Şubat ayında 36 kadın cinayeti işlendi. 17 kadın “Boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek” gibi bahanelerle öldürüldü. 12 cinayet, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun raporuna ‘şüpheli’ olarak kaydedildi. İlkokuldaki bir kız çocuğu maket bir mezarın önünde, öldüğü varsayılan annesine bağıra çağıra ağıt yakma simülasyonu yaratmaya zorlanırken kendisine hoca denilen bir zat kadınların edep yerlerine epilasyon yaptırmalarının zina olduğunu buyurdu. Muhtemelen daha niceleri var.
Milli Eğitim Bakanı, “Tarikatlarla yaptığımız protokolleri artıracağız” dedikten sonra okullara din görevlileri ile sayısı belirsiz cemaat mensuplarını ‘değer eğitmeni’ olarak gönderen, bunların arasına kendi partisiyle, destekçisinin militanlarını da ekleyen iktidarın yasayla-yasal olmayan arasındaki sınırı iyice belirsizleştirdi. Bu durum, kadınların kıl-tüy sorunu, beden postürü, bakışı, eyleyişi, karşı cinsle ilişkileri, duygularını dışa vurumu ve tercihlerini belirlemeye yönelik iktidar söylem ve pratiklerinin içler acısı halini de gösteriyor. Pedagoji, psikoloji, hijyen, sağlık, kadın hakları, medeni yasa, ceza yasası gibi zaman içinde oluşan ve hayatın düzenlenmesini sağlayan değişik düzlemlerdeki ilkelerin birer birer iptal edildiği bir zamandan geçiyoruz.