‘Terör örgütü üyeliği’yle suçlanan Prof. Dr. İştar Gözaydın, davanın kendisi için işkenceye döndüğünü belirterek, ‘ByLock’u basından öğrendiğini söyledi.
Gözaydın İzmir başsavcılığının yürüttüğü ‘FETÖ/PDY’ soruşturması kapsamında 20 Aralık 2016’da gözaltına alınmış, 27 Aralık 2016’da da tutuklanmıştı.
Kapatılan Gediz Üniversitesi’nde sosyoloji bölüm başkanlığını yürüten Gözaydın, 94 günlük tutukluluğun ardından 30 Mart’ta tahliye edilmişti.
Gözaydın, bugün yedi buçuk yıldan 15 yıla kadar hapsinin istendiği davada İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Akademik çalışmalarından bahseden Gözaydın, Türkiye’deki ve dünyadaki çeşitli dinsel yapılanmalarla çalışmaları nedeniyle irtibat halinde olduğunu söyledi.
‘Telif ücreti yatırıldı’
Profesör, 2015’te Samanyolu TV’de bir dizi tartışma programına konuk olduğuun, bu programlarda ödenen telif ücretinin gıyabında Bank Asya’ya yatırıldığını, bu hesapta hiçbir şahsi hareketi olmadığını söyledi.
Gözaydın şöyle devam etti: “ByLock olarak adlandırılan programı basındaki haberlerden duydum. Daha önce böyle bir programın varlığından bile bihaberdim. Telefonumda böyle bir program bulunmadı. Ama konuştuğum kişilerde bu program bulunup bulunmadığı hakkında elbette hiçbir bilgi sahibi olmam da mümkün değildir.”
‘ByLock’, ‘FETÖ’nün gizli haberleşme programı olarak örgüt üyeliğine delil sayılıyor.
‘Tek açığa alınan üye benim’
Gözaydın, CHP’den aldığı teklif üzerine 2015 Şubat’ında İstanbul Doğuş Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’ndeki dekanlığından istifa ettiğini, milletvekili adayı olarak gösterilmeyince akademik teklifleri değerlendirdiğini, bunun üzerine İzmir Gediz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyfullah Çevik’in teklifiyle üniversitede görev aldığını anlattı.
Rektörü ve görevlileri o dönemde tanıdığını, 21 Ağustos 2016’da ada çığa alındığını öğrendiğini aktaran profesör, “FETÖ olarak adlandırlan yapılanmanın finansmanıyla yürütülmekte olduğu iddia edilen bir üniversitenin tek açığa alınan öğretim üyesinin şahsım olmasını ironik hatta manidar buluyorum. Bu hukuksuz işleme dair idari dava açtım” dedi.
‘İşkenceye döndü’
Gözaydın, Ekim 2016’da Avrupa Birliği bünyesinde yürütülmekte olan bir proje toplantısına giderken havaalanında hakkında seyahat yasağı konulduğunu öğrendiğini belirterek 3,5 ay tutuklu kaldığını söyledi: “Benim için bir işkenceye dönmüş bu davada öncelikle beraatime karar verilmesini, yurt dışı yasağımın kaldırılmasını ve el konulan bilgisayar, telefon ve elektronik aygıtlarımın tarafıma iadesini talep ediyorum.”
Mahkeme, Gözaydın’ın pasaport iptalinin kaldırılması talebini reddederek dijital deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verdi. Duruşma ertelendi.