Türkiye’nin nefret bülteni Akit gazetesinin yazı işleri müdürü böğüre böğüre kusmuş yine… “Gay, ibne, Ermeni, Fransız, Hrant, Tahir Elçi olmak için en küçük fırsatları değerlendirdiler, ama sıra ‘Müslüman olma’ya gelince ortalıkta görünmediler” diye yazmış…
Cat Stevens’ın “Kuran’dan önce Müslümanları tanısam asla Müslüman olmazdım” diye sözünü ettiği adam tipinin mükemmel bir örneği bu beyefendi.
Ama konumuz bu değil… Ben bir havaalanından diğerine koştururken, Sayın Cumhurbaşkanımızın sözlerini gördüm iki arada bir derede…
Zannettim ki, bu Akit gazetesi hakkında konuşuyor. Şunları söylemiş Sayın Cumhurbaşkanımız: Lümpen bunlar, demiş… Aynen katılıyorum, kelime cuk diye oturuyor… Sadece vicdansız değil, aynı zamanda ahlak yoksunu bunlar, demiş…
Hunharca öldürülen insanların arkasından böyle tiksinti verici nefret kusanlar için ne kadar güzel bir tanımlama…
Son olarak da, “tiksinti” duyduğundan söz etmiş, Sayın Cumhurbaşkanımız…
Aynen, günlerce çürümüş bir leşin kokusunu duyar gibi olduk Akit’in sözlerini duyunca… Amma velakin, dikkatli bir şekilde bakınca Sayın Cumhurbaşkanının bu sözleri, Akit’in nefret bülteni için değil de, barış çağrısı yapan akademisyenler için sarf ettiğini fark ettim.