürlüklerini kolayca bir başka ‘lider’e devretmez.

Dolayısıyla, ‘yeni iktidar’ın son yıllarda görülmeyen bir kamuoyu baskısı ve aktivizmi altında işini yapacağını öngörebiliriz. İktidara hazırlanan siyasetçiler büyük bir özgüvene sahip, özgürlüğünün ve hakkının peşinde, haksızlığa sessiz kalmayan bir kitleyi yönetmeye hazır olmalılar. AKP sonrası son derece renkli, aktif, etkin bir sivil toplum göreceğiz. Yeni iktidar, her dediğine evet demeyen, kolayca manipüle edilemeyen politik bilinci yüksek bir ‘vatandaşlar’ grubu bulacak karşısında.

Açıkçası, ben muhalefet liderlerinin verdikleri sözlerden, vardıkları anlaşmalardan çok demokratik ve özgür bir Türkiye ülküsü adına mevcut gidişe sandıkta ‘dur’ diyecek halk iradesinin yaratacağı yeni dinamizme güveniyorum. Dolayısıyla demokratik ve özgürlükçü bir düzene ulaşmanın yolu, otoriterliği, hak ve hukuk tanımazlığı ve keyfi yönetimi somut bir rejime dönüştürmüş bir iktidarın önümüzdeki seçimde yenilmesiyle açılacak.

Kategori:Agora, Vitrin-mobil

Tüm yazılar: İhsan Dağı

SON HABERLER

Fenerbahçe'den bedelli sermaye artırımı kararı: Hedef borç kapatmak

Fenerbahçe Futbol AŞ, 250 milyon lira olan sermayesini yüzde 400 artırarak 1 milyar 250 milyon liraya çıkarma kararı aldı.

İBB soruşturması: Yedi kişi daha tutuklandı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı ‘yolsuzluk’ soruşturması kapsamında gözaltına alınan yedi kişi daha tutuklandı.

Trump yönetimi Harvard'ın yabancı öğrenci alma yetkisini iptal etti

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Harvard Üniversitesi’nin uluslararası öğrenci kaydetme yetkisini iptal etti.

Trump'ın Eğitim Bakanlığı'nı kapatma kararı durduruldu

ABD’de bir federal yargıç, Başkan Donald Trump’ın Eğitim Bakanlığı’nı kapatma kararının uygulanmasını durdurdu. 

Topkapı Sarayı'nda iki has oda 10 yıl sonra ziyarete açıldı

Topkapı Sarayı Harem Dairesi’ndeki 1’nci Ahmed Has Odası ve 3’üncü Ahmed Yemiş Odası, yaklaşık 10 yıl süren restorasyonun ardından ziyarete açıldı.

TUS'u geçen 250 hekim kliniklerine yerleşmek için bekliyor
Süper Kupa'nın sahibi Trabzonspor

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 760 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

İhsan Çaralan: İster istemez akla 'ahtapot suç örgütü' tanımı geliyor

Emre Kongar: Erdoğan/AKP iktidarı, zayıfladığı dönemlerde, ömrünü uzatmak için, önce Kürt milliyetçiliğini kullanmıştır

Mine Söğüt: Rahat rahat konuşalım, Linet bu ülkede bizimle kalsın mı yoksa gitsin mi?

Mustafa Balbay: Kurtulmuş, 'Alevileri inciten bir şey demedim' yerine, özür dileyip ne düşündüğünü daha net ifade edebilirdi

Feray Aytekin Aydoğan: Mücadele ederek kazandığımız tüm haklar hedef tahtası hâline getiriliyor.

Alaattin Aktaş: Resmi tatillere niye ek yapılıyor?

Zeynep Altıok Akatlı: Türkiye'de barışın tartışıldığı bu günlerde, nefretin sanat üzerindeki gölgesi hepimize ağır geliyor

Nevşin Mengü: İnternet sitelerinin basın yasasına göre künyesi olmak zorunda

Gökçer Tahincioğlu: Kaç süslü lafla, 12 yaşında bir çocuğun öldürülmesinin üzeri kapanır?

Hediye Levent: ABD Dışişleri Bakanı Rubio'nun Suriye'de her an bir iç savaş patlayabileceğine dair açıklaması gündemde

Abdulkadir Selvi: Macaristan'da Orban, Türkiye'de Erdoğan kazandı; küresel proje çöktü

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×