AK Parti iktidarının ilk dönemi bir arayış dönemidir: Çoğunluğu İslami ve/veya muhafazakar orijinli siyasetçilerden oluşan ekip; militarist, devletçi egemen söyleme karşı çevrenin sesi olma iddiasıyla ortaya çıktı. (…)
Türkiye’nin bu uzun yolculukta kazanım ve kayıpları oldu: Dindarmuhafazakar kesim sahneye çıktı. Çevredekiler merkeze geldi. Eskiden devletle çok barışık olmayan kesimler, hayatın faal unsuruna dönüştü.
Ama laiklerle dindarlar arasında, umulan oranda uzlaşma gerçekleşmedi, iletişim kanalları umulan oranda açılmadı. (…)
Her gerilim, her iç çatışma, ekonomiyi sarstığı gibi demokratik değerlerden de uzaklaşmaya neden oluyor. Ve böylece ilerleme şansını yakalayamıyoruz.