Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbete mahkum edilen insan hakları aktivisti ve iş insanı Osman Kavala, 2000 gündür hapiste. Kavala, tutukluluğuna ilişkin yayımladığı mesajda 14 Mayıs’taki seçimleri işaret ederek, “14 Mayıs’tan sonra yargıda hukuk ilkelerine ve insan haklarına saygı gösteren bir anlayışın hakim hale geleceğini ümit ediyorum” dedi.

Gezi Parkı eylemlerini finanse ve organize etmekle suçlanan sanıkların 25 Nisan 2022’de yargılandığı davada Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet; Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verilmişti.
Bugün itibariyle 2000 gündür Marmara Cezaevi’nde (Silivri) olan Kavala, tutukluğuna ilişkin avukatları aracılığıyla yayımladığı mesajda hukuka, mantığa sığmayan iddialar ve suçlamalarla cezaevinde olduğunu hatırlatarak şunları kaydetti:
Cezaevinde tutulmam, eziyet etme eylemidir
*Beni suçla ilişkilendiren hiçbir somut delil olmadığı ilk Gezi davası sonunda oybirliği ile verilen beraat kararında açıkça belirtilmişti. İddianameleri okuyan herkesin rahatça göreceği bu gerçek iki AİHM kararıyla bağlayıcı hukuki hüküm niteliği kazanmasına rağmen cezaevinde tutulmam yasaların ve yargı yetkisinin kötüye kullanımı ile gerçekleştirilen bir eziyet etme eylemidir. Başkalarının hayatlarına değer vermeyen
anlayışın tezahürüdür.
*14 Mayıs’tan sonra yargıda ve tüm kamu kurumlarında hukuk ilkelerine, insan haysiyetine ve insan haklarına saygı gösteren bir anlayışın hakim hale geleceğini ümit ediyorum. Suç işlediklerine dair delil ortaya konmadan cezaevine sokulan binlerce yurttaşımızın da aynı beklentiler içinde olduğuna inanıyorum.