AKP, Kemal Derviş döneminde gerçekleştirilen reformlara sahip çıkarak ve IMF ile yapılmış olan anlaşmayı başarıyla tamamlamaya özen göstererek ekonomide akılcı politikalar izleyeceğini ortaya koyunca uluslararası piyasalardaki Türkiye imajı de hızla düzelmeye başladı ve Türkiye ciddi boyutlarda doğrudan yatırım sermayesi (FDI) çekmeyi başardı. Tek bir yıldaki FDI girişinin 20 milyar doları aştığı yıllar yaşandı.
Bu olumlu gelişmeler sonucunda Türkiye’deki yıllık enflasyon 1970’lerden beri ilk kez tek haneli rakamlara indi ve yüksek enflasyonun Türk lirasına yüklemiş olduğu sıfırlar atılabildi.
Bu başarı hikayesinin temelinde yatan faktör Kemal Derviş reformlarının devletin ekonomideki ve finans sistemindeki rolünü yeniden tanımlamış olmasıydı. Avrupa Birliği açılımı ve mali disipline uyulması da bu hikayeyi tamamladı.
Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu derin çıkmaz da tamamen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kemal Derviş reformlarının ruhuna ihanet ederek devletin kaynaklarını kendisine siyasi destek veren kesimlere kullandırmasından kaynaklandı. Ekonomiyi canlı tutmak bahanesiyle faizler düşürüldü ve enflasyon canavarı azdırıldı ve bugünlere gelindi.