Yaşlanmak doğal bir süreç ve önlenemez bir yaşam formu. Ne var ki daha iyi ve yavaş yaşlanmak, daha formda ve fit yeni yaşlar almak, hepimize tanınmış doğal bir hak ve fırsat. Tabii ki dikkatli ve akılcı davranabilirsek.
Bana göre bu işi başarmanın yolu öncelikle muhteşem dörtlünün (beslenme, uyku, egzersiz, huzur) koluna girip kronik hastalıklara -diyabet, hipertansiyon, kanserler, Alzheimer…- paçayı kaptırmamak ya da o hastalıkları mümkün olduğu ölçüde ileri yaşlara postalamaktır. Sadece etkili ve bilimsel temelli bir “KRONİK HASTALIK ÖNLEME PROGRAMI”nı uygulamaya geçirebildiğimiz durumda bile yaşlanmayı erteleyebilir ve etkilerini minimuma indirebiliriz.
Üstelik bu işi kronik hastalıklara genetik eğilimimiz olduğunda bile başarmamız kesinlikle mümkün. Zira kötü genler de birer tohum. O tohumları çimlendirip yeşertmemek, çiçek açmaları ve meyve vermelerini engellemek bizim elimizdedir.
Tam da bu noktada “Peki o kötü tohumları nasıl susturabiliriz hocam?” diye bir sorunun aklınıza gelebileceğini çok iyi biliyorum. Yanıtım tek cümleden ibarettir: ŞİFACI BEŞLİNİZE SAHİP ÇIKIN!
Sadece daha doğru ve dikkatli BESLENEREK… Yalnızca daha aktif bir hayat sürüp yaşamınıza EGZERSİZ ALIŞKANLIĞINI da ekleyerek… Sadece her gün erken yatıp erken kalkarak ve daha güzel, daha bebeksi, daha derin UYKULARA ODAKLANARAK… Sadece STRESİNİZİ makul düzeyde tutup HUZUR dolu bir hayata yelken açarak… Ve sadece bir doğal şifacı olduğu kesinleşen MANEVİ ZENGİNLİK gücüne odaklanarak… Alzheimer’dan diyabete, artritten kansere, hipertansiyondan kalp krizine, beyin felcinden obeziteye kadar birçok kronik hastalıktan uzak daha keyifli yaş almamız ve yaşlanmamız mümkündür. Yapacaklarımız ise son derece basit ve küçük ama kalıcı bazı değişimleri yapmaktan ibarettir.
BİR: Şu önemli kararları vereceğiz: Yürüyerek mi, çürüyerek mi yaşlanacağız? Bin yıllık zeytin ağaçları gibi dimdik ve ayakta mı, yoksa hastalıklarla boğuşarak huzurevlerinde veya hastanelerde yatakta mı yaş alacağız?
İKİ: Sağlık bakımını önceleyip hastalanmamaya çalışacağız. Önce sağlık deyip kendimize iyi bakacağız.
ÜÇ: Şarlatan ve cambazların önerilerine değil, bilimsel tıbbın verilerine ve geleneksel tıbbın tecrübelerine güveneceğiz.
DÖRT: Kadere inanacak ama hayatın biraz da bizim yaptığımız bir şeyin olduğunu unutmayacağız.
BEŞ: Düne pişmanlıkla, yarına kaygıyla bakmayı bırakıp günü yaşayacak, bedeni ve ruhu bir arada ve barış içerisinde tutmaya çalışacağız.