Yerel seçimlerin ardından iktidar partisinin başka çaresi yok; ya sistem değişikliğine gidecek ya da kendi yarattığı sistemde yok olacak. Yeni anayasa tartışmasını parlamenter sisteme dönüşün bir parçası olarak gündeme getirmek olası 2028 hezimeti öncesi AKP’nin yapabileceği en rasyonel hamle.
Seçimin kazananları, kaybedenleri
Seçim sonuçları, AKP’nin elindeki bütün araçlara rağmen siyasette kalıcı bir ‘hegemonya’ kuramadığını gösterdi. Kitlesel muhalefet, parti sınırlarını aşarak yerel yönetimler etrafında yeni bir siyasal ‘dinamizm’ üretti. Üstelik bu, 2019’un sınırlarını aştı.
Seçimden sonra normalleşme mümkün mü?
AKP yerel seçimleri kaybederse ‘makulün siyaseti’ne yönelmek zorunda. Seçimden galip çıkan bir İmamoğlu ve Yavaş’ın karşısında AKP geniş kitleler için hizmet ve huzur üretecek bir normalleşme süreci başlatmazsa orta vadede ağır kaybeder. Makul, ekonomide rasyonelleşme, siyasette ise normalleşme ve demokratikleşme demek.
Atatürk realitesi ve Atatürkçülük: Yeniden düşünmek mümkün mü?
Riyad’da yaşanan futbol krizini 28 Şubat, Gezi ve ‘AKP’ye operasyon’ gibi varoluşsal anksiyetelerini yansıtan abes bir dille izaha çalışıyorlar. Devletin sahip çıkmadığı Atatürk’e halkın sahip çıkmasını, saygısını ve şükranını ifade etmesini anlamıyorlar.
İYİ Parti ne yapmaya çalışıyor?
Partiler daraldıkça, zayıfladıkça, beklentilerinden uzaklaştıkça merkeze yanaşmazlar, aksine içe kapanır, radikalleşir ve mevcudu korumak için sertleşirler. İYİ Parti’nin de bu yönde gittiği aşikar.
Medeniyetler çatışması, Batı karşıtlığı ve İslamcılığın yeniden inşası
Gazze savaşı, geleneksel İsrail-Filistin sorununun bir parçası olmaktan çıkarılarak, bir tür ‘haç-hilal çatışması’na dönüştürülüyor.
Erdoğan’ın AKP’ye ihtiyacı var mı?
Devleti ve devleti temsil eden bakanlarıyla birlikte Erdoğan’ın AKP’ye ihtiyacı neredeyse yok. Liderlik tarzı, siyaset-devlet ilişkisi, organik aydınları, etkisiz muhalefet partileriyle ne kadar çok benziyoruz Putin’in Rusya’sına…
Dört yanımız düşmanlarla çevriliyse ne yaparız?
Devletçi ve güvenlikçi bir kültür üreten ‘düşmanlarla çevriliyiz’ algısı ‘devletin bekası’ için hukuku askıya almayı, özgürlükleri rafa kaldırmayı, demokrasiyi ertelemeyi dert etmez. Böyle bir siyasal kültürden de demokrasi ve özgürlükler rejimi çıkmaz. Gerçekçi olalım.
İmamoğlu yeniden kazanabilir mi?
Ekrem İmamoğlu sanırım siyaset hayatının en büyük riskini alıyor yeniden İstanbul Büyükşehir adaylığını açıklarken. ‘İstanbul’u AKP’den alan kişi’ olarak ulusal siyasette yükselişe geçen İmamoğlu Mart 2024’de seçimi kaybederse siyasal kariyeri biter.
Muhalefet nereye?
Muhalefet, sadece seçimi değil umutlarını da kaybetti. Yeni bir hayal kırıklığı yaşamaktansa artık umutlanmamayı tercih edebilir seçmen. Bu da yerel seçimlerde sandığa gitmemek, kaybedeceklerini düşündükleri bir yarışa baştan çıkmamak demek. Kitlesel bir ‘de-politizasyon’ hiç uzak bir ihtimal değil.
- 1
- 2
- 3
- …
- 8
- Sonraki Sayfa »